• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Köksal BAYRAKTAR
koksal@hotmail.fr
Oniki Eylül ve Polo Emmi
27/09/2012

  

Köyde herkes diken üstünde oturuyordu. Askeri darbe olmuş. Ülkede it izi kurt izine karışmış..Gelişmeler çok ilgiyle ve merakla ,endişeyle izleniyor.

          Köyde sol düşünce geniş bir taban bulmuştu.Okumanın  öğrenmenin  ibadet sayıldığı ,teorik öğrendiklerimizi cami kapısında gece gündüz sansürsüz tartıştığımız bir dönem yaşamıştı.GÜNEŞE  KAR  DAYANMAZ.  1977 seçimlerinde  oyların tamamı sol  partiye verilmesi geleceğin  sinyallerini açık olarak veriyordu.  Yılların birikimli  kimliği ummetçilik silinirken özgür bireyler olma ve buna bağlı  olarak demokratik hak arama ve çağdaşlaşma yolunda hızlı mesafeler alınıyor.Yürüyüşlere  ,mitinklere yaşlı genç,yada         kadın    erkek herkes katılıyor.

                             Sosyal gelişmenin çok hızlı olması herkesin fakir olması ve bilginin  ,bilincin  hızlı taşınması,sansürsüz  camikapısı ortamında tartışmaları ve  1968 dünya konjonktürü  tayin edici olmuştu.Fransa'da büyük çapta  ayaklanmalar olmuş.bu ayaklanmalar dünyada ya nsımaları  ve  Türkiye'de de etkileri olmuştur.

                                O yankı  türkiye 'de ve Karsniya'da da yankı bulmuş.Gelen gidenler çoğalmış.    Nebobacı  dert  yanıyordu.''Oğlum ben hayatımda kışın ortasında midgulumuzun bittiğini görmemiştim.Karakışın ortasında hurula muhtaç olduk.Her gün evde olmazsa ormana hazırlıyoruz yiyecek.Bazan yetiştiremiyordum.  

   Komşulardan yardım   istiyordum ekmek pişirmek için..Unumuz bulgurumuzda bitti.Komşulardan borç alır olmuştuk.Bir seferinde   yalnız taşınmayacak kadar çok azık hazırlamıştım.Komşudan yardım istedim.Oğlumla beraber götürdü.Dönüşünde ''Nebobacı  hacı kapıda yapıyorsun.Öyle a9tı çocuklar ki aç kurtlar gibi saldırdılar ekmeklere. Çoğu  ekmeğin içine peynir koymağa bile bekleyemiyorlardı.''   dediğindeÖyle canım yandıki ,her biri bir ana kuzusu,geceleri sıcak yatağımda yatarken düşününce uykularım kaçıyordu,saatlerce uyuyamıyordum.

                                  Polo Emmi anlatıyordu anılarını.

                                                                               ******************

                                   Darbeden   epey zaman geçmişti.Acaba bizim köyü unuttular mı  diye iyimser olmak istiyorduk.

 Sıranın  muhakkak bizede geleceğini biliyorduk. Hatta bir ara camikapısında  köyü savunmayı bile düşün dük. Kazanma şansımız olmazsa bile  vuruşarak  ölürüz dedik.Bence doğrusuda buydu.Öncülük ettiğini  idda edenlerin  tapası tutmadı. 

