• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Köksal BAYRAKTAR
koksal@hotmail.fr
TEMEL TEPE ve ZORO
15/05/2014
      Silifke'de ilkokul  öğretmenliğine başlamıştım.Askerlik şubesinden  yoklama kaçağı olarak arandığıma dair bir yazı aldım.Çok şaşırmıştım. Devletin resmi öğretmeni idim.Nasıl olur?
        Hemen ilk fırsatta askerlik şubesine gittim.Kendimi tanıtır tanıtmaz  müthiş bir öfkeyle karşılaştım.Niye kaçaktım?Askerlik yoklamamı niye yaptırmamıştım.?Vatan ,millet ,Sakarya saydı döktü görevli subay.Bir şey söylememe imkan bırakmadan ,kapıda bekleyen bir askeri çağırarak  ''Al götür  sağlık kontrolundan geçir bu adamı.Engeli yoksa hemen birliğine gönderelim.Askerle kapıdan çıkıp biryerlere gittik.Soyun dedi bir dr.subay .soyundum .Baktı.Bir ''sağlık sorunun var mı?Bildiğim kadarıyla yok  '' dedim.Boyumu,kilomu ölçtüler.Sağlamdır.  Askerliğini yapabilir raporu verdiler.Aynı subaya döndüğümüzde bir fırsatını bulup ''Öğretmen olduğumu,kaçak olmadığımı anlatmaya çalıştım.Okulu bitirirken  16 yaşında gözüküyordum kayıtlarda.Yarıyıl tatilinde yaş tashihi yaptırmıştık Ardanuç'ta.Değişikliği askerlik şubesine bildirmem  gerektiğini  bilmediğimden çok aniden asker kaçağı olmuştum.
Bende severek vatani görevimi yapmalıydım.Şimdiye kadar öteki vatandaşlar beni beklerken ben horul horul uyudum.Eh şimdi sıra bende deyip  öğrenim yılı biter bitmez askere  gideceğimi şubeye bildirdim.Aslında bir yıl  erteletme hakkım olduğunu öğrenmiştim.Olsun dedim. Vatan kurtaran Şaban gibi askere arzulu ve sevinçle  gitmeğe karar verdim.Dumuda  aileme haber verdim.Sonra annem böyle törensiz azık çantasız  ,uğurlanmasız  askere kendi başıma gittğim için dönüşte de iyi bir fırça yemiştim.
Sıvas Temeltepe acemi eğitim kışlasından  teslim olurken  (Niye teslim olmak diye ifade edildiğini sonra anlıyacaktım) çok heyecanlıydım.
Nizamiyenin girişinde bize birer torba verdiler. Biraz ilerde iç çamaşırları,asker elbiseleri botları,çoraplarımıza kadar verdiler.Şimdi hamama gidiyoruz.Hamam yapıp  sivil kıyafetleri torbaya, asker elbiselerini  giyinip diğer kapıdan  ççıkacaktık. Hamama bir kapıdan girdik.Daha soyunurken ''Çabuk olun.iki dakika sonra kapıda hazır olacaksınız'' çığlığı ile karşılaştık.Arkadaş daha  '' ıslanamadık bile'' demeye kalmadı ki ''Artık askersiniz.Bana da komutanım diyeceksiniz.  Haydi sallanmayın.''Hiç ıslanmadan Hamamlanmış gibi giyinerek diğer kapıdan  asker  olarak çıktık.Koğuşlarımıza götürdüler. Yerleştik.Çavuş ,onbaşılarımızla tanıştık.Her gelen bir terör estiriyor,hava atıyor,korku salmaya,korkutmaya çalışıyordu.
Eğitime başladık.Beraber geldiğimiz arkadaşları hep kaybettk.Asker  elbisesiyle herkes birbirine benziyordu. Bir  istirahat günü birisi arkadan  gözlerimi tuttu.Kim olduğunu söylemem  gerekti.Silifke'den  beraber gelen arkadaşları tek tek saydım.Değildi.'' Bilemedin'' dediğinde sesinden tanımıştım. Köydeen Nazım (Usta)amcanın oğlu  köylüm Rıfat Demirci ........Çok sevinmiştim. Hal hatır ettik. Köyden  Muker'e muhacir giden Asakalgil'in Dilaver  amcanın oğlu Zikrettin    Aksakal'ında  temeltepe'de olduğunu,askerliğini  bizim gibi er öğretmen olarak yapmaya geldiğini ondan öğrendim.  
Rifat'la talimden sonra buluşacağımız  belirgin  bir yer tayin ettik. Daha sonra Zikrettin'lede buluşarak hafta sonlarını beraber geçirmeye başladık.
Zikrettin'le ilkokulun  epey kısmını beraber  okuduk.O zaman sıradan arkadaştık. Daha sonraki dönemde  Trabzon  öğretmen okulunda  ben yatılı okuyordum. Okulumuza çok yakın  bir yerde orman dairesinde   telsiz operatoru olarak çalışan Cevat ağabey vardı.Zikrettin Trabzona gündüzlü olarak  okumak üzere ağabeyinin yanına geldikten sonra  esas yakın arkadaşlığımız oldu. Ondan sonra çok şey paylaştık.Çok ortak anılarımız oldu.Ona takılmak için he KARO diye çağırırdık.
Bir Hafta sonu Rifat,Zikrettin  ve ben üçümüz beraberiz.Haftalık temizliğimizide yapmak içi bazı çamaşır larımızı,çoraplarımızı yıkamak içinde  eğitim alanı civarındaki binbaşı çeşmesi önündeyiz.Ben daha önce gelmiştim.Çamaşır işini bitirmişim.Çamaşırlarıda etraftaki kavak ağaçlarının dallarına kurumaları içi asmışım.Onlar  çamaşırlarını yıkarken ben bir kavağın gölgesine  sırtüstü yatmış dinleniyordum.
Bir karakuş  kavağın  ince bir dalına kondu. Dal ince olduğu için  kuşu taşıyamadı.    Büküldü.Kuş havalandı.Dal düzeldi.Kuş yeniden dala konmak istedi.Dal eğildi.Bizim   evin  önündeki panta da da aynı şey görmüştüm bir zaman.Bir  şureşan konmuştu dala dal eğilmişti. Bu senede  o pantada o şureşan  konmuşmuydu.Meyveye durmuşsa şimdi bayağı epeyce büyümüşlerdi herhalde.Yukarki evlerede babamlar daha taşınmamışlardır herhalde.Babam elinde  keserle bondruğa kota yapmak için bir ağaç parçası aradığını düşlüyorum.Annem peştemalinin ucunu beline  iliştirmiş halde  yukarki evden tekneye un elemiş  hemur etmek için merdivenlerden iniyor.  Ben adeta harmanın kenarından .yada kavağın dalındaki serüveni oyona çeviren  karakuşun kanadından evi gözlüyorum.İşte Hamza emi bir şey mırıldanarak Huskna'ya doğru  aheste adımlarla  yürüyor.Nebi emiyle Nayme  gelin kavgamı ediyorlar ?Sesleri buraya kadar geliyor.  Nuro dayım   her halde abdestli olmalı epey zamandır okunan ezandan  namaza yetişebilmek için kısa ama hızlı adımlarla aşağıya doğru gidiyor.
Temeltepede   değil köydeydim.Hayal değil yaşıyordum. Karakuşta bir türlü vaz geçmiyordu kendisini taşıyamıyacak dala konmaya çalışmaktan.
Arada  Zikrettin yıkadığı çoraplarını  üstüme seriyor kurumaları için. Bir ara  çok sesizlik olduğu tuhafıma gidiyor.Öyle tatlı bir hayale dalmışım ki keyfimi bozmak istemiyorum.
Üstme  atılan sudan ağzıma dolan suyun tuzlu oluşundan terli vede kirli çorapların  o kalın  kirinin yıkandığı pis  suyun yüzüme boca edildiğini hemen anladım.Arkadaşlarla sulu şakalar çok yapardık.Ama bu çok olmuştu. Buna eşek şakası demek bile az gelirdi.Çok sinirlenmiştim. Hızla yermden fırlarken ağzımdaki ter ve botta oluşmu o kokuyu tükürürken   ''Senin babanın ağzına  .... dediğimde  daha cümlemi tamamlamadan saldıracak pozisyonda  elinde boş kovayı tutan adamı gördüm.İyiki cümlemi bitirmemiştim .
Bizim değilama Rıfatları bölük komutanı vardı. Ortaboylu  kocaman göbeği olan bir yüzbaşı vardı. Hep siyah güneş gözlüğüyle görürdük onu. Kızdığı zaman avucunun içiyle çeneye tek vuruş yaptığını ,şimdiye kadarda  vurduklarından düşmiyeni görülmemiştir derlerdi. Adını da hatırlamıyorum. Herkes ona  ZORO  derdi. 
Zoro karşımda elinde  içindeki  kirli suyu üstüme boca ettiği kovayla siyah gözlüklerinin  ardından bana bakıyordu.
