• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Necat BAYRAKTAR
necatbayraktar@hotmail.com
Bebeklerden Yaratılan Katiller
19/02/2015
                   Son bir yılda 257 kadın öldürülmüş. Son on yıl, binleri buluyor. Geçmişten bu güne aklımızda en çok kalanlara bakın. Güldünya, Ayşe Paşalı, Münevver Karabulut… Serpil Yeşilyurt ve Özgecan Aslan… Bu gün bu yazıyı yazmayabaşlamışken sosyal medyadan gazeteci Nuh Köklünün bir kartopu yüzünden öldürüldüğünü okudum. Bu olayın bir açıklaması olabilir mi? Vicdanların sustuğu, aklın durduğu, yüreklerin kuruduğu bir aşamadayız. Umalım bu son olsun. Son bir yılda rakamlar değişik olsa da toplam 257 can. En düşük olan istatistik rakamı bu… Son on yılda 3-4 bin civarında say sayabilirsen.
                    Sadece kadınlar mı? Az mı katliam yaşandı bu ülkede, toplu katliamların acıları hala sıcaklığını koruyor. Tarihin kirli sayfaları arasında kalmış büyük toplu katliamları yaşayanlar hala acıları ile yaşamaktalar bu gün. Roboskiyi, Maraşı, Çorumu, Sivası, nereye koyacağız? Uğur Mumcuyu, Musa Anteri, Hirant Dinki Ali İsmail Korkmaz”ı, Berkin Elvan”ı ve daha nicelerini nereye koyacağız.? Gezi'de de, Soma'da da, Ermenek'te de, Reyhanlı'da ki acıların üstü örtülebilir mi?
Ne çok acılar yaşadık. Ne çok yakıldık. Ne çok yıkıldık. Ne çok öldürüldük.
Katiller ne düne ne bu güne ne de geleceğe bakıyorlar. Onlar anlık yaşayan insanlar. Dünyaları çok küçük, ufukları çok dar… Ne ailelerini ne toplumu ne de kendilerini düşünebiliyorlar.
                   Her katil hem kendi annesini, kendi babasını hem kendi kardeşlerini evli ise eşini ve varsa çocuklarını da öldürmüş oluyor. Onlar toplum içine çıkamaz duruma düşüyorlar. Bu kadarla da kalmıyorlar. Katlettikleri insanların da annelerini babalarını kardeşlerini öldürüyorlar. Yine yetmiyor. Dün ve bu gün görüldüğü gibi tüm toplumu öldürüyorlar. Unutulmaz acılar, tamir edilemez yaralar bırakıyorlar toplumun yüreğinde… Bu ülkede yaşamak acı veriyor bana, utanç veriyor dedirtiyorlar.
Belki de ölüm kadar çirkin, ölüm kadar acı veren bir suç daha var. Tecavüz… 
Son on beş yılda 241 polis,91 asker 17 özel timci, 15 korucu 45 gardiyan tecavüzden yargılanmış. Hiç biri ceza almamış. Diğer kesimlerden tecavüzcülerin sayısı ille ki bunlardan kat, kat fazladır. Yaşanan bu büyük acılarla ilgili medyada neler yazılmış? Kadın ve toplumsal hayat ile ilgili kimler ne söylemiş onların en azından bir kısmını toparladım. İşte söylenenler: “Amerika”da da oluyor, kapatın çenenizi,” Yeni Şafak Gazetesi yazarı, Cemile, adını ilk kez duydum. “Kadın istemezse tecavüze uğramaz. Ben söylemiyorum. Adli tıp raporlarında yazıyor.” Ahmet Çakar. Nihat Doğan adlı medya Maymunun söyledikleri, Nurullah Ardıç adlı birinin kadınlara özel “pembe otobüs” önerisi ve daha niceleri var. Her sözcüğünden kapkara cahillikler akan zeka geriliğinin medyadaki türleri az değildir. Nurettin Yıldız; her yaşındaki çocukla evlenilebilir. A. Dilipak; Kımızı otomobil alan kadınlar evlenemiyor. Hayrettin Karaman: Yolsuzluk hırsızlık değildir. Ö. Tuğrul İnançer: Hamile kadının sokakta dolaşması ayıptır.” Kadın herkesin içinde kahkaha atmayacak.” Bülent Arınç, “Kadına şiddet abartılıyor, ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” R.T. Erdoğan, “Kadınları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz.” Mehmet Demir…“Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor.” Erhan Emekçi… Okuyan kızlarla evlilik yapılmaz demek istiyor her halde… Baba kızını taciz ediyor. Anne diyaneti arıyor. Diyanet: “Baba özür dilediyse affedin” diyor. Bu da diyanetin çözümü… Bebeklerden katiller, hırsızlar, tecavüzcüler yaratan bir sistemin kıskacında mıyız?
               İki gündür ülke çapında bu acıları yaşarken en çok adalet sistemi yargılandı. Benim de bir savcının zanlıya sorduğu bir soru geldi aklıma. “sen cinlere inanmıyor musun?“Yüksek öğrenim” görmüş bir hukuk insanının adalete cinlerden baktığına inanamazsınız. Ama gerçek budur. Ve örnekleri de çoktur.
Demek ki tartışmamız gereken adalet sisteminden önce eğitim sistemimiz olmalıdır. Egemen zihniyet olmalıdır. Çünkü bebeklerden katiller yaratan en büyük etken aileden başlayan eğitim sistemi ve tolumu kıskacı altına alan zihniyet egemenliğidir.
Toplumsal hayatımıza sonuçlardan bakınca ülkemizin sicili çok bozuk çok… İşte bu bozuklukta en büyük payın eğitim sisteminde ve adalet sisteminde olduğunu düşünmekteyim. Hırsızlık, tecavüz ve cinayet suçlarından kimlerin, fikir suçlarından kimlerin hapiste yattığına ilişkin araştırmaları da yazının boyutunu aşacağı için buraya alamadım. Bu konuyla ilgili araştırma sonuçları ve elde edilen rakamlar nasıl bir eğitim nasıl bir zihniyet sisteminin bu yozlukların yaşanmasına kaynaklık ettiğini anlamamıza yardımcı olur.
                     Hiç kimse katil hırsız ve tecavüzcü olarak doğmuyor. İyiliklerinde kötülüklerinde sonradan öğrenildiğini hepimiz biliyoruz. Öğrenme önce ailede, okullarda başlıyor. Çevredeki toplumsal hayatın içinde devam ediyor. Topluma bu acıları yaşatan bireyler eğer aileleri tarafından sevgi ile bilgi ile beslenemiyorsa o eksikliği okulların eğitim sisteminin ve devletin devamla toplumun gidermesi gerekmez mi?
                    Yaşadığımız bunca acıya rağmen 16-17 Şubat 2015 günlerinde ülkenin her köşesinde bütün toplumun Özgecanı yüreğinde taşıyor olması, isyan etmesi hala umudumuzu yitirmediğimizi gösteriyor. Yitirmeyelim de diyorum. Eğer umudumuzu yitirmezsek belki bir gün bu acılara son verebiliriz.