''Dana  poğu  suvağ tutmaz'' demiş  atalarımız.Zaten birçoklarıda  birer ikişer kayboldular.Biz yine komşularımızla kaldık sorunlarımızla başbaşa.                                     Prostatım olduğu için gece birçok defa  su dökmeye çıkıyordum.Gece yine su dökmeye çıktım.  Ortalık zifiri karanlık.Balkondan  su döküyorum.Demir tıkırtıları duydum.Ses ziyaretin yamacından kacın   potoroluğundan geliyordu. Önce kimsenin koyun sürüsüsünün ağılından çıktığını ,seslerin koyunların  zilleri olacağını       düşündüm.Kimin olur,kime haber vereyim diye düşünürken  uyanmaya başladım.Koyun otlu yere yayılır. Kacın   kuru potoroluğunda ne arasın?................Eyvah deddim sıra bize geldi köy kuşatılıyor. Odada yatan gençleri  uyandırdım. Köy sarılıyor, çabuk  toparlanın  .Toparlandılar ama heyhat.Geç kalmışlardı. Köy dört tarafından kuşatılmıştı.Askerler sabahı bekliyorlardı  eyleme geçmek için Köyde saklanmaları gerekiyordu  gençlerin.Atanur anlattı başından geçenleri. Babam çağırınca zaten işkilli yatmıştık.Hemen toparlandık. Dereden yasağa çıkmayı denedik dere kapatılmış,Nakorav    tutulmuş,Husikanayı denedik. Köy sarılmıştı.Köyde saklanmak tan başka çare yoktu. Çok hızlı karar vermek zorundaydık.Yakup emmigilin saman mereğinde  saklanmaya karar verdik.Herkesi samana gömdükten sonra Yakup emiye haber verdim durumu.Önce korkudan kabul etmek istemedi.Bağıracak oldu.Olan olmuştu.Kabullenmeden başka çaresi olmadığını anlayınca  sakinleşti. Yakup eminin ablası NEZO nenede  evde misafirdi..Olanlara şahit olmuştu.

Gün ağarınca operasyon başladı. İğnenin deliğine bile bakılıyor aranıyordu.Samanlıklar   dirgenlerle karıştırılıyor.

Nezo nene çok huzursuzdu.''Çocuklarım yakalanacak diye içi  içini yiyordu.B  irkaç defa  dolaştı Bir şey yapabilirmiyi diye. Sonunda birkaç çocuk bulup  samanlıkta sıçırtı. Çocuklar biraz koksada dayanın ,bundan ölmezsiniz diyede moral vermeye çalıştı.Köy dörttaraftan tarandı  Yakup eminin mereğine gelen asker samanlıkta      çocukların sıçtığı  bok yığınlarını görünce okkalı bir küfür savurarak  karıştırmadan vazgeçer.Büütün ekipler camikapısında eli boş buluşurlar.Köylüye biraz kurusıkı tehditlerde sonuç vermez ve eli boş dönerler Irmaklara doğru.

                                       Polo emi kaldığı  yerden devamla:

                                        Biz  bu gençleri akıllı birşeyler zannediyorduk. Askerler çekildi diye   Irmaklar'a doğru yola çıktılar. Ben ''etmeyin   böyle . Onlar buraları boş bırakmamışlardır.Şurdan Yasağa çıkın.Vurun dağlara.Tehlikeye atmayın kendinizi''dedimsede dinlemediler. Samskara doğru  topluca yollandılar.Napızarların deresini öteye geçemedi ve topluca hepsi yakalanıp götürüldüler.

                                         Çok endişeli bir bekleyiş başldı.Amca oğlu Yakup geldi .'' Polo emi gel kaçalım.Bizi öldürürler.Kaçıp canımızı kurtaralm.Çok kötü anlatıyorlar.İnsanlık dışı işkence yapıyormuşlar.''dedi.Ben     ''nere kaçarız biz emmoğlu. Dağda ,bayırda evimizden uzakta ne kadar dayanabiliriz bu yaşta.Ben kalıyorum.Ne gelecekse bir an önce olsun.Öldürürlersede öldürsünler. Tek korkum sakat bırakmalarında. O da varsa kaderde  çekerim.''

                                        Yakup çekti gitti bir yerlere.Ben  Sindizgom'a amcaoğullarının yanına gideceğini düşünüyordum. Sonra öğrendim ki Hantuşet'e gitmiş bir tanıdığın yanında gizlenmiş.Bir hafta nın sonunda  yakalananların çözülmediğini düşünüp rahatlamaya başlamıştıkki candarmaların eve  yönlendiğini gördüm ve dizlerimin bağı çözüldü. Çok korkmuştum ama korkunun ecele faydası

yok diyerek kendimi toparladım.Candarmalar direk yatakları döktüler ortaya.Yatak çarşafları,döşek yüzlerinrenk ve çiçekleri  ev eşyalarına kadar söylemişlerdi.Artık Doğruyu söylemekten gayri  yapacak bir şey yoktu. Aldı  nahiyedeki karakola götürdüler.   Karakolda tekme tokat dayak allahın emri  .   Bu fasıldan sonrak  arakolda askerlerin  banyo yaptıkları  yere kapattılar.Benden önce  tutuklananlar  daha önce getirilmiş  tanatam  a kapatılmışlardı

