• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Fevzi DURMUŞ
fevzidurmus008@gmail.com
SİZ HİÇ KUŞ YENKDİNİZ Mİ?
20/02/2013

          Bu nasıl soru veya yazı başlığı diyebilirsiniz. Duymamışsanız haklı da olabilirsiniz. Ancak köyümde, küçük çocukluğumda böyle bir geleneğimiz vardı. Bu geleneğin ne kadar yaygın olduğunu bilmediğim gibi faydalı veya saçma bir gelenek olup olmadığını da sizlerin yorumuna bırakıyorum.   

         Ardanuç-Yolağzı Köyü, Çadır Dağı (Kürdevan) eteklerinde kurulmuş, zirveye en yakın köylerden birisidir. Bahar ve yaz aylarındaki tertemiz havası, suyu ve güzelliği ile bir cazibe merkezi olmasına rağmen uzun kış aylarında ise yaşam burada biraz zorlaşır. Kış gelince her taraf insan boyunu aşan kar örtüsü ile kaplanır, köy sakinleri evlerine çekilirken evcil hayvanlarını ahırlarda, komlarda ve kümeslerde beslemeye başlarlar.       Yöredeki yabani hayvanlardan ayı, kış uykusuna yatarken kurt, domuz, tilki ve tavşan gibi hayvanlar sıcak bölgelere giderlerdi. Serçe, karga ve saksağan köy binalarında barınmaya çalışırken; karakuş, kartal, kuzgun, leylek, turna, kuku ve güvercin gibi göçmen kuşlar da köy yöresini terk ederlerdi. Kavaklık yolu ile Çatalyol’da her zaman görülen atlı veya yaya yolcular da artık görülmez; köy, kuş uçmaz kervan geçmez bir yalnızlığa bürünürdü.

       Uzun kış gecelerinde köy sakinleri birbirlerine oturmaya gider, günlük olaylar fıkralar, hikâyeler anlatılarak hoş vakit geçirmeye çalışırlardı. Bahar ayları yaklaştıkça yaşlılar; havaya, suya ve toprağa cemrelerin düştüğünü sıralamaya başlarlar, herkes mart dokuzunun gelmesini dört gözle beklerdi. Analar çevresini yeni, yeni tanımaya başlayan küçük yavrularının elini, yüzünü yıkarken onlara:

    -Artık kocaman adam oldun, bundan sonra sabah erken kalkacaksın, elini yüzünü kendin yıkayacaksın, sonra da ekmeğin kuvasına biraz peynir koyarak sabahlığa kadar açlığını gidereceksin. Çünkü bahar geliyor; karakuşlar, kukular yakında gelir, seni yenkerlerse hayatın boyunca sansız birisi olursun. Ama bu dediklerimi yapar da sen onları yenkersen; şansın açılır, okur, büyük adam olursun diye tembih ederlerdi.

       Ağır kış koşullarında evlerinde hapis hayatı yaşayan çocuklar ise annelerinin öğütlerini tutmaya çalışırken bazen da balkana çıkar, kapalı ve soğuk havaya isyan edercesine:

                           Bulut get,

                          Güneş gel.

                          Saçlı Kızı,

                         Al da gel.

          Diye büyüklerinden duydukları geleneksel bir isteği dile getirirlerdi.

