• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Köksal BAYRAKTAR
koksal@hotmail.fr
PEHLÜL DEDEM VE CAFER HOCA
15/02/2011

 Sakin görünüşüne bakarak aldanmayın. Sinirlendiğinde,yada haksızlığı gördüğünde de öfkesinin sınırı belli olmazdı. Normal konuşurken bile gür sesiyle bağırdığını zannederdiniz.Öfkelenir sesinin tonunu yükseltirse gök gürlüyor zannederdiniz.Öfkelendiğinde konuştuklarını komşu köylerden bile oturduğunuz yerden  duyabilirdiniz.

          İçinde kin öfke taşımaz, haksızlıkla karşılaştığı zamanda  davudi sesiyle haykırırdı.Kavgacı döğüşçü biri değildi,ama  kimse onunla takışmakta istemezdi onunla  bozuşmamaya da dikkat ederdi.Pervasız olduğu için zannedersem ona Deli Kılıçta denirdi lakap olarak.Bana göre bu dalkılıç olmalıydı.Deli kılıçta  belki ona çok uygun imrenilecek bir isimdi.Herkes bir çok konumlarda’’Bana ne ,bana dokunmayan yılan bin yaşasın’’yanlış çağ dışı bir öz deyişe uygun davranırken,benim dedem ,sonuçlarını dahi düşünmeden  öyle dalkılıç girerdi haksızlığa karşı.                   Çocukluk yıllarımda çok ünlü bir köy imamı vardı,Cafer Hoca.Şavşat’ın SİHİZİR köyün-dendi.Müftülük yaparken gavur(!) mektebinde eğitimi alan bir kaymakamın,  kurana ters düşen anlatımından  dolayı sandalyeyi  kafasına geçirdiği (!) için  kovulmuştu müftülükten.Kendisi öyle anlatarak kahrman da olmuştu köyde..Sekiz yıl imamlık yaptı köyde. Dayalı döşeli ev hazırlandı kendisine. Evinde hanımıylabir akşam olsun misafir olmak nasip olmamıştı.!Sekiz yıl boyunca davetten davete gitmişti.Tüm  köylü kuraçekerek davet sırası belirleniyordu.Herkes bir hafta bakma hakkı vardı.Davet sırası gelen hocayı namaz sonu cami çıkışında bekliyerek’’Hoca efendi buyurun ,bizim davetlimizsiniz ,bize gideceğiz.’’der hoca önde evegidilirdi. Hoca efendinin hanımı  evin hanımı tarafından davet edilip eve götürülmüştür bile.Evin hanımınında bulunduğu, duyabileceği ortamlarda daha önce misafir olduğu evlerdeki yemekler meth edilir,ne kadargüzel yiyecekler yediğini ballandıra,ballandıra anlatırdı.Böylece hanımlar hepsi birbiri ile yarışır daha iyi yemekler hazırlayabilmek için.Misafir olduğu evde diyelim ayran çorbası var,yada purşuk aşı,yada cadi harşosu.Hocanın ağzına göre değil.Kendini zorlayarak çok iştahlı bir kaç kaşık attıktan sonra ‘’Ne yazık hiç aclığım yok.Bilseydim böyle güzel çorba olduğunu orda biraz az yerdim hiç olmazsa.’’Diyerek  kenara çeki-lir.Evin hanımı da ne kadar beğenildim diye bir dahaki sefere daha neyi varsa döşenirdi.Yaşıtı ihtiyarlar herkes onun kardeşi ,en yakın can dostu olarak bilirdi.Köyde cafer Hoca’ya kimse kaşındanyukarı karan var diyemezdi.Sekiz yıl boyunca yedi içti.Kocamanda bir göbek oluşturdu.Nihayetinde köye kadrolu imam gelince  istemedende olsa gitmek zorunda kaldı.               O gittikten sonrada etkisi devam etti. Cami kapısında bir mesele mi tartışılıyor?Birisi  ‘’Cafer hocaşöyle demişti’’ demesi yeterliydi. Akan sular dururdu. Onun dediği en doğruydu.(!)               Pehlül dede; soğuk bir kış günü atıyla yolculuk yaparken Sihizir civarından geçiyordu..Akşam geç vakitti.Hocanın köyüde bayağı uzaktı.Ama o dostunu ,can arkadaşını ,onunla sohbeti çok özlemişti.Atını mahmuzladı,gecenin ayazına,karına bakmadan yoluna devam etti.                Hocanın kapısını çalınca kapıyı açacak,önce şaşıracak,gözlerine inanamıyacak.Tanıyınca ‘’Pehlulbenim koca dostum,kardeşim’’ diyecek koşup boynuna sarılacak,o da ona sarılacak.Eski günleri yadedecek-ler.Yok canım bu akşam uyumak haram.Sabaha kadar hasret giderecekler.Belki yarında bırakmak istemezdi.         