• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Köksal BAYRAKTAR
koksal@hotmail.fr
Bir Avuç Furunçla başlayan YARIMASIRLIK DOSTLUK
29/07/2012
       Karsniya'da  ilkokula başladığımda birinci yılı Kontrom'dan vekil öğretmenin sınıfında okudum.İkinci yıl Asım  Dede'nin  sınıfında birleştirilmiş üç sınıf bir arada okuduk.İlk günü sınıfa girip şöyle bir kontrol etmişti.Beni göstererek okumayı sökmüş gibi , ama   ''d'' harfi ile ''b'' harflerini karıştırıyor.Gerçekten  harflerden  birinin   B diğerinin D olduğunu anlıyordumda  ,küçük harflerle yazıldığında    karıştırıyordum.

                Sınıfta ilk günlerde bir çeteleşme guruplaşma olmuştu.Bizim Bayraktar gurubumuz oluştu.Kahramanımız  benden bir sınıf  ileride olan amcaoğluydu.O önde ben peşinde oluyordum. ''Arkamda olun sadece ,kimse gizliden vuramasın gerisi vız gelir ,topunu çel ederim'' diyordu.Gerçekten de fırtına gibi esiyordu.İki elini önünde kavuşturup dirseklerini yana açıyor,önden Ya da yandan gelenleri Hz. Ali'nin Zülfikar'ı(!) gibi biçiyordu.Rakibimiz Köyden diğer sülaleler Ya da

köyümüzün mahallesi olan  ,bizimle aynı okula gelen Ustamel'li öğrencilerdi.En fazla karşı gelebilen katipgil sülalesi öğrencileri idi.Herkes pes etti.Sadece  Halis (Ezmin dedenin kızdan torunu ki biz onu kızdırmak için Sakuze diye çağırırdık.)  o pes etmedi.Birgün okulun bahçesinde  birisi arkamdan saldırdı.Sağ eliyle boynuma geçirip kalçasına alarak havalandırdı.Hemen anlamıştım.Halis'in tuzağına düşmüştüm. Bu  Oyuna aldığında kocaman mandayı bile yere vurabilirdi.Selavat getirmeye bile zaman vermedi.Havada  tam daire çizdire

rek küt diye yere yapıştırdı.Zannedersin Zaloğlu Rüstem.Nefesim kesildi.Kıpırdıyamıyorum.Halis  zevkinden dört köşe ,gülümseyerek bana bakıyor.

                Olanları uzaktan görmüştü amcaoğlu. ''Dayan ,yettim emmoğlu,Heeyt'' diye bir nara attı ki Allah sizi inandırsın baharda gök gürlemesi zannettim.Baktım geliyor emmoğlu. Rüzgar olmuş esiyor,şimşek olmuş çakıyor.Halis daha ne olduğunu farketmemişti ki böğrüne yediği dirsek darbesi ile yanıma serildi.Onunda gülücüğü yüzünde donmuş,nefesi kesilmişti.Amcaoğlu ikinci hamleye hazırlanırken ''pes ''dedi Halis  ''Pes''.Darbeyi önlemeyi garanti etmek içinde ''Sakın vurma. Öğretmene şikayet ederim.Etmiyenin.............'' Emmoğlu

hadi be.Erkeklikte kalmamış.Muzevirlik te ne oluyor.?''..Bu kavgaların bir özelliği idi.Ne olursa olsun,kimse ne ailesine nede öğretmene şikayet etmezdi.İşin raconu böyleydi.Artık racon bozulduğuna göre tadıda kalmadı bu bölgesel savaşların.

               

               Bu kavgalar  oyunun bir parçasıydı aslında. Ustamel'li arkadaşlarla biz onlara ''Ustamelli uralı,başan vurem yuralı''diyerek topluca nakarat halinde onları kızdırırdık.Onlarda ''Karsniya'lı karoli ,nerde yedin Saroli''diyerek bize cevap verirler.Bazan iş kavgaya varır,bazanda ağız dalaşıyla biterdi.

                  Öğretmenimiz   oturma düzeni yaparken yanıma yeni birinci sınıflardan bir öğrenci verdi.Ufak tefek, zayıf ,beyaz tenli,gözleri zekice parlarkende  etrafına gülücükler dağıtıyordu.Bir günün sonunda paydos zili çaldığında avucundaki furunçları bana uzatarak ''Al bu furunçları,sana hergün yine getiririm. Ama sende beni kimseye dövdürme olur mu?''dediğinde içimden yoğun duygular yaşadım.Bir kere ben adam olmuşum birini korumam altına alıyorum. Şöyle bir şiştim,omuzlarımı dikleştirdim.Sonra  Karsniya'da hergün  şöyle bir koçavuç furunç az bir şey değil.Çocuğu çok sıcak sempatik bulmuştum.

