• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Adem Kaya
ademkaya08_@hotmail.com
Aydınlanma
28/11/2015
  Aydınlanma konusu üzerinde çalışan sosyolog ve bilim adamları birkaç tanım üretmişler. Bazıları şunlar.                                                                                                                                              

Mustafa Hazım BaykaChrıstıanDestaın’ın yazdığı İsmail Yergüz’ün dilimize çevirdiği Aydınlanma adlı kitabına yazdığı sunuş(önsöz) bölümünde “Aydınlanma, bilgiden teknolojik buluşlara, ahlaksal değerlerden dinsel öğütlere, toplumsal örgütlenmeden devlet yönetimine kültürün her alanını kucaklayan oldukça geniş bir kavramdır” diye tanımlıyor.

       Mehmet Emin Kunt Aydınlıktan Karanlığa Türkiye Cumhuriyeti adlı kitabında,” Aydınlanma insanın ergin olma durumu, aklını başkalarının kılavuzluğuna ihtiyaç hissetmeden kullanabilme birey olabilme durumudur” der.

        Filozof Kant “Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olamayış durumundan kurtulup aklını kendisinin kullanmaya başlamasıdır” der.

         Prof. Üstün Dökmen İletişim Çatışmaları ve Empati adlı kitabında “Aydınlanma yaşamını türbinlerden izlemek değil bizzat direksiyona geçip yönetmek yürütmektir” diyor.

        Avrupa’da aydınlanma dört devrimden sonra gelebilmiştir 1-Newton’un başlattığı bilimsel devrim 2-İktidar meşruiyetini halka dayandıran siyasal devrim 3-Aklın üstünlüğünü vurgulayan kültürel devrim 4-Sanayı devrimi

       Aydınlanma sürecini inceleyen sosyologlar aydınlanmanın temel ögelerini şöyle sıralamışlar

1-Özgürleşme 2-Aklını kullanma yetisi 3-Bilginin yaygınlaşması 4-Laikliğin benimsenmesi.(Bazı mezheplerde Akli delilleri esas alan Mutezile ekolu kötülenip gözden düşürülmüş, İçtihat kapıları kapanmıştır diyen Eş’arilik yüceltilmiş, aklın yerine nakil konulmuştur.) İslam dünyasında Hücceti İslam olarak bilinen İmam Gazali ve İbn-iTeymiyye olayları çözmede aklın yetersiz kalacağını meselenin ayet ve hadislerle çözüleceğini bildirmişlerdir.

      Orta çağda Avrupa Halkları birbirlerini yerken( mezhep savaşları yüzünden) Ortadoğu’da Abbasiler döneminde koca bir İslam uygarlığı yükseliyordu. Zekeriya El Razı, İbn-i Sina, İbn-i Farabi, İbn-i Rüşt, İbn-i Haldun, El Buruni,İbn-i Arabi El Cabir gibi aydınlar yetiştiren İslam dünyası oldukça hoşgörülü, bilime, bilim insanına karşı saygılı ve değer veren bir tutum içindeydi. İslam dünyasında yetişen bu aydınlar eski Yunan filozoflarından (Aristo, Hipokrat, Eflatun, Platon vs. gibi) yaralanmış, feyz almışlardır. Batı( Avrupa) Aristo’yu, Hipokrat’ı adı geçen İslam bilginlerinden öğrenerek Rönesans ve Reform Hareketlerinin alt yapısını geliştirmişlerdir. Ne var ki İslam dünyası koyu bir şeriat örtüsüne bürünerek fenden uzaklaşmış, bütün bilimlerin kuranı kerimde bulunacağını savunmuş ve ilerleme sağlanamamıştır.