Muhakkak gitmesi gerekti.Hayal ederken göğüs kafesinden  gelen bir şey nefesini daraltıyorduGözünden yuvarlanan yaş yere düşme fırsatı bulamamış paltosunun yakasına buz taneciği olarak yapışmıştı.         Hocanın köyüne vardı akşamın dar vakti.Sorarak kolayca buldu hocanın evini.Atından inerek sevinçle    hocanın kapısını çaldı                Hoca kapıyı açtı .bon bon baktı   ‘’.Bir şey mi istiyorsunuz.?’’Dedem şaşırmıştı.Onu gören hoca gelip boğazına sarılacak onu öpecek öpecekti tekrar tekrar.Oda hocayı bir daha birdaha öpecekti. Gerçekten çok özlemişti onu.Onun için kışın soğuk ve ayazına bakmadan Sihizir’e atmıştı canını. Yolda gelirken bilebu görüşmenin tatlı hayali ile gülümsemişti.İlk şaşkınlığı geçince hoca ihtiyarladı,belkide gözleride iyi görmediği için tanıyamadı.Vah vaaaah diye iç geçirerek acıdı ona içi burkuldu.  -Cafer Hoca ben Karsniya’li Pehlül’um.Can arkadaşın,dostun.Tanıyamadın her halde  diyerek ona doğru sarılmak için yaklaştı.Hoca hiç tınmıyordu.Sonra zor hal konuştu.-Hee tanıdım .Ne istiyorsun onu soruyorum.Dedem sinirlenmeye başlamıştı.Durumu anlamaya çalışıyordu.-Nasıl ,ne istiyorum?Misafir olmak için geldim.Hasret gidermek için canımı buraya attım.Beni misafir olacağım .Sende beni atımla misafir edeceksin dedi. Hoca  az düşündü sağa döndü sola döndü. Nerden tebelleş oldun der gibiydi. Sonunda.-Tamam seni misafir edeyim yinede atına karışmam.Onu ne yaparsan yap dedi yarım ağızla.              Pehlül dede  durumu anlamıştı.İnek öldü,dostluk bitti diyordu hoca.Çok büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı.-Hoca  hoca çok ayıp ediyorsun.Bu gecenin ayazında neden beridir kapıda bekletiyorsun. Adam iti atmaz kapıya  bu ayazda.Bir adam bir at neki ;adam ağzının içinde saklar bir akşam.Yedi ihlımlı bile dışarda bırakılmaz.Yoksa  senin kafana  bir şey mi düştü?Hoca şöyle bir kımıldadı yerinden sıkıntılı.-Deli Pehlül ne olacak.Herzaman aynı,hiç değişmemiş. Dedi fısıldıyarak.            Pehlül dedenin  cinleri kafasına  üşüşmeye başlamıştı Demek beni tanımıştı. .Başına düşmemişti..  Dedemin öfkesi ile konuşmaları gök gürültüsü gibi köyün akşam karanlığında yankılanıyordu.yakın komşular gelmiş  etrafınıalmış,biraz uzak komşular  evinden fırlayan sokaklara dökülmüş gelmekteler.                         .Yanına gelen bir komşu dedemin önüne geçerek konuşmasına karışmaya çalışıyordu.-          Ben hocanın kardeşiyim. Gel buyur benim misafirim ol.Atının da seninde başımın üstünde yeriniz var.Ne olur bağırmayın. Onun adına  ben özür diliyorum.diyor ikna edebilmek için dil döküyor ama bir türlü ikna edemiyor.O uğradığı hayal kırıklığı nedeni ile kimseyi duymuyordu bile.Nasıl böyle yıllar yılı can dostzannettiği kimse bu kadar lakayt olur.Kafası zonkluyor,içi doluyor,gözleri yaşarıyor. Kendini aldatılmış ihanete uğramış hissediyor boğulacak gibi oluyordu.Gelenler  misafir edebilmek için dil döküyor kimi atını çekiştiriyor. Hayır o kımıldamıyor yerinden. Sonunda yanardağın  tepesinden fışkıran lavlar gibi patlıyor.Sesi gök gürültüsü gibi yankılanıyor köyün karanlığında.-Senin gibi hocanında, seningibi müslümanında,insanında, senin gibi.....senin gibi...................anasını,avradını,soyunu ,sopunu ,sülalesini.......vs  vs...........................             Pehlül dedem atına atladı.Yola doğru sürdü.Herkes  yalvarıyordu misafir edebilmek için.  