Nezaret olarak kullanılan  askerlerin banyosundaki manzara  **Kıyamet kopmuş ,insanlar bellerinden biterek yeniden varolmu ama kimse bir diğerini hiç tanımıyor gibi,herkes başını asmış düşünüyor, belkide hiçbirşey düşünemiyor.Yada sadece yarın sabaha kim sağ kim ölü  diye hesap yapamıyorlar.**

 

                                          O geceyi karakolun banyosunda geçirdik. Sabahı Karakol da bi komutan ifademi almak için ''anlat bakalım babalık ne ler yaptığını,nasıl yataklık ve yardım yaptığını?'' Ben her şeyi olduğu gibi anlatmaya karar vermiştim.  ''Başefendi;Bu gençlerin anlattıkları akıl ve mantığıma pek aykırıda gelmedi.Bizde kapıya gelen tanrı misafiri geri çevrilmez.İnsanlığa sığmaz bu. Ayrıca benim bir oğlumda onlarla beraberdi. Onları kovsaydım oğlumda onlarla gidecek aç susuz kalacaktı.Sonuçta onlarda bizim çocuklarımız hiçbiri Rusya'dan gelmedi yada it  yavruları değil, İnsan . Benim yerimde sizolsaydınız ne yapardınız.? Dedim,  sözümü bitirdim.

                                      Komutan bütün samimiyetimle doğru söylediğime ikna olmuştu.  Bana;  bunları yazarsam Erzurumu boylarsın . Üstelik oğlunuda  tutuklarlar.Ben yazacam sende  imzalıyacaksın.Bende olur dedim. Adam takır tukur yazdı yazdı..Sonunda da bana isnat edilen suçları kabul etmedim gibi laflar ettiğini yarım yamalak duyar gibi oldum.   İşte ifaden Enver Bayraktar. Oku ve imzala dedi. Okumak lazım değil başefendi. İçimden bir ses sana güvenmem gerektiğini  söylüyor. Gösterdiği yeri imzaladım. İşte ifadeyi alan AHMET   Bayraktar   dedi ve kendide imzaladı.İçimden  Acaba bizim   çok önceleri Tokat'a göçen  akrabaların  birimiydide bana torpil geçti diye düşündüm ama korkumdan soracak cesaretim olmadı.Yazılan ifade Ardanuç'a savcılığa  gönderildi. Savcılık benim tahliyeme karar vermişti.

                                       O gece  Askerlerin banyosunda nezarette bulunan  Öğretmen Cemal hocadan dinledim.Candarmalar Nebi emi,enver Hoca,Refik amca...........(diğerlerini ben hatırlayamadım.)hepimizi toplayıp  askerlern banyosuna kapattılar. Ayakkabı ve çoraplarımızı açtırdılar. Banyonun giderini kapatıp topuk hizasına gelecek şekilde  buz gibi soğuk su ile doldurdular.Hiç kimse  laf etmiyor.Ölüm sessizliğinde bekliyoruz.Kapı açıldı  polo emmiyide getirmişlerdi.Onunda ayaklarını açtırıp  kapıyı üstümüze kitlediler. Polo emmi herkesi şöyle bir süzdükten sonra.      ...........Yahu hocalar,biz fukara köylüler bu ucuz otele mustahak görüldük,siz    paşanın hocaları doğru dürüst bir  otele gitseydinizya bizi burada sıkıştıracağınıza. Herkes makaraları koyverdi. Katıla katıla gülmeye şakalaşmaya başladık.Kapı açıldı. Nöbetçi asker,maşallah keyfinize diyecek yok. Bende sizin için endişelenmiştim. Görüyorum ki   keyfiniz yerinde. Öyle görünsede  hepimiz  titremeğe başlamıtık,herkesin yüz rengi apak kesmişti. Asker  kısık bir sesle,b ende sizden yanayım. Devrimciyim. Size yardım edeceğim. 

