Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer’in hapisten çıkmalarına içim burkularak sevindim.Hani darbımeseldir*Cenabi Allah fukarayı sevindirmek için önce eşeğini kaybettirir,sonra buldurarak sevindirirmiş.* Onun gibi 

          Kuranı kerimin ilk ayeti  okuyun emrediyor.Onlarda okumak istiyorlar. Okumak,masrafları karşılamak zor iş.Masraafları devlet karşılasın.Eğitim parasız olsun istiyorlar. Bu isteklerinide yürütmenin başı başbakana duyurmak için pankart açmışlar.Al sana parasız eğitim.Okuldan atılıyorlar 19 ay sonra tutukluluktan(hapisten) zor çıkıyorlar.Halk ozanı Mahzuni Şerifin  ‘’Tezek yakmak varken  Nene gerek kömür senin kök senin’’ demeye getiriyorlar.Ben dedim oldu. Benim dediğim olur.Burası benim yurdum,benim işçim,benim öğrencim.benim......benim.....        Ben ne dersem o olur.Benim gibi düşündüğün sürece hiç bir sorun yok.Her şeyi mülkiyetiyle onların.Çocuklarınıda amerikada,İngilterede okuturlar. Paraları yetişmeyincede mütait dostlar  tamamlar eksikleri.Herkesin  mütait dostlarıda yokki.

          Öğretmen okulunu yatılı okuduğum halde  üç yıl boyunca bir çift  spor ayakkabıya hasret okulu bitirdiğimi hiç unutmuyorum.Ankara’da  universiteye başlayan bir dostumla gezerken ancak altı ay dayanabildiği  öğrencilik yıllarında aç ve açıkta kaldığı  yerleri,daldasında yattığı köprü altlarını gözleri buğulanarak anlatmış,altı ay sonrada okulu terketmek zorunda kaldığını söylemişti.

         Suçları örgüt üyesi olmak.Keşke  türkiyede herkes bir örgüt üyesi olsa.Demokratik ülkelerde halk gücünü örgütlülüğünden alır.İkamet etmekte olduğum Fransa’da bir nüfus sayımında   kaç sivil toplum kuruluşuna  üye olduğumu sorduğunda  ;hiç cevabı karşısında   az kalsın küçük dilini yutuyordu.Bir daha aynı duruma düşmemek için kendime bir kaç S.T.K. bularak üye oldum.İşçi ve memurlardan bahsetmek istemiyorum.Lise öğrencileri  Confederasyonlaşmış fransa çapında örgütlenmiş durumda. Jak Şirak’ın devlet başkanı olduğu dönemde bazı derslerin müfredattan çıkarılarak sadece evde çalışmaları ile sınıf geçilmesi hakkında bir kanun tasarısı meclise getir ildi.Lise ve üniversite öğrencileri karşı çıktı. Bölgesel eylemler yapılıyordu.Bourgoin kasbasında dört yol kavşağında  gördüğüm öğrencilere doğru arabamla yaklaşmak istedim.Arabamın etrafını saran öğrenciler kızgınlıkla arabaya vurmaya birtarafını kaldırarak devirmeye çalışıyorlardı. Zor hal eylemlerine karşı olmadığımı, tersine desteklediğimi söyliyerek zor kurtuldum ellerinden.Bana sorunlarını anlattılar.Yoldan geri döndüm. Beni alkışladılar.Bu eylemler  le sonuç alınamadı. Paris’te daha büyük bir eylem yapıldı.  İki milyona yakın öğrenci toplandı .İkinci günü Şirak tasarıyı geri çektiğini açıkladı.Eylem sırasında çapulcularda fırsattan istifade  zarar ziyan verdiler.Ama hiç kimsenin burnu kanamadan  yada kimse tutuklanmadan herkes evine okuluna döndü.İlkokullarda okul-aile birlikleri  Fransa çapında  örgütlüler. Confederasyonlarının  800 000  üyesi varmış.   

        12 eylül cuntası  sendika  ve S:T:K ları dernekleri budadı kuşa çevirdi. Yetmezmiş gibi halen örgütsüzleştirmeye devem ediliyor. Örgütsüz toplumu yönetmek daha kolay geliyor.’’Ah şu okullar olmasa,milli eğitimi nasıl yönetirdim’’darbı meseli gibi. 

              Bütün iktidarların çok az farklarla gerici yada  tutucu olduğunu düşünüyorum.Daha demokratik ülkelerde halkları demokrasiyi içselleştirdiği ve sahip çıktığı ve örgütlü olduğu içi  güçler dengesi kurularak İktidarlar dmokrat olmak zorunda bırakılmaktadır.  

           Bu iki genç öğrencimizin vebali,suçu günahı görüpte susanlarındır da.*Bana dokunmaya yılan bin yaşasın *diyenlerindirde.Eh model yada örnek olsun  diye hak istiyen iki genç  dövülerek terbiye edildi ler(!!)DEVLET BABA (!!) tarafından.  

                  Şavşat’lı   ozan DERYAMİ bir dörtlüğünde   *Sen hep PARİS LONDRA ‘da  bize şavşat haram mı ki?*ne güzel özetlemiş bir satırlık cümle ile. 

            Yinede sevindim ,buruk bir sevgide olsa. Sevenlerine kavuştular. Kavuştularda biz onları toplumsal olarak yeterli savunamadığımız(Örgütlü olmadığımız için) için onlar sıralarını savdılar.Şimdi sıra kimin?

             Ozan dili çevik olur derler.Bizim sayfalar dolusu anlatamadığımızı onlar bir kaç küçük sözcükle anlatabilirler.Karsniya nın yetiştirdiği  şair Necat Bayraktar öyle tercüman olmuş ki yorumsuz veriyorum.                                                                 

  Var MI? 

                                                 Dedi çocuğuna kavuşan baba

                              Bak bakayım yüreğimde kar var mı?’’  

                              Devlet çarkı döner sığmaz hesaba   

                              Bu sistemin  vicdanında ar var mı?

                                                      **             

 Zindanlara kapatılmış aylara

 Dipçik ile boşaltılmış köylere 

Temel insan hakkı denen şeylere 

Yasasında kasasında yer var mı?

                       **

 Yürek kahır kazanında eridi 

 Siyasette etik ahlak çürüdü.   

 Zulüm kalktı üstümüze yürüdü   

 Bu baskıyı durduracak er var mı?,

                    Necat   Bayraktar  

 

 

 

                                              

                                                  Köksal Bayraktar      

                                     16-10-2011-CHAVANOZ-FRANSA