         Küçük çocuklar,  karakuş ile kukuyu yenkme işini anneleri gözetiminde öğrenirken mart dokuzu, yani şimdiki takvimle 22 Mart günü de gelir, gökteki bulutlar çekilmeye,” Saçlı Kız” sıcak yüzünü göstermeye başlardı. Yerleşim yerinin iki tarafındaki boğazlarda erimeye başlayan kar kürtükleri çığ halinde aşağılara doğru kayarken üst taraftaki kar suları, köyün ortasındaki dereciğe toplanarak aşağıdan geçen Kontrom Deresi’ne kavuşurdu. Karşıda sağ taraftaki Çançhar’ın(Şelalenin) buzları çözülür; otlaklarda, çayırlarda eriyen kar suları, şelaleden büyük gürültü ile dökülür, Kontrom Deresi ile Irmaklar Köyü’ne doğru ikinci bir şelaleden aşağı akar,  giderdi. Tarla, çayır ve otlaklarda yer, yer kara parçaları görünmeye başlayınca ortam alacalanır;  sarol ağaçlarının bembeyaz çiçeklerle donanmaya başlaması, ilkbaharın geldiğinin habercisi ve göçmen kuşların öncelikle de karakuşların geleceğinin müjdecisi olurdu. Karakuşlar ile yarışmaya hazırlanmış çocukların sabırlarının taştığı bir sırada karakuşlar görülür veya anneleri tarafından gösterilirdi. Çocukların yenkme sevinci doruğa çıkar ve arkadaşlarına bir öğünme konusu olurdu. Daha sonra diğer göçmen kuşlar da görülmeye başlanır, her yaştaki köy sakini karşı yakadaki Kavaklık Ormanı’ndan “Kukkuuu, Kukkuu, Kukkuu” diye öten Kuku kuşunun sesini duymayı arzu ederdi. Geldiğinde akşama kadar aralıklı olarak sık, sık öten kuku kuşu, bazılarını yenker, bazılarına ise yenkilirdi. Yenkilenler üzülür, yenkenlerin ise sevincine diyecek yoktu.

     Annesinin yönlendirmesi ile karakuş ve kuku ile yarışmış olan bu satırların yazarı da bazen yenkilmiş ama çok sefer de bu kuşları yenkmiştir. Bu yarıştan olan uyumdan mı, nedendir bilinmez; yine bu satırların yazarı, hala sabah erken kalkar ve kahvaltısını yapmadan evden dışarı adımını atmaz.

                                                    Fevzi Durmuş   

                                                     Yakacık,28.05.2012



1291 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Kukkuyu Yenmek     23/02/2013 20:14

Fevzi Bey Merhaba. Çocukluk günlerimizi anımsatan yazınız için teşekkür ederim. "Kukkuyu yenmenin" tek koşulu sabahleyin elinini yüzünü yıkayıp, kahvaltı yaptıktan sonra dışarı çıkmaktı. Ayrıca eğer yenmişsek bizim için bir övünç vesilesi olabilirdi. Bir de not eklemek istiyorum: Bahsettiğiniz karakuşlara biz "şureşan" derdik. Selamlar.
Necat BAYRAKTAR

Yazarın diğer yazıları

22-BİR ZAMANLAR KÖYLERDEKİ İLETİŞİM - 21/03/2019
Artvin yöresindeki köylerimize 1950’li yıllarda ülke haberleri pek fazla zamanında ulaşmazdı.
Binlerce Ağacı Katledenler - 11/11/2014
YAŞ AĞACA BALTA VURAN EL ONMAZ!..
Bir Zamanlarda ÖKÜZLERİMİZ - 15/12/2013
İnsanoğlu tarihlerinin ilk zamanlarında, eti ve derisi için avladıkları hayvanlardan bazılarını ehlileştirerek süt ve güçlerinden de istifade etmeye başlamışlardı.
YAYLAYA ÇIKIŞ - 25/03/2013
Tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylümüz, ilkbahar gelince hayvanları ile birlikte daha yüksek yerlere göç ederler. Bazı köyler birden fazla yaylaya göç ederken bazıları tek yayla ile yetinirler.
KÜRDEVAN - 23/10/2011
Kürdevan ,Ardanuç ilçemizin sınırları içerisinde 3050 mt. yüksekliğinde bir dağdır. Dağın ilçe merkezine bakan eteklerinde ;Hamurlu,Beratlı, Yolağzı ve Yaylacık Köyleri bulunmaktadır
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam58
Toplam Ziyaret332952
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar32.477332.6074
Euro34.596434.7351