• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Adem Kaya
ademkaya08_@hotmail.com
MİLLİ İRADE
26/01/2015

Başbakan seçim gezilerinde sürekli  milli iradeden bahsediyor ve sandığı gösteriuor. Aynı şeyi parti kapatma davasında da yapıyordu. Kanaatime göre aldiği 0/050lik oy oranıyla her şeyi yapma hakkına istediği yasyı yada uygulamayı  yapma hakkına sahip olduğunu sanıyordu. Merak ettim nedir milli irade? Tarihsel ve anayasal alt yapısı nedir? Araştırdım. Bulgularımı paylaşıyorum.

Hakimiyet( Egemenlik) kavramı, ortaçağlarda, kendisinden başka ve üstün bir kuvvet tanımayan mutlak bir güç anlamında kullanılmıştır. Tanrısal bir kökeni olduğuna inanılan bu güce kırallar sahiptiler. Hakimiyetin tanrıda olduğu ve yeryüzünde tanrı adına hükümdar tarafından kullanıldığı kabul ediliyordu. Krallığın veMonarşik yönetimlerin teorik temelinioluşturan bu mutlak hakimiyet anlayışına göre yasama, yürütme ve yargı ekleri hükümdarlarda toplanıyordu.

İktidarin kaynağını ilahi güçten alan bu düşünce( teori) aydınlanma felsefesinin gelişmesiyle yıkıldı. Ronesans ve Reform Hareketleri artık yalnızca inanan, itaat eden  biat eden değil, düşünen, akıl ve mantık terazisinde ölçüp tartan, yargılayıp sonuç çıkaran insan yarattı. 1789 Fransız İhtilali ise: Tanrıdan aldığı hakimiyeti kullanan kral yerine, üstün güç olarak halk egemenliği kavramını getirdi. Böylece seçimle iş başına gelen meclisler milletin temsilcileri olarak hakimiyeti millet adına kullanmaya başladılar. Bu anlayışa göre seçimle gelmiş parlamentolar milli iradeyi temsil ediyordu. Çıkardıkları yasalara uymak yeterliydi.

Birinci Dünya Harbi sonrası Avrupa’nın en ileri toplumlarından biri olan Almanya ve İtalya’da yaşananlar milli irade anlayışında sarsıcı ve derin etkiler yarattı. Almanya’da Hitler İtaya’da Musolini’nin faşist diktatörlük kurmaları milli egemenlik ve milli irade kavramlarını alt üst etti. Demokrasinin ve özgürlüklerin korunmasında meclise olan güven sarsıldı. Her iki yönetimde demokratik yollardan iktidara gelmişti. Yasama organında ele geçirdikleri üstünlükle demokrasiyi tahrip ettiler. Bu nedenle2.dünya harbinden sonra çağdaş demokrasilerde egemenlik ve milli irade kavramları çok önemli yapısal değişime uğradı. Nasıl tanrısal olma niteliğini kaybettiyse, aynı şekilde  sınırsız ve mutlak olma  özelliğini niteliğini kaybetti. Meclisten çıkan her kararın ve yasanın meşruiyet ve yasallık kazanması yerine hukukun üstünlüğü ilkesi önem kazandı. Egemenliğin kaynağı ve sınırı artık hukuk oldu.

Bu yeni anayasal görüş dünyadaki bütün çağdaş demokrasilerde ana kural oldu Meclisten çıkan yasaları denetlemek üzere Anayasa Mahkemeleri kuruldu. Hukuk çağdaş demokrasilerin vazgeçilmez en önemli niteliği oldu. İşte bu tarihsel gelişim nedeniyle sandıktan çıkan çoğunluk artık milli iradeyi temsil etmiyor. Millet Meclisinde çoğunluğun her şeye egemen olacağı görüşü bir yandan muhalefete diğer yandan bağımsız mahkemelerin iradelerine el koyması, yok sayması anlamına gelir.  Bu durum iktidarın denetlenmesi zaafını doğurur.

Sonuç olarak parlamentoda sayısal üstünlüğü elde ederek hertürlü kararı alma, her türlü yasayı yapma yada bu sayısal üstünlüğe dayanarak meşruiyet ileri sürmek çağdaş demokrasilerde terk edilmiştir. Parlamentoların yaptığı yasaların üstünlüğü yerine artık anayasaların üstünlüğüne dayalı hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü anlayışı geçerlıdir. Kaldık ki en büyük milli irade hırsızlığı 0/010 barajıdır Siz 50 milyon seçmenin 5 milyonuna temsil hakkı tanımıyorsunuz.

               

                 11 Mart 2014

                  Adem KAYA    



1231 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

BAŞARISIZ DARBE GİRİŞİMİ - 23/08/2016
Ülkemiz tarihinde görülmemiş biçimde kanlı bir darbe girişimine sahne oldu. Sivil halk bombalandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalandı
YENİ ANAYASA LAİKLİK TARTİŞMALARI VE OSMANLICILIK - 23/05/2016
Bu yıl bir mayıs bayramı (2016) yeni anayasa ve Laiklik tartışmaları altında kutlandı. Hak-İş Sakarya’da dua ile kutlarken Memur-Sen Kahramanmaraş, Türk-İş Konya’da Kuran okutarak kutladılar.
İTAAT- BİAT VE ÖZGÜRLÜK - 16/04/2016
Şimdiki Cumhur Başkanı Recep Tayip Erdoğan Başbakanken “Taraf olmayan bertaraf olur” diyerek hükümete (Siyasi güce) taraf olunmasını, itaat edilmesini istedi. Aksi takdirde itaat etmeyenlerin yok edileceğini açıkça beyan etti.
TÜRKİYE’DE EĞİTİM SİSTEMİ - 24/02/2016
Bir toplumun, bir milletin varmak istediği hedefi ya da varmak istediği noktayı gerçekleştirecek olan o toplumun insanlarıdır. O toplumun beyin gücüdür. Bunu şekillendirecek tek faktör eğitim faktörüdür. Dolayısıyla siz nasıl bir düzen, nasıl bir sis
IŞiD-DAİŞ TERÖR ÖRGÜTÜ - 09/01/2016
İşid terör örgütü bu gün dünyanın baş belası olmuştur. Nedir bu Işid? Nereden çıktı, kim koruyor, son hedefi nedir?
Aydınlanma - 28/11/2015
Aydınlanma konusu üzerinde çalışan sosyolog ve bilim adamları birkaç tanım üretmişler. Bazıları şunlar.
NEDEN C.H.P (CUMHURİYET HALK PARTİSİ). - 14/05/2015
Yazıma bir kıssa (temsil) ile başlamak istedim.
YENİ OSMANLICILIK - 22/04/2015
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Adalet Ve Kalkınma Partisi(A.K.P) sözcülerıyle Yandaş medya koro halinde Yeni Türkiye sloganıyla yatıp Yeni Türkiye sloganıyla kalkıyorlardı.
BAŞKANLIK SİSTEMİ - 21/03/2015
Yakın geçmişimizde yapılan anayasa referandumuyla cumhurbaşkanını halkın seçmesi, yetmez ama evetçilerin katkısıyla kabul edilmişti.
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam40
Toplam Ziyaret331314
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar32.142532.2713
Euro34.804134.9436