                     İlkokul bitti. Ortaokula başladım.Ankliya'da Elfaz nenenin evini kiralamıştık.Bir yıl sonra benim kanka da geldi.Elfaz nenenin başka bir odasını kiraladı ağabeyi ile.Ankliya yollarının çamurlarını iki yıl boyunca beraber çiğnedik. Sefaletini beraber yaşadık.Bir anısıda vardı kendisinin anlattığı.

                    Aileninen küçük  oğluydu. Babası  ağabeyini okutmak istiyor ama onu evde saklamak istiyordu.Kayıtlar zamanı babasının cebinden para çalarak kaçmış,Adanuçta ortaokula yazılarak  okula başlamasını oldu bittiye getirmişti.

                     Ortaokulu bitirmiştim.Amcaoğlu,Muharrem,Necmettin(Ustalar'dan

biz onu hep GENÇ diye çağırırdık.)Yatılı öğretmen okulunu kazanmışlar Trabzon'da okuyorlardı.Bende aynı okul imtihanlarını kazanarak orda okumaya başladım.İkinci yılında bizim kankada birinci imtihanı kazanmış.İkinci imtihanlar için gelmişti.Bende çok istiyordum bir süre daha beraber okumayı.Bir yıl önce bize sorulan matamatik sorularının tamamını yeniden çözerek  beraber çalıştık.

                   İmtihandan çıktığında bizim kankanın yüzü gülüyordu.''Ağabey allah senden razı olsun. Öğrettiğin  matamatik sorularının tamamı rakamları dahi değiştirilmeden aynıları çıktı.Hepsini yaptım.Sayende kazanacağımı umuyorum'' demişti.Öylede oldu.Kankam okula kaydını yaptırdı. İki yıl daha beraber okuduk. Çok  şey paylaştık .

                      Tatil günleri sinemaya Ya da kahveye gidecek paramız olmadığı için  okul kütüphanesine gidip kitap okuyorduk.Orda okunacak kitap kalmayınca Kale parkın kenarında kurulmuş şehir kütüphanesine gitmeğe başladık.Çok hoşumuza giden kitaplar bulmuştuk orda.Epeycede uzaktı okula .Tatil günleri sabah gidiyor,öğlen yemeğine okula geliyor,öğlen sonu birdaha gidip kütüphane kapanışına kadar orda kitap okuyorduk.Kitapları yanımıza alıp okulda akşamları okuyamadığımız için çok üzülüyorduk.Okuduğumuz kitaplardan akşamları ayrılmak zor geliyordu ikimizede.

                      Duvarda asılı bir ilan vardı.Kitap için 25lira kasaya yatırıp  eve kitap götürebilirsiniz .Bize 50 lira lazımdı ama  oda bizde yoktu.Böyle bir süre geçti.Bir ara babam  50 lira harçlık göndermişti.O parayı kitaplığa  bırakmaya karar verdik. Otobüse binmiyoruz.Okulda  yatılı okuyoruz.Parasız yaşayabileceğimize karar verdik ve müdüre  müracaat ettik.Müdür saçları biryantinli,kostüm,kıravat,ikidirhem bir çekirdek giyinmiş babacan bir adamdı.

50 lirayı uzattım.''Okuduğumuz kitapları okulumuza götürmek istiyoruz.''Dedim.''Çocuklar çok uzun zamandır ikinizi takip ediyorum.Bu kadar okumayı seven insan kitaplara zarar veremez.Size gerekli değil.Ne kadar kitp isterseniz  alın.Bitirince istediğiniz zaman getirin''demişti.Hem harçlığım cebimde kalmıştı,hemde istediğimiz kitapları okuma fırsatı bulduğumuz için kucağımız kitap dolu okula gelirken çok mutluyduk.

                   Yıllar geçti öğretmen olduk.Kız kardeşimle evlenmek istediğindede çok sevinmiştim. Olumlu sonuçlanması için onun  lehine kulis yaptım.Evlendiler.

                  Ben yurt dışında iken  biraz para gönderdim.Enişte bize bir ev al. Müstakil olsun birde camiden uzak olsun.Gerisi sen beğen, paramıza uygun Bir şey olsun dedik.Sonundada öyle bir ev aldığını sevinerek bize yazmıştı.Birkaç yıl sonra evimizi görmeğe geldiğimizde enişte oldukçe mahçup''Ağabey özür dilerim. Evin bir mahzuru varki  söylemem lazım.Ben alırken yemini billah, yakınında cami yoktu ama sonradan yaptılar.''Dediğinde gerçekten üzgündü.

                Kendiside  ev yaptırdığında komşu olduk. Kankam  hem cinslerinin son kalmış örneklerindendir.Efendiliği doğruluğu,hakkaniyetliği ile.Haksızlığa karşı hiç tahammül edemez.

