• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Necat BAYRAKTAR
necatbayraktar@hotmail.com
Şiir Sanat Edebiyat Ve Bilim:
13/03/2011

          Şiir bir sanat, sanat ta bir toplumun “hayat damarlarından biri “ ise eğer, o damar kurutulmamalıdır.Hatta ne kadar gür akabiliyorsa o kadar gür akabilmelidir. Amazon Nehri gibi... Çoruh Nehri gibi önüne engeller konulmamalı, barajlar yapılmamalıdır sanatın... Elbette ki sadece şiir değil, bütün sanat dalları etkili olmalıdır toplumsal hayatta... Her bir sanat dalı toplumu besleyen geliştiren damarlar olarak rahatça ve en coşkulu ırmaklar gibi akabilmelidir.

          İçinde yaşadığımız toplumsal hayat kirli bir ırmak gibi akmaktadır.. Akıl almaz yozluk, hoyratlık, yolsuzluk, yoksulluk etkili olmaktadır. İnsan adına yaşanan ne kadar olumsuzluk varsa onları yer, yer, zaman, zaman etrafımızda yaşayarak görmekteyiz. Hatta bu olumsuzluklar zaman, zaman linç kültürünü bile egemen hale getirmeye başlamıştır. Farklı olanı ötelemeye, yok etmeye doğru giden bir tehlikeye dönüşmüştür. Toplumda tehlike çanları çalmaya başlamıştır.
             Eğer sanatın içine tükürülürse o linç edilmiş demektir. O zaman yerini başka bir şey alır ki onun adı sanat olmaz.
            Eğer bir ülkede şairler sürülür cezaevlerinde çürütülmeye çalışılırsa o zaman şairlerin yerini şiirin anlamını bile bilmeyen insanlar o boşluktan yararlanmaya kalkarlar. Kendilerini şair yerine koymaya çalışan meddahlar ortaya çıkar. Yazarlar tutuklanırsa yerlerini dalkavuklar alır. Bilim adamlarına hayat hakkı tanınmazsa yerlerini insanların kutsal saydıkları inançları bilim diye yutturmaya çalışanlar alır. Sanat adamları düşman gibi, hain gibi görülürse, gösterilmeye çalışılırsa o ülke iflah olmaz.

            Kitaplar yakılırsa, yayınevleri neyi basacaklarını şaşırırlar. Gerçek gazeteciler tutuklanırsa gazeteler yasaklanırsa, yerlerini dalkavuklar şakşakçılar alır. Fikirler suç sayılırsa yerlerini muskacılar üfürükçüler alabilir. Tiyatrolar engellenir, kültür evleri yıkılırsa vay o ülkenin haline...

            Eğer şiiri edebiyatı sanatın her dalını gerçekten seviyorsak önce bunların ne olduğunu anlamaya çalışmalıyız. Ülkenin gerçek sanatçılarına sahip çıkmalıyız. Uğur Mumculara, Yılmaz Güneylere, Ahmet Kayalara, Hirant Dinklere ne kadar sahip çıktığımızı sorgulamalıyız.

          Eğer sorgulamadıysak o zaman da kendini şair sanan, sanatçı sanan gazeteci sanan soytarılar ortaya çıkar. Gerçeklerin yerini almaya çalışırlar. Bu da sanata edebiyata, bilime, gazeteciliğe hakarettir. Aynı zamanda topluma da hakarettir. Yani önüne konulan her şeyi sanat diye, bilim diye kabul eden topluma...

                                                                   12. 10. 2010

                                 Necat BAYRAKTAR



2113 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Teşekkür     13/03/2011 19:17

Teşekkürler öğretmenim.Acı ama gerçek olan ve son zamanlarda çok yıpratılan değerlerimize ışık tuttun.
Şener AKPINAR

Yazarın diğer yazıları

KÜRDEVAN - 19/12/2018
Umut tarlasına tohum ekerken Yoksulluğun bileğini bükerken Yeni hedeflere kürek çekerken Türlü yola düşünceye başvurduk Hayal dünyamızı yeniden kurduk
Diyorum - 25/02/2017
Siyaset yapanın koluna sazı Almasına artık hayır diyorum Beş asır öncenin - davullarını Çalmasına artık hayır diyorum
Algı yönetimi: Ne demektir? - 16/01/2017
Ülkemizde son bir yıl içinde çok kullanılan bir kavram... Peki nedir algı yönetimi? Toplumun algılarını özellikle siyasette kontrol etme istenilen doğrultuda yönlendirmektir.
Burası Türkiye Yıl: 2014 - 16/05/2016
4 Bin çocuk için taciz davası açıldı. Her ay 650 çocuk için adli tıpa taciz davası geliyor. Zorla evlendirilen kız çocuk sayısı: 31 bin 337
EFKÂR TEPESİ - 21/02/2016
İstemem ne küpe ne altın zincir Su altında ağlar beyaz bir incir Cerattepe gitse yüreğim sancır Dere sesi /dalga sesi / çay sesi Selam memleketim Efkâr Tepesi
Bir Kuş - 01/01/2016
bir ben varım bir de turna yanımda Bir kuş bakışındayım dostum Rüzgârlara karıştı ıslıklarım Zaman mı önümde benim Ben mi arkasındayım zamanın bilmiyorum
Zehirli Dil - 30/10/2015
Ezop ve Dil başlıklı bir yaşanmış öykü olduğunu okuduk. Sanıyorum çok kimse bilir. Onu burada anlatmayacağım.
Haddini Bilmek: - 12/08/2015
Özellikle siyasilerin ağzından bu günlerde sık, sık duyduğumuz ‘’haddini Bilmek’’ deyimi dilimizde çok kullanılan deyimlerden biridir.
Gezinin İkinci Yıl Dönümü: - 31/05/2015
Toplumsal Tarihimize “GEZİ OLAYLARI” olarak geçen eylemlerin ikinci yılındayız. Herkesin bildiği gibi… İstanbul da Gezi Parkının bulunduğu alana AVM yapılması amacıyla başlayan hükümet girişimine o çevrede yaşayan insanların karşı çıkışıyla başlayan
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam27
Toplam Ziyaret332545
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar32.486832.6170
Euro34.601234.7398