       Vural Savaş’ın Anılarım adlı kitabından birkaç örnek: 1841 yılında Üniversitede Anatomi dersi okutulması tartışılıyor. Şeyhülislam fetva veriyor; Ölmüş kişinin vücuduna neşter vurulamaz. Anatomi dersi okutulamıyor. İbn-i Sina’nın kitapları yasaklanıyor. Yine aynı yıllarda kolera salgını baş gösterir. Kitlesel ölümler yaşanır. Orduda danışman olan Alman Subayı Moltke önleyici tedbir olarak suyun kaynatılarak içilmesini teklif eder. Şeyhülislam fetva verir “Allahtan gelenin önüne geçilemez.” içme suyu kaynatılmadan içilir. .

 

     30 Aralık 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde frengi hastalığı tartışılıyor. Birinci Mecliste bulunan vekillerden bazıları itiraz ediyor ve diyorlar ki “Hastalık mikroptan değil Allah’tandır. Kadınlar muayene edilemez.”(Soner Yalçın-Siz Kimi Kandırıyorsunuz. Sayfa223)

     İngiliz Bilim Adamı John Locke 1689da yayınladığı Hoş Görü Üstüne Mektuplar adlı eserinde “ Sivil iktidarın yurttaşlarının ruhlarının kurtuluşuna karışmaya hiçbir biçimde hakları yoktur. Burada özel yaşam alanlarına karışma söz konusudur ve bu müdahale Kralın dini güç yoluyla kabul ettirmesidir. Oysa iktidarlar vatandaşlarının özgürlüğünü ve mülkiyet haklarını güvence altına almakla yükümlüdür. Din adamı siyasete karışmaz ve düşüncelerini açıklamak için hiçbir biçimde siyasetten yararlanmaz.” Diyor. Oysa İslam Dini sadece: Allah ile kul arasında bir ilişki olmayıp hayatın sosyal, siyasal, ve ekonomik yönlerini içine alan ve bu sahalarla ilgili yasaları olan(Fıkıh) bir dindir. Yaşama biçimimizi belirleyen bir dindir. Bu vesileyle olsa gerek İslam bilginleri daima dini yüceltmiş bilimi dine uydurmaya çalıştıkları için bilim ve fenalanında ilerleme gerçekleştirilememiş aydın olamamışız. Pozitif düşünemiyor, sorun çözmede rasyonel düşünemiyor sürü mantığıyla hareket ediyoruz.

       Çağdaşlaşmayı sağlayacak Türk Ulusunu çağdaşlaştırıp insanımızı birey yapacak bazı adımlar atıldı. Okuma yazma seferberliği, Köy Enstitüleri, Halkevleri, Halk odaları gericiler tarafından kapatıldı. Türk Halkını aydınlatacak cesur din adamlarına ve bilim insanlarına ihtiyaç var. Laiklik tam anlamıyla uygulanmalı, din ve vicdan özgürlüğü sağlanmalıdır. Yoksa Cumhuriyetin eşit yurttaşları değil, bir tarikatın bir cemaatin müridi oluruz.

       Dindar nesiller yetiştireceğiz, İnançlı imanlı gençlik yetiştireceğiz diyerek bilimsel eğitim yöntemleri yerine dinsel eğitime yönelirseniz inanç aydını-ümmet aydını yetiştirirsiniz. Dünya üniversiteleriyle yarışamazsın. Çağımıza bilim çağı diyorlar. Kabul gören bir buluş bir icadımız yok. Zeki Büyüktanır’ın Pir Sultan Abdal Kültür Sanat Derisinde yayınlanan yazısında Ümmet Aydınını şöyle tanımlıyor. “Bunlar bilimsel verileri özümseyemedikleri ve diyalektik bir eğitim  formasyonu alamadıkları için öğrendikleri, beyinlerinde yalnız birer ders olarak kalmıştır. Düşünsel ve eleştirel bir yargıya varamazlar.”Örnek: Aynı köyden birer devre ara ile askere giden iki arkadaş aynı bölükte buluşurlar. Bir devre önce giden çavuş olmuş diğeri acemi erdir. Çavuş genel kültür dersleri vermektedir. Dünya yuvarlaktır, kendi ekseni etrafında dönmesiyle gece gündüz, güneş etrafında dönmesiyle mevsimler meydana gelir. Arkadaşı müdahale edecek olur çavuş susturur. Ders biter teneffüse çıkınca acemi er arkadaşı, köylüsü çavuşa yaklaşıp “Arkadaş ne yaptın köyümüzün imamı dünyanın düz olduğunu, öküzün boynuzlarında olduğunu söylerdi.” Sen ona inanmıyor musun? Der. Çavuş Biliyorum, biliyorum ama ne yapayım. Yüzbaşı öyle diyor. Der.