O arttık köyde kalmak istemiyordu.En yakın başka bir köye doğru yola koyuldu.Misafirliğe ikna edemiyen köylüler korkutmak istemişlerdi-Gecenin ayazında donabilirsin,atın da sende aç kurtlara yem olabilirsin. Vaz geç . Gel bizim misafirimiz ol.Bir köy bir adamı misafir edememiş dedirtme ,bizi böyle bir utanç içinde bırakma diye dil dökmüş,yalvarmışlar ama nafile. Kimseyi dinlemiyor bile.. Kesin kararlı atını sürüyor.Herkes arkasından bakakalıyor. O hala konuşuyor kendi kendine. Bütün konuşmaları evlerin içinden bile rahatça duyuluyordu.-Haram olsun bu köyün ekmeği suyu bana.Koy soğuktan donayım yollarda ,donmasam aç kurtlara yem olayım. Yeterki buradan uzaklaşayım .......................Arkada kalan köylüler öylece arkasından bakakaldılar.Kimseden ses çıkmıyor,sessizce  giden yolcunun sözlerini küfürlerini dinliyorlardı.Neden sonra içlerinden biri   ‘’Haydi komşular evlerimize girelim soğuktan donacağız.’’ Demesiyle herkes evine yöneldi.İçlerinden biri ise  ‘’Ne deli adama çattık yahu ‘’ diyordu.                 Pehlül dedemin ruh halini, KAZAK ABDAL ın şu dizeleride yazdıran aynı duygular olduğunu  düşünüyorum.   Eşşeği saldım çayıra,otlayıp karnın doyura                                                                   Bu eşşeği huzurunu bozanında  anasını, avradını.             Komşu köye kadar kızgınlıkla  kendi kendine konuşarak gitmiş,köyde önüne gelen ilk evin kapısınıçalarak misafir olmuş.Köye geldiğinde bir hafta kimseyle pek konuşmamış.             Cuma günü gelmiş.  Namazını kılmış duasını beklemeden çıkıp çeltinin kapısını kesmiş.          - Komşular az bir zamanınızı alacam.Kimse dağılmasın benim hatırıma.Bir çift sözüm var söyliyecek.Herkes  merakla çeltinin kapısında dedeme bakıyor. En son hoca da  camiden çıkınca başlıyor anlatmağa                                                                                                                                                                                                                                                   .               - ..........ya kiralık yük götürmüştüm. Yolum   tam ordan geçmesede  sevgili (!)  Cafer hocamızla hasret giderebilmek için  at sürdüm .Akşamın dar vaktinde ,kalbim sevinçten göğsüme sığmaz vaziyettteyken kapısını çaldım.Cafer hoca kapıyı kendisi açtı.Ben kollarımı açmışım ona sarılıp öpeceğim o kazık gibiçakılı kaldı yerinde.Beni misafir edesi bile yoktu. ............Başından geçenleri bir bir anlattı.Anlattıkça içikabardı.Konuştu,konuştu.İçini boşalttı.Boşalttıkça hafifledi rahatladı.Sesinin kızgınlığı yavaş yavaş dinginleşti. Son olarakta         -İşte komşular sizin o Cafer hocanızın hocalığınında ,müslümanlığınında,dostluğununda......,anasını avradını,geçmişini geçeceğini vs.   vs.              Derin bir nefes aldı .Gözpınarlarından yuvarlanan iki damla göz yaşını gizlemak için elinin tersiyle silerek gizlemeye çalıştı.İçindeki öfke dinmiş paylaşmanın rahatlığını duyuyordu..-Vaktinizi aldım beni bağışlayın.Bunu yapmasaydım ben çatlardım.Beni dinlediğiniz için hepinizden allah razı olsun. Hepsi bu kadardı. Şimdi gidebilirsiniz.          İyiki vardın dedem. Gördüğün haksızlıkları herkese duyururdun.Keşke kırk bin köyümüzde birertane delikılıç olsaydı,haksızlıkları,doğru bildiklerini haykırıp tüm türkiye ye duyursaydı. Belki ‘’Bana dokunmıyan yılan bin yaşasın’’ korkak,mıymıntı,egoist ilkel tavrını özdeyiş haline getirilmezdi.                                     Köksal bayraktar   13-şubat 2011                                                                        Chavanoz-Fransa 