    Bizi sudan kendi  bulunduğu bölüme aldı. Odun sobası  yanıyor sıcacıktı oda. Bize çay demledi sabaha kadar çay içtik sohbet ettik.Nöbet saatı gelirken bizi  banyoya sokarak kapıyı üstümüze kilitledi Asker hepimizin hayatını  büyük risk alarak kurtarmıştı. Birkaç hafta sonra Yakup'ta çıka geldi.  **Sen haklıymışsın Polo emi ,dayanamadım. Ne olacaksa  olsun.Bende geldim.***

                                            **Arif   ağagilin eve candarmalar yerleşerek karakol kurmuşlardı.Dayımın geldiğinden haberdar olmuşlar. Dayımı yakalyıp harmanlara getirdiler.Ölümüne döğdüler. Hiçbirimiz sahip çıkamadık. Korkumuzdan Bir şey bile söyleyemedik. Anlayamazsın çektiğimiz şeyi hoca. Seyirci kalacağıma ölmeyi tercih ederdim. Ölmek kurtuluş sakat kalıp sürünmek düşüncesi en korkuncu  .Zaman duruyor,odunlaşıyor  insan.Ne kadar zaman sürdü bilmiyorum. Öldü diye bıraktılar.Askerler oradayken kimse halen sahip çıkamıyordu. Askerler gittikten sonra aldık eve götürdük. Vucudunun hertarafı morarmış,berbat konumdaydı. Koyun derisine sardık iyileşmesi yaralarının sağalması için.Aylar sonra ancak kendisine gelebildi. İşte öldürmiyen allah öldürmüyor insanı.!!!Allah bir daha göstermesin o günleri **

Aaaaaaaaaaaaamin Muzaffer ağabey aaaaaaaamin.

 

                                            Köksal Bayraktar

Chavanoz    -22 eylül 2012        

 

                                     

 

                                                                                            

 

 

 

 

                                      

                              

 



2497 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Derelerin Kardeşliği - 20/02/2017
Bütün dünyada nasıl halkların kardeşliği gerçekse, derelerin kardeşliği de o kadar gerçektir.
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım, O ve Ben -2- - 11/01/2017
İlkokulu bitirdik.Diplomalarımızı aldık.6yıllık Susuz ilköğretmen okulu imtihanlarına yazıldık.Birgün önceden Unushev'de kızkardeşlerinde misafir olduk.Adakkale'de bir okulda imtihana girdik.Rifat Zeki ve ben beraber aynı yerde imtihana girdi
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım O ve BEN - 14/12/2016
Onunla en eski anım yukarki yaylada olmuştu.Yaylamız yoktu.Mallarımızı Anneannem Zahide nenem sağıyordu..Yazın köy çok sıcak diye anam Nuro dayımla yaylaya gönderdi.Atla dayımın kucağında yaylaya vardığımda koşarak beni karşıladı.
KÖLELİK VE İSLAM - 21/01/2016
Okul yaşamı boyunca din dersleri okudu bizim kuşağımız.Genellikle esirgeyen,bağışlayan,sevgi dolu din-i islam içerikli konular öğrendik.
MENEMEN NE MENEM - 26/12/2015
930 yılı 23 aralık tarihinde 24 yaşındaki genç asteğmen KUBİLAY MENEMEN de
AYYAŞ!! - 11/12/2015
'Ayyaş' bir sigara yaktı, bir kadeh rakı koydu, hava sıcak, çarptı tabii.. Kalktı Muş ve Van’ı Ruslardan temizledi. Bir kadeh daha vapurda sanıyor kendini hoopp Samsun’a gitti kafa. Amasya’da Erzurum’da Sivas’ta kongreler.
KÖYÜME HASRET - 03/11/2015
Gel gör ,köyümün çok hoştur yazı . Pancarcı giderdi gelini ,kızı Şimdi yüreklerde kalmıştır sızı Kaldı bizim yaylalar Kutlu köyüne.
YAŞAMA BAKIŞ - 21/03/2015
Aştım koskoca daağları Geçtim ovaları
İSLAMOFOBİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ-1- - 04/02/2015
Charli Ebdo baskını ile Medeniyetler çatışması ve İSLAMOFOBİ yeniden ısıtılarak toplumun önüne servis edildi.Temcit pilavı gibi ısıt ısıt ye.Tabii yersen.
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam76
Toplam Ziyaret331424
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339