• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Köksal BAYRAKTAR
koksal@hotmail.fr
CAMİ KAPISI
27/12/2011

                   

 Karsniya’nın dışına çıktığımızda tanıdık ahbaplar ceketin omuzları aşınmışsa*  bu adam gerçekten karsniyalı * diye şaka yaparlardı.Şakada olsa doğruyu ifade ediyordu.Köyle ilgili yazı ,şiir yada sohbetlerde en çok geçen isim camikapısı.Benimde en çok özlediğim ,doğrusu camikapısı ve sohbetleri.Uzun zamandır Karsniya için ne idi cami kapısı? Karsniyalıya etkileri ne oldu?Arkasından da CAMİ KAPISI İNCİLERİ  başlığı altında hatırlayabildiğim  anı yada küçük öyküler anlatmağa çalışacağım.

Köyün Özgür üniversitesi siyaset meydanı,şura toplantı  yeri,eğlence merkezi,haber ajansı .....velhasılı   karsniyalıyı karsniyalı yapan ana etkendi.

Köyün yönetiminde (Bir zamanlar),düşünce sisteminin şekillenmesinde ana unsur köy imamına aitti. En bilge kişi olarak görülürdü.Doğan çocuğun kulağına ezanı o okur,ölen insanın mezarının başında son telkini de o yapar.İlk ezandan telkinle noktalanan hayat denen sürecin  en aktif yönlendiricisiydi de.Camikapısında dini meseleler tartışılamaz ancak nasıl olduğu öğrenilmeye  çalışılırdı.Son aşamada gözler hocaya çevrilir.Hoca meseleyi izah eder ,son noktayı  koyardı. Bundan sonra o mesele yeniden gündeme gelirse*Hoca böyle dediydi* diyerek kaynak olarak mesele çözülürdü.

İlkbahar gelirken çoban tutulması gününden önce konuşulup kuzu çobanı koyun çobanı,dana çobanı, öküz çobanı sığır (nahır)çobanı hatta at çobanı cami kapısında herkesle beraber konuşularak karar verilir.Çobanlığı kabul edilene geleneksel hakları ve görevleri kendisine sayılır.Orada bulunan bir değneği eline tutuşturularak*Bu koşullarda aldın kabulettin mi?**diye sorulur.Çobanlığı kabul eden değneği eline alarak*Aldım kabul ettim.Komşular bana güvenerek bu görevi bana verdikleri için allah razı olsun onlardan. Bende elimden gelenin en iyisini yapıp onların güvenine layık olmaya çalışacağım.Allah beni komşularımın önünde utandırmaz inşallah.**diyerek görevi alır.

Bir seferinde  komşumuz Ali amca öküz çobanlığına talip olmuştu.Olabilir  falan gibi konuşulurken İdris (Burnu kıllı) amca toplumun isteklerini anlayarak**Ali bu işte darılmaca olmaz komşum.Senin bu görevin hakkından gelebileceğinden endişeliyiz .Kusura bakma   bu işi hakkıyla yapabilecek birini bulmamız lazım.*demiş  mesele uzun uzun konuşularak en iyi yapabilecek birisi çağrılarak  istekli olmadığı halde birazda zam yapılarak işi güvenilen birisine verilmişti.

                                            ***

  Köybütçesi  konuşuluyordu .Köylü 3 gruba ayrılıyordu.   1.Fakir sayılan kimseler aile başına  150 kş.    2.Ortahalli sayılan aileler 200 kş. 3.Varlıklı yada zengin sayılan aileler 250 kş senelik köy bütçesine ödiyecekler.Köyün ileri gelenleri ,geride kalanları yada ileri gelemiyenleri herkes orada olduğu halde söz doğal olarak ileri gelenlerin öncelikle.  Herkes * tamam olsun  öyle kabul ediyoruz uygundur* dediler.Kurbani (Şaban ve Rizaamcaların kardeşi) *Ben itiraz ediyorum komşular.Beni fukara diye  150 kş luk guruba koydunuz.Bizim ağalarda  250 kş ödeyecekler.Bizim ağalarımız  100 kş  a ağalık yapıyorlar. Benide  ağaların  gurubuna yazın ve bundan sonra bana da ağa diyecek herkes ,madem ağalık bu kadar ucuzmuş.Herkes kahkahayı bastı.Ağa diye anılan karsniya deyimi ile hali vakti yerinde olanlar bu haklı çıkış karşısında pek gülememişlerdi .Rezak amca *Benbenim allahım kitabın ortasından laf etti**diyebildi.