3452 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

     20/02/2011 00:32

nice cafer hocalar geldi geçti köyümüzden hocalardeğişti bizim kafa değişmedi . örneğin hoca köyün ormanını doğrasa kimse sesini çıkarmaz sen bir dal kes yandın .
taner akpınar

Yazarın diğer yazıları

Derelerin Kardeşliği - 20/02/2017
Bütün dünyada nasıl halkların kardeşliği gerçekse, derelerin kardeşliği de o kadar gerçektir.
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım, O ve Ben -2- - 11/01/2017
İlkokulu bitirdik.Diplomalarımızı aldık.6yıllık Susuz ilköğretmen okulu imtihanlarına yazıldık.Birgün önceden Unushev'de kızkardeşlerinde misafir olduk.Adakkale'de bir okulda imtihana girdik.Rifat Zeki ve ben beraber aynı yerde imtihana girdi
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım O ve BEN - 14/12/2016
Onunla en eski anım yukarki yaylada olmuştu.Yaylamız yoktu.Mallarımızı Anneannem Zahide nenem sağıyordu..Yazın köy çok sıcak diye anam Nuro dayımla yaylaya gönderdi.Atla dayımın kucağında yaylaya vardığımda koşarak beni karşıladı.
KÖLELİK VE İSLAM - 21/01/2016
Okul yaşamı boyunca din dersleri okudu bizim kuşağımız.Genellikle esirgeyen,bağışlayan,sevgi dolu din-i islam içerikli konular öğrendik.
MENEMEN NE MENEM - 26/12/2015
930 yılı 23 aralık tarihinde 24 yaşındaki genç asteğmen KUBİLAY MENEMEN de
AYYAŞ!! - 11/12/2015
'Ayyaş' bir sigara yaktı, bir kadeh rakı koydu, hava sıcak, çarptı tabii.. Kalktı Muş ve Van’ı Ruslardan temizledi. Bir kadeh daha vapurda sanıyor kendini hoopp Samsun’a gitti kafa. Amasya’da Erzurum’da Sivas’ta kongreler.
KÖYÜME HASRET - 03/11/2015
Gel gör ,köyümün çok hoştur yazı . Pancarcı giderdi gelini ,kızı Şimdi yüreklerde kalmıştır sızı Kaldı bizim yaylalar Kutlu köyüne.
YAŞAMA BAKIŞ - 21/03/2015
Aştım koskoca daağları Geçtim ovaları
İSLAMOFOBİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ-1- - 04/02/2015
Charli Ebdo baskını ile Medeniyetler çatışması ve İSLAMOFOBİ yeniden ısıtılarak toplumun önüne servis edildi.Temcit pilavı gibi ısıt ısıt ye.Tabii yersen.
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam113
Toplam Ziyaret331461
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar32.262832.3921
Euro34.778034.9173