                                       18.Şubat.2015. Sakarya

                                          Necat Bayraktar
 


1204 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

     24/02/2015 14:16

Yüreğine,kalemine sağlık dayıcığım.
Özkan ERDEN

Yazarın diğer yazıları

KÜRDEVAN - 19/12/2018
Umut tarlasına tohum ekerken Yoksulluğun bileğini bükerken Yeni hedeflere kürek çekerken Türlü yola düşünceye başvurduk Hayal dünyamızı yeniden kurduk
Diyorum - 25/02/2017
Siyaset yapanın koluna sazı Almasına artık hayır diyorum Beş asır öncenin - davullarını Çalmasına artık hayır diyorum
Algı yönetimi: Ne demektir? - 16/01/2017
Ülkemizde son bir yıl içinde çok kullanılan bir kavram... Peki nedir algı yönetimi? Toplumun algılarını özellikle siyasette kontrol etme istenilen doğrultuda yönlendirmektir.
Burası Türkiye Yıl: 2014 - 16/05/2016
4 Bin çocuk için taciz davası açıldı. Her ay 650 çocuk için adli tıpa taciz davası geliyor. Zorla evlendirilen kız çocuk sayısı: 31 bin 337
EFKÂR TEPESİ - 21/02/2016
İstemem ne küpe ne altın zincir Su altında ağlar beyaz bir incir Cerattepe gitse yüreğim sancır Dere sesi /dalga sesi / çay sesi Selam memleketim Efkâr Tepesi
Bir Kuş - 01/01/2016
bir ben varım bir de turna yanımda Bir kuş bakışındayım dostum Rüzgârlara karıştı ıslıklarım Zaman mı önümde benim Ben mi arkasındayım zamanın bilmiyorum
Zehirli Dil - 30/10/2015
Ezop ve Dil başlıklı bir yaşanmış öykü olduğunu okuduk. Sanıyorum çok kimse bilir. Onu burada anlatmayacağım.
Haddini Bilmek: - 12/08/2015
Özellikle siyasilerin ağzından bu günlerde sık, sık duyduğumuz ‘’haddini Bilmek’’ deyimi dilimizde çok kullanılan deyimlerden biridir.
Gezinin İkinci Yıl Dönümü: - 31/05/2015
Toplumsal Tarihimize “GEZİ OLAYLARI” olarak geçen eylemlerin ikinci yılındayız. Herkesin bildiği gibi… İstanbul da Gezi Parkının bulunduğu alana AVM yapılması amacıyla başlayan hükümet girişimine o çevrede yaşayan insanların karşı çıkışıyla başlayan
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam2
Toplam Ziyaret332896
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar32.451532.5815
Euro34.684134.8231