                    Evinin  balkonunda dinleniyodu bir gün.Boş arsada birkaç kendini bilmez genç bira içiyor boş şişelerinide terbiyesizce çevreye atıp kirletiyorlardı.Karşı evde oturan ihtiyar komşu gençleri uyarmak istedi.''Gençler orasını ben  temizliyorum.Artıklarınızı lütfen giderken toplayın ve çevremizi de kirletmeyin.  diyecek olmuş.Gençler vay efendim  sen misin bize posta koyan açmışlar ağızlarını yummuşlar gözlerini. Beyinleri dumura uğradığından mı ne düşünmeden  terbiyesizce vermiş veriştirmişler.Sonunda da ihtiyara erkeksen in aşağı ulan. Burada konuşalım'' demişler.Buraya kadar durumu izleyen bizim eniştede şartel atmış. kolay olmaz bu ama bazan şartel atınca sebep ve sonuçları pek düşünmeden hareket eder.Balkondan seslenir. ''Erkekseniz durun olan. Aha ben geliyorum 'demiş ve fırlamış.Aşağılarda  kırık bir kazma sapı eline geçirmiş.O hızla dış kapıyı açmış ki karşısına oğlu çıkmış eve girmek üzere.

''Hayrola baba çok öfkeli görünüyorsun,nereye böyle''deyincede ** Oğlum anan şu kazmanın sapını kırmışta ona kızmıştım.Tamir edebilirmiyim diye bakıyordum.''diyerek genç yaşta oğlunun serserilerle muhatap olmasını istememişti.

                 1958 yılında tanışmıştık.Tamıtamına 54 yıl olmuş.Daha hiç ne gönül koyduk nede küsüştük.Hiç kesintiye uğramayan yarım asırı geride  kaldı dostluğumuz.Bursa'da   öğretmenlik yaparkende ona çok uyan  ismi vermişlerdi öğretmen arkadaşları   ADEM KAYA'ya  ADEM  BABA diyorlardı. Bende  öyle diyorum yarım asırdır hiç gönül koyacak kadar dahi dargınlık yaşamadığım ADEM BABA ya.Halen durmadan okuyor. Kendisine  demirin ne olduğunu sorun ''bing bang''dan başlayarak demir filizlerinin nasıl oluştuğundan başlayarak

size  anlatsın

               İki kusurunuda  vurgulayayım mükemmel bir insan olmasına rağmen. Birincisi tavlada yenilgiyi hazmedebilmeyi öğretemedim ona.İkinciside;bilgi birikimini gelecek nesillere aktarmak Entelektüel borçtur.Toprağa gömülecek birikiminde çok bir değeri yoktur.Kendisine yazmasını tavsiye ettim. Birazda ısrar ettim Umarım bundan sonra yazar.

Nice uzun dostluklu yıllara Adem Baba.

 

                                Köksal Bayraktar.    2 temmuz 2012



2002 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Derelerin Kardeşliği - 20/02/2017
Bütün dünyada nasıl halkların kardeşliği gerçekse, derelerin kardeşliği de o kadar gerçektir.
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım, O ve Ben -2- - 11/01/2017
İlkokulu bitirdik.Diplomalarımızı aldık.6yıllık Susuz ilköğretmen okulu imtihanlarına yazıldık.Birgün önceden Unushev'de kızkardeşlerinde misafir olduk.Adakkale'de bir okulda imtihana girdik.Rifat Zeki ve ben beraber aynı yerde imtihana girdi
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım O ve BEN - 14/12/2016
Onunla en eski anım yukarki yaylada olmuştu.Yaylamız yoktu.Mallarımızı Anneannem Zahide nenem sağıyordu..Yazın köy çok sıcak diye anam Nuro dayımla yaylaya gönderdi.Atla dayımın kucağında yaylaya vardığımda koşarak beni karşıladı.
KÖLELİK VE İSLAM - 21/01/2016
Okul yaşamı boyunca din dersleri okudu bizim kuşağımız.Genellikle esirgeyen,bağışlayan,sevgi dolu din-i islam içerikli konular öğrendik.
MENEMEN NE MENEM - 26/12/2015
930 yılı 23 aralık tarihinde 24 yaşındaki genç asteğmen KUBİLAY MENEMEN de
AYYAŞ!! - 11/12/2015
'Ayyaş' bir sigara yaktı, bir kadeh rakı koydu, hava sıcak, çarptı tabii.. Kalktı Muş ve Van’ı Ruslardan temizledi. Bir kadeh daha vapurda sanıyor kendini hoopp Samsun’a gitti kafa. Amasya’da Erzurum’da Sivas’ta kongreler.
KÖYÜME HASRET - 03/11/2015
Gel gör ,köyümün çok hoştur yazı . Pancarcı giderdi gelini ,kızı Şimdi yüreklerde kalmıştır sızı Kaldı bizim yaylalar Kutlu köyüne.
YAŞAMA BAKIŞ - 21/03/2015
Aştım koskoca daağları Geçtim ovaları
İSLAMOFOBİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ-1- - 04/02/2015
Charli Ebdo baskını ile Medeniyetler çatışması ve İSLAMOFOBİ yeniden ısıtılarak toplumun önüne servis edildi.Temcit pilavı gibi ısıt ısıt ye.Tabii yersen.
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam41
Toplam Ziyaret331389
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339