      Konumuza yol gösterecek bir fıkra ile devam edelim. Bir baba oğul özel araçlarıyla şehirlerarası yolculuğa çıkmışlar. Direksiyonda oğul. Ağır ağır gidiyorlar. Epey zaman sonra baba

-Oğlum biraz Hızlansana deyince

-Baba vites değiştir demedin ki der.                                               Adem Kaya


1044 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

y.hakkında.     10/12/2015 12:33

Çok önemli konulara değinmiş Adem hoca. AYDIN olmak kriterleri çok önemli bencede. Okumuşluk ,bilgili olmak yanında çağdaş düşünceliolmak,insanlığa reva görülen haksızlıklara,zorbalıklara,eşitsizliklere,sömürmelere,her türlü şiddete,her türden insan haysiyetini zedeleyen olgulara karşı mücadele geleneğini huy haline getirme yaşam amacı olan kimselerdir.Ölen karısına 6 saatboyunca cinsel ilişki kurma hakkı söylemek yada 6-7 yaşında kız çocuklarına nikah caizdir vs. vs. fetvaları verenler aydın değil olsa olsa ortaçağını yaşayan gericilerdir.
Köksal BAYRAKTAR

Yazarın diğer yazıları

BAŞARISIZ DARBE GİRİŞİMİ - 23/08/2016
Ülkemiz tarihinde görülmemiş biçimde kanlı bir darbe girişimine sahne oldu. Sivil halk bombalandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalandı
YENİ ANAYASA LAİKLİK TARTİŞMALARI VE OSMANLICILIK - 23/05/2016
Bu yıl bir mayıs bayramı (2016) yeni anayasa ve Laiklik tartışmaları altında kutlandı. Hak-İş Sakarya’da dua ile kutlarken Memur-Sen Kahramanmaraş, Türk-İş Konya’da Kuran okutarak kutladılar.
İTAAT- BİAT VE ÖZGÜRLÜK - 16/04/2016
Şimdiki Cumhur Başkanı Recep Tayip Erdoğan Başbakanken “Taraf olmayan bertaraf olur” diyerek hükümete (Siyasi güce) taraf olunmasını, itaat edilmesini istedi. Aksi takdirde itaat etmeyenlerin yok edileceğini açıkça beyan etti.
TÜRKİYE’DE EĞİTİM SİSTEMİ - 24/02/2016
Bir toplumun, bir milletin varmak istediği hedefi ya da varmak istediği noktayı gerçekleştirecek olan o toplumun insanlarıdır. O toplumun beyin gücüdür. Bunu şekillendirecek tek faktör eğitim faktörüdür. Dolayısıyla siz nasıl bir düzen, nasıl bir sis
IŞiD-DAİŞ TERÖR ÖRGÜTÜ - 09/01/2016
İşid terör örgütü bu gün dünyanın baş belası olmuştur. Nedir bu Işid? Nereden çıktı, kim koruyor, son hedefi nedir?
NEDEN C.H.P (CUMHURİYET HALK PARTİSİ). - 14/05/2015
Yazıma bir kıssa (temsil) ile başlamak istedim.
YENİ OSMANLICILIK - 22/04/2015
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Adalet Ve Kalkınma Partisi(A.K.P) sözcülerıyle Yandaş medya koro halinde Yeni Türkiye sloganıyla yatıp Yeni Türkiye sloganıyla kalkıyorlardı.
BAŞKANLIK SİSTEMİ - 21/03/2015
Yakın geçmişimizde yapılan anayasa referandumuyla cumhurbaşkanını halkın seçmesi, yetