• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Necat BAYRAKTAR
necatbayraktar@hotmail.com
Numune
28/07/2012
               Numune Hastanesi adını gençliğimin ilk yıllarında duymuştum. Bu doğal bir şeydi. Hem köy çocukları hasta olmazdı. Hem de Ülkenin en ücra köşelerinden birinin çocuğuydum. Ama hastane adı geçince anımsadığım ilk hastane; Ankara Numune Hastanesi ile İstanbul Cerrah Paşa Hastanesi idi. Çapayı da daha çok tıp fakültesi ve Öğretmen okulu olarak anımsarım. 

              1970’li yıllarda önünden çok geçmişimdir. Dönüp bakmamışımdır bile…  En yakınındaki unutamadığım Etnografya Müzesi ile Resim Heykel Müzesini çok gezdiğim halde…  Numune adı her zaman olmazsa bile burada hastanenin önem bakımından örnek bir hastane olduğuna vurgu yapmak için konulduğu belli.

                Kimsenin hesap defterinde ne zaman, hangi nedenle, hangi hastaneye ayağının düşeceği yazılı değildir. Benim hesap defterimde de bu hastaneye gelmek yoktu. Hatta hastalık konusunda“hesap defterim” bile yoktu.  Ne var ki 11.06.012 tarihinde Ankara Numune Hastanesine(ANH) yolum düştü. Üroloji kliniğinde detaylı bir araştırmadan geçmem gerektiği söylendi.06.22 de yatışa gelmem istendi. İstenen tahlillerin yeterli bir bölümünün sonucu aynı gün alınabildiği için ayın yirmi ikisinde yatışa gelmem istendi. Söylenen günde yaşadığım ilden kalkarak yatış için geldim. Yer olmadığını daha sonra gelmem gerektiğini söylediler. Ankara da yakın akrabalarım var. Kalacak yerim çoktur. Ancak ben hayata farklı bir yerden baktığım için kabul etmedim. Kalacak yeri olmayanların penceresinden bakmaya çalıştım. Kalacak yerim yoktur dedim. Yatış için çağırdıklarına dair bana verdikleri notu gösterdim. “Seni dışarıda bırakacak değiliz ya” diyerek bana farklı bir servisten yer gösterdiler. Yattım. 

                   Yatışa Cuma günü gittiğim için hafta tatilinde önemli bir tahlil yapılmadı. Birinciden 3.üroloji servisine çıkaracaklarını, pazartesi ameliyat olabileceğimi söylediler.  Salı günü de geçti. Çarşamba ya da aç kalma uyarısı yapılmayınca ameliyata alınmayacağımı akşamdan anlamıştım. Günü güne attıkları artık fark etmiştim. Kahvaltıdan hemen sonra yetkili Prof un odasına giderek durumu anlattım. Ben orada iken ilgililere telefon edilerek yarın “PERŞEMBE” günü ilk sıraya hazırlanmam için “emir” verdi. 

             Eğer tahminim doğruysa oyalanmamın iki nedeni olabilirdi. Biri hemşire ve bir doktorla yaşadığım “hak ve yetki tartışmasıydı. Ben hakkımı savunuyordum. Doktor *yetkisini* kullanmak istiyordu. Ameliyat gönümün birkaç gün ertelenmesinin nedeni bu, hastanede ki yoğunlukta başka bir neden olabilirdi.

              Türkiye’deki hastaneler insan manzaralarının en çeşitlerini bir arada bolca gözlemleyebileceğiniz mekânlardır. Nazım’ın *İnsan Manzaraları* adlı kitabını o hastanede anımsadım. Bir sürü gözlemim oldu. Onları Numunenin Numuneleri başlıklı yazı ile ele alacağım.  04.07.12



1957 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Geçmiş olsun dileğim     02/08/2012 20:25

Geçmiş olsun,bir an önce sağlığına kavuşmanı temenni ediyorum.Yinede sağlam olarak çıkabildiğine şükür.Bazan sağlam girip eksik çıkanlar da oluyor. Apandisitten girene prostat ameliyatı yapıldığı gibi. Sağlıklı uzun ömürler diliyorum.
Köksal BAYRAKTAR

Yazarın diğer yazıları

KÜRDEVAN - 19/12/2018
Umut tarlasına tohum ekerken Yoksulluğun bileğini bükerken Yeni hedeflere kürek çekerken Türlü yola düşünceye başvurduk Hayal dünyamızı yeniden kurduk
Diyorum - 25/02/2017
Siyaset yapanın koluna sazı Almasına artık hayır diyorum Beş asır öncenin - davullarını Çalmasına artık hayır diyorum
Algı yönetimi: Ne demektir? - 16/01/2017
Ülkemizde son bir yıl içinde çok kullanılan bir kavram... Peki nedir algı yönetimi? Toplumun algılarını özellikle siyasette kontrol etme istenilen doğrultuda yönlendirmektir.
Burası Türkiye Yıl: 2014 - 16/05/2016
4 Bin çocuk için taciz davası açıldı. Her ay 650 çocuk için adli tıpa taciz davası geliyor. Zorla evlendirilen kız çocuk sayısı: 31 bin 337
EFKÂR TEPESİ - 21/02/2016
İstemem ne küpe ne altın zincir Su altında ağlar beyaz bir incir Cerattepe gitse yüreğim sancır Dere sesi /dalga sesi / çay sesi Selam memleketim Efkâr Tepesi
Bir Kuş - 01/01/2016
bir ben varım bir de turna yanımda Bir kuş bakışındayım dostum Rüzgârlara karıştı ıslıklarım Zaman mı önümde benim Ben mi arkasındayım zamanın bilmiyorum
Zehirli Dil - 30/10/2015
Ezop ve Dil başlıklı bir yaşanmış öykü olduğunu okuduk. Sanıyorum çok kimse bilir. Onu burada anlatmayacağım.
Haddini Bilmek: - 12/08/2015
Özellikle siyasilerin ağzından bu günlerde sık, sık duyduğumuz ‘’haddini Bilmek’’ deyimi dilimizde çok kullanılan deyimlerden biridir.
Gezinin İkinci Yıl Dönümü: - 31/05/2015
Toplumsal Tarihimize “GEZİ OLAYLARI” olarak geçen eylemlerin ikinci yılındayız. Herkesin bildiği gibi… İstanbul da Gezi Parkının bulunduğu alana AVM yapılması amacıyla başlayan hükümet girişimine o çevrede yaşayan insanların karşı çıkışıyla başlayan
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam76
Toplam Ziyaret332709
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar32.486832.6170
Euro34.601234.7398