                                          ******

Okuma ve öğrenme seferberliği başlamış Karsniya’da.Camikapısında sohbet konularıda değişmeye başlamış. Siyasi,ekonomik teknik,dini her konu tartışılır olmuştu.Amerikalılar aya

 çıkmış .Herkes düşüncesini açıklıyor.Biz yeni etmeler(o zaman genç okullulara yaşlılar öyle takılırlardı.)bunun  gerçek olduğunu savunuyoruz.Buna inanmıyanlarda vardı.Köyümüzün  dini eğitim alabilmiş hocalarındanHasan Hoca  amca  **olmaz öyle bir şey. Ay  cenabi allahın nurudur. İnsanlar oraya imkani yok çıkamazlar. Şirktir bu ,bilmeden farkında olmadan küfürdesiniz. Günaha girmeyin.**diyor  başka bir şey demiyordu.Sözü Afiddin aldı.Amerikalıların aya gittiğini giden  insanlar,ayda yürüyüşleri,ayda ayak izleri  .....vs.vs.  dilinin döndüğünce ikna etmeye uğraştı durdu. Hasan Hoca la diyor illa demiyor.Afiddin baktı olmuyor. Bu iş olmayacak.**EEEE gel sen körü köprüden geçir** demesiyle herkes  gülmeye başladı.Afiddin gülemiyordu sadece. Bilmeden yada kasıtsız baltayı taşa vurmuştu.Hasan hoca amcanın  bir gözünü yumma tiki olduğu için kör lakabı takılmıştı.Anladığı zaman  kastı olmadığı ,lafın öyle geldiğini ifadeyle özür diledi.

                                                                          ***

                            Songüz:Kürdevan’dan  ruhsatiye alınmış kışlık yakacak odunu çekiyoruz.Ben önden gittim.Yüksel arkadan öküzleri getirdi.Bizim kuşağın  canları çok iyi bilirler.Kürdevan orman sahasına girerken iki yol var.Aşağı yataklara inen yol ve yukarı yataklara inen yol... Yukarı yatakların en son bölümünde odun hazırlamıştım.Yüksel geldi.Arabaları yükledik,ipini sıktık.Arabada  gelen otu öküzlere açtık yemeleri için.Eh bizde hak etmiştik  birşeyler yemeyi.Nevalemizi aldık.Yemeğe hazırlandık.Komşularımızdan Hamza emi ve küçük emi de aynı yataklarda odun hazırlamışlardı.Aylardan RAMAZAN.Oracıkta yesek ayıp olur dedik.Şöyle kenara çekilelim göz önünden. Sessizce çekilmekte işimize gelmedi.Asırlardır komşularımızla herşeyimizi paylaşmışız.Ben meseleyi açıkladım.**Biz kardeşimle niyetli değiliz.Birşeyler atıştıracağız.Sizi rahatsız etmemek içinde şöyle tenhaya çekiliyoruz.Niyetli değilseniz nevalemizi memnuniyetle paylaşırız.**Onlarda niyetli olduklarını ifadeyle  *afiyat olsun*dilekleri ile  kocaman bir yaşlı kütüğün arkasında nevalemizi açtık.Bizim armutların eyi zamanı.İstanbul armutları loğlaşmış.Safi şekere kesmiş.

               Annem ekmek torbasını tıka basa  doldurmuş.O koşullarda kert ekmeği bile baklava börek tadında yer insan.Bir ara yaşlı kütüğün üstünden çıtırtı duyar gibi oldum.Yukarıya doğru baktım. Komşu  bizi dikizliyor.Ne diyeceğimi bilemedim.Susuzluk ve hararetten dudakları çatlamış,yorgunluk ve açlıktan da rengi kül kesmiş.Sessizliği bozan o oldu.*Hocalar lafımı yanlış anlamayında ,biraz iftar için armut alabilir miyim?Sizin çok var .Bizim  köydede yok.Tabi buyur istediğin kadar al.Geldi ,torbadan armutları cebine doldurdu.Teşekkür ederek yukarı çıktı.Az sonra çavuş emmide geldi.Aynı özür cümleleri  .Cebine armutları doldurdu.

Öküzleri koşarak ho babam dedik.Munkeriz olsun Kürdevan ömrümü yedi.Oradan odun getirmek iş değil işkencedir.Köye gelmek saatler alır.Arkadaşta yolda bırakılmaz. Yolda  şeytan sol kabrgamı dürtüledi. ! Komşuların aldığı iftarlıkları encami ne oldu?Bir bahaneyle  her ikisine sağdan tosladım yoklama çektim  cepler boş. Soldan tosladım ,yine cepler boş.Arabalarının üstünü inceledim ,birşey yoktu.Armutlar menziline ermişti.Benden yana helali hoş olsun dedim.

                                                   *****

Okulların açılması ile herkes okuluna gitmişti.Babam(POLO EMMİ)her işi yapmak durumunda kalmıştı.Ramazan ayında oruca da tahammül edememiş gizliden yemeye başlamış.

                Kışlada annem  birşeyler hazırlamış.Tam sofradayken ağzında bakla ıslanmayacak birisi kapıdan girmek üzereyken ,ağzını silmeye bile vakti olmayınca sütlüğe kaçmak istemiş oda acele ile koluyla kaymak küleğine batmış.Annem tatlı bir anı olarak anlatmıştı. 

                                               ******

Yine bir ramazan ayı.Yenietmeler orucu kırmaya alışmışız. Bizim harmanda top oynuyoruz.Arkamdan birisinin itmesiyle geriye döndüm.Kendisini çok sevip saydığım ,çok samimi inançlı birisi olarak bildiğim Ahmet dedem.Atının sırtında .Tırpanı ,örsü omuzunda  bana birşey demek istiyor. Sesi çıkmıyor.Kantarmayı tutan eliyle omuzumdan tutarak atınıda kendi evlerine doğru yönlendirmesiyle yolda giderken ancak anlamıştım meseleyi. Oruçlu olduğu halde akşama kadar çayır biçmiş zor hal(Belkide ata  binmek için birinden yardım istemişti)atının sırtında eve gelmiş ama inmeğe mecali kalmamıştı.Kapının önünde atından inmesine yardım ettim. 

                        ******

Çok karın yağdığı bir kış.Karne tatili nedeni ile köye geliyoruz.Mürşit-i Kamil’ in arabası ile tek mezara kadar gelebiliyoruz. Ötesi kapalı.Muzaffer ağabay Almanya’dan geliyor.Afiddin ankara’ da üniversitede okurken tatile geliyor.Ferhan’da köye geliyor.Kızım Tülin  altıaylık Rüzgar tipi amanımızı kesiyor. Şairin **Akşam olmuş    Güneş batmış    İçmeyipte ne halt edecek** demesinin tam yeri.Bizim içecek ne halimiz var nede imkanımız. Tülin ağlamaya başlıyor. Susmuyor.Selfinaz *ağlayacak gibi oluyor. **Altını ıslattı  çocuk.Susturamayız.**diyor.Eh hani meşhur bir laf var.*DEMOKRASİLERDE ÇARE TÜKENMEZ**Çocuğun etrafında halka oluşturuyoruz. Paltolarımızı açarak tipiyi kesmeye çalışıyoruz.Bezi değiştiriliyor ve yola devam ediyoruz.

                                 ********

İşte o kıştı.Camikapısında  hararetli tartışmalardan biri yapılıyordu.Tartışma daldan dala gezinmiş  bir arada dine  allaha gelmişti.Herkes fikirlerini söylüyor.Yenietmelerden Muhittin söz

alıp  *Ben kendi şahsıma inanmıyorum.Öyle bir şey yok.Okumaya gittiğim bu süreçte aç kaldım,yatacak yerim olmadı, soğukta açıkta kaldım.Varsa nerdeydi?Beni niye görmedi?Bu lafları duyan yaşlı babası elindeki bastonu ile Muhiddin’in kafasına gelişigüzel vurarak  bir taraftanda küfür ediyordu.Etraftakiler şoku atlatıp araya girene kadar Muhittin’in yüzü kanlar içinde kalmıştı.*Ama bu durumu değiştirmiyorki.Olmıyan birşey ben sopa yemekle var olmayacak**diyerek düşüncesinde direniyordu.

