Köyümüzün   sorunları ile elinden geldiğince ve imkanları ölçüsünde ilgilenmek zorunda olan bir muhtarımızın olduğunu yakinen gördük. Ancak köyümüzdeki sorunların çözümünde ona destek olacak, duruma göre öncülük edecek birilerine ihtiyaç vardır.

            Karsniyader’in kuruluşunun en önemli nedenlerinden  biri de tüzüğünde görüleceği üzere kısaca; Karsniyalıların örgütlü olarak  bir duruş sergilemeleri ve   güç oluşturup ortak sorunlara çözüm bulmaya çalışmalarıdır. Buradan hareketle yaklaşık üç yıl önce kurulan Karsniyader tüzüğü gereği dernek başkanını ve yöntemini yeniden seçme sürecine girdi.

         Bursadaki toplantılarda gördüğümüz kadarıyla herkesin doğal olarak  Karsniya hakkında bir fikri vardı, bir şeyler yapılmasını  istiyorlardı,  köyümüzün  özellikle kış aylarındaki ıssızlığı konusunda kaygı duyuyorlardı, yollarının yapılmasını istiyorlardı. Kısaca köyümüz için herkes iyi şeyler düşünüyordu ve bunları yapmanın yollarından birinin de dernekleşmeden geçtiğinin farkındaydılar. Dernek merkezi Bursa mı, Ankara mı  olsun?  Festival nerede, nasıl yapılsın? Dernek öncelikle hangi çalışmaları yapsın? Gibi tartışmalar da en çok konuşulan konulardı.

        Gelin görün ki icraat isteyenler görev alma konusu gelince aynı derecede istekli olmadıklarını gördük.En çok Karsniya’lının bir arada bulunduğu Bursa’daki dernek temsilcisi Ergin USTA’da  toplantıda “ Artık temsilci olarak görev yapmak istemiyorum”  dedi. Ama yeni bir gönüllü bulunamadı.

       Birçok konu seçim sonucuna göre şekillenecek. Gönül ister ki köyümüz için hizmet bir yarışa dönüşsün, kısır ve kırıcı tartışmalar olmasın. Bu amaca hizmet için elimden geldiğince objektif davranmaya, olan biteni görüntüleriyle sizlere aktarmaya çalışıyorum.

         Bana göre bu site de köyümüze bir hizmet sayılır.O halde ayrıca dernek için yönetime girmeye, görev almaya vakit ayıramayacağıma anlayış göstereceğinize inanıyorum. Buradan kimseyi yönlendirmek hakkım ve haddim değildir.Sonuçta dernek "Karsniya'nın gurbetteki muhtarını" yani başkanını seçecek.

       Özetlersek; Benim anladığım “top” Ankara’dakilerin elindedir. İster atarlar, isterse oynamaya devam ederler.