Hemen esas duruşa geçtim.Hazırol vaziyeti aldım.Göz ucuyla vaziyetime baktım.Halim   çok fenaydı.Asker  kaputumun önü tamammen açık.Zikrettin'in   yıkayop üstüme astığı çorabın teki düğmeye takılmış ,atleti omuzumdan sarkıyor.Ben kımıldamaya korkarken esen rüzgarla sallanarak bana inat durumumu daha da zorlaştırıyor  gibi.
Bir elimle hazırolda beklerken diğer elimle durumu düzeltmeye uğraşıyordum.Çorabı düğmeden kurtardım.Omuzumdaki atleti yere attım.Montumun düğmelerini kapatmaya uğraşırken  ne taraftan vuracak,düşecağim yeri keşfetmeye uğraşırken çenemi sıksammışyoksa  gevşek mi bıraksam daha az hasarla  atlatabilirim diye hesapların içinde ydim.Zoro  elindeki kovayı attı. Osmanlı tokadı geliyor diye gözlerimi yumdum.  ''Eşşekoğlu eşşek. Askerlikte  böyle yatmak var mı?Bir daha  görmiyeyim'' derken  gözlerimi açtığımda  sırtını dönmüş gidiyordu.
Sopadan yırtmıştım.Benim üstübaşımda batmıştı.Zikrettin'in yıkayıp üstüme  kurumaya bıraktığı çamaşırlarıda.Herkes korkusundan donmuş kalmıştı.Kimsenin gülecek halide yoktu.Zoro   yolun dönemecini dönüp kaybolana kadar  dondurulmuş Film sahnesi gibi kımıldamadan durmuştuk.Neden sonra  sessizce hareketlenirken  Zikrettin dökülüp kirlenen çamaşırlarını  yeniden  yıkamak içi kovaya doldururken  ''Senın babanın  a.....    s....  zoro gibi  diye okkalı bir küfür savurdu.
                                                                               Köksal Bayraktar    -  Chavanoz
                                                                                              9.5.2014


2160 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Derelerin Kardeşliği - 20/02/2017
Bütün dünyada nasıl halkların kardeşliği gerçekse, derelerin kardeşliği de o kadar gerçektir.
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım, O ve Ben -2- - 11/01/2017
İlkokulu bitirdik.Diplomalarımızı aldık.6yıllık Susuz ilköğretmen okulu imtihanlarına yazıldık.Birgün önceden Unushev'de kızkardeşlerinde misafir olduk.Adakkale'de bir okulda imtihana girdik.Rifat Zeki ve ben beraber aynı yerde imtihana girdi
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım O ve BEN - 14/12/2016
Onunla en eski anım yukarki yaylada olmuştu.Yaylamız yoktu.Mallarımızı Anneannem Zahide nenem sağıyordu..Yazın köy çok sıcak diye anam Nuro dayımla yaylaya gönderdi.Atla dayımın kucağında yaylaya vardığımda koşarak beni karşıladı.
KÖLELİK VE İSLAM - 21/01/2016
Okul yaşamı boyunca din dersleri okudu bizim kuşağımız.Genellikle esirgeyen,bağışlayan,sevgi dolu din-i islam içerikli konular öğrendik.
MENEMEN NE MENEM - 26/12/2015
930 yılı 23 aralık tarihinde 24 yaşındaki genç asteğmen KUBİLAY MENEMEN de
AYYAŞ!! - 11/12/2015
'Ayyaş' bir sigara yaktı, bir kadeh rakı koydu, hava sıcak, çarptı tabii.. Kalktı Muş ve Van’ı Ruslardan temizledi. Bir kadeh daha vapurda sanıyor kendini hoopp Samsun’a gitti kafa. Amasya’da Erzurum’da Sivas’ta kongreler.
KÖYÜME HASRET - 03/11/2015
Gel gör ,köyümün çok hoştur yazı . Pancarcı giderdi gelini ,kızı Şimdi yüreklerde kalmıştır sızı Kaldı bizim yaylalar Kutlu köyüne.
YAŞAMA BAKIŞ - 21/03/2015
Aştım koskoca daağları Geçtim ovaları
İSLAMOFOBİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ-1- - 04/02/2015
Charli Ebdo baskını ile Medeniyetler çatışması ve İSLAMOFOBİ yeniden ısıtılarak toplumun önüne servis edildi.Temcit pilavı gibi ısıt ısıt ye.Tabii yersen.
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam75
Toplam Ziyaret333059
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar32.451532.5815
Euro34.684134.8231