Epey zaman tartışmaların odağında bu olay oldu.Ağırlıklı olarak böyle bir çıkışı çoğunluk biraz erken yapılmış provokatif bir duruş olarak değerlendirmiştik.

Çok geçmedi köyde LAİK tavır yerleşti.Kimse kimsenin ne inancına nede inançsızlığına karıştı.Yaşı ,sosyal durumu ne olursa olsun orucunu tutan tutuyor tutmıyan kimseye hesap vermek ihtiyacını bile hisetmiyordu.Bugün düşünüyorumda  ; çok doğru bir tavır sergilemişti arkadaşımız.Çok radikal ifade kullandığı için  faydası  tüm Karsniyalılara ama zararı sadece kendisine olmuştu;babasından dayak yediği için.  (Köyde olmama rağmen öyle tarihi bir dönemecin direk tanığı olamadığım için gerçekten üzgünüm.Kırk yılı aşkın bir süreden sonra  hafızamda kalanları anlatmaya çalıştım. Eksik yada hatalar varsa affola.Kendisinden izin alamadığım için mahlas kullandım. Kendisi 1. ağızdan anlatırsa gelecek kuşaklarımıza karşı iyi bir anı bırakmış olacağını düşünüyorum.)

                                            *********

Yuarıda anlattığım olayın yazı idiHasat zamanı ramazan ayına denk gelmişti.Komşumuz hoca amca evinin tek erkeği ve yaşıda hayli ileri idi.Zaman zaman ramazan imamlığıda yapardı komşu köylerde. Arazisinin hasadını kendi yapmak durumundaydı.

Bir sabah kalktı,tırpanını hazırladı.Çayır biçmeye gidecekti.Düğünü yeni yapılan gelinini çağırdı.*Kızım ben çayır biçmeye gidiyorum.Öğlen yemeğini  getiresin ha  diye tembihledi.Gelin *Olur mu  baba?Elalem ne der.Hem seni herkes hoca diye bilir.Desede hoca amca *kızım eski camlar bardak oldu duymadın mı?Herkes  özgürce  düşündüğü gibi yaşıyor.Hem sana bir sır vereyim mi?Ben hayatımda hiç oruç tutmadım hep tutar gibi yaptım.(Bu olayı bende birilerinden duydum.Şimdi rahmetli olan hoca amcadanda teyit ettirme yada izin alma olanağım olmadığı için adını vermedim)

                                          ***************

Bir Cuma namazındayız.Hoca hutbede. **Ey cemaat camiye kısa kollu gömlekle gelinmez.Maazallah.Böyle gelenler kafir olur.Birilerinin gücüne gitsede ben demek zorundayım.** Şöyle baktım .Benimle diğer üç öğretmen arkadaşımda kısa kollu gömlekleri vardı.Camide ve hele hocaya karşı laf edilemezdi.Namazı kılıp çıkınca bahçede hocanın koluna girdim.Hocam sağol sayende namazımızı eda ettik.Ben birşeyi anlıyamadım.Kısa kollu gömlekle camiye geldiğim için kafir olacağımı hiç bilmiyordum.**dememle  öyledir ben bunu size söylemezsem vebali olur.**diyerek  tespitinde ısrar etti. Ben **Hocam namazın farzları...6 sı içerden,6 sı dışardan....Kılık kıyafetle ilgili  SETR-İ AVRET ..... bir erkek için bu dizden yukarı belden aşağı olduğunu  öğrenmiştim. Demek yanlışmış.** dememle hoca yaptığı gafı anlamıştı.Yada bir dönemler bilgelik yaygın olmadığı için atış rahattı.Ama artık o serbes atış dönemleri bitmişti.  **Cenabı hakkın huzuruna durulurken bir düğmeyi iliklemenin bile çoook çok sevabı var  ** diyebildi.

 

 

             Köksal Bayraktar  

  22 Aralık 2011     CHAVANOZ

 

 



2000 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Cami Kapısı     07/01/2012 14:48

Kendimce köyümüz hakkında epeyce bilgim olduğunu düşünürdüm.Bu yazı ile de bir kez daha gördüm ki ne kadar az şey biliyormuşum. Hayranlıkla okudum.Eline,diline,kalemine sağlık öğretmenim.
Şener AKPINAR

cami kapısı     01/01/2012 18:46

Abi bu yazıyı zevkle okudum. TEŞŞEKKÜR EDERİM.
ayhan bayraktar

Cami Kapısı     30/12/2011 21:14

Bu yazıyı özellikle genç kuşak karsniyaliların okuması iyi olur diye düşünüyorum. Çünkü Yıılar sonra da olsa bizim köyün ruhunu aynı zamanda Cami Kapısının ruhunu bu yazıda bulmak mümkün. Karsniya deyince ilçe köylerinde özellikle de Gürcü Kolu Köylerinde ilk akla gelen *Cami Kapısı* idi. O köyün simgesi idi. Neler konuşulduğu nelerin karara bağlandığına dikkat edilsin. Orası düşüncelerin paylaşıldığı yorumların yapıldığı özgür düşüncenin etkin olduğu kendiliğinden veya genç beyinlerin gayretleri ile geliştiği aynı zamanda herkesin konuşabildiği fikrini açıklayabilme fırsatı bulabildiği bir fikir meydanıydı. Oranın ruhunu bugüne yansıttığın için teşekkürler Köksal Bayraktar. Biliyurz ki, bitmeaz tükenmez anılarsaklıdır cam kapısında . Necat BAYRAKTAR
Necat BAYRAKTAR

Yazarın diğer yazıları

Derelerin Kardeşliği - 20/02/2017
Bütün dünyada nasıl halkların kardeşliği gerçekse, derelerin kardeşliği de o kadar gerçektir.
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım, O ve Ben -2- - 11/01/2017
İlkokulu bitirdik.Diplomalarımızı aldık.6yıllık Susuz ilköğretmen okulu imtihanlarına yazıldık.Birgün önceden Unushev'de kızkardeşlerinde misafir olduk.Adakkale'de bir okulda imtihana girdik.Rifat Zeki ve ben beraber aynı yerde imtihana girdi
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım O ve BEN - 14/12/2016
Onunla en eski anım yukarki yaylada olmuştu.Yaylamız yoktu.Mallarımızı Anneannem Zahide nenem sağıyordu..Yazın köy çok sıcak diye anam Nuro dayımla yaylaya gönderdi.Atla dayımın kucağında yaylaya vardığımda koşarak beni karşıladı.
KÖLELİK VE İSLAM - 21/01/2016
Okul yaşamı boyunca din dersleri okudu bizim kuşağımız.Genellikle esirgeyen,bağışlayan,sevgi dolu din-i islam içerikli konular öğrendik.
MENEMEN NE MENEM - 26/12/2015
930 yılı 23 aralık tarihinde 24 yaşındaki genç asteğmen KUBİLAY MENEMEN de
AYYAŞ!! - 11/12/2015
'Ayyaş' bir sigara yaktı, bir kadeh rakı koydu, hava sıcak, çarptı tabii.. Kalktı Muş ve Van’ı Ruslardan temizledi. Bir kadeh daha vapurda sanıyor kendini hoopp Samsun’a gitti kafa. Amasya’da Erzurum’da Sivas’ta kongreler.
KÖYÜME HASRET - 03/11/2015
Gel gör ,köyümün çok hoştur yazı . Pancarcı giderdi gelini ,kızı Şimdi yüreklerde kalmıştır sızı Kaldı bizim yaylalar Kutlu köyüne.
YAŞAMA BAKIŞ - 21/03/2015
Aştım koskoca daağları Geçtim ovaları
İSLAMOFOBİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ-1- - 04/02/2015
Charli Ebdo baskını ile Medeniyetler çatışması ve İSLAMOFOBİ yeniden ısıtılarak toplumun önüne servis edildi.Temcit pilavı gibi ısıt ısıt ye.Tabii yersen.
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam46
Toplam Ziyaret332679
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar32.486832.6170
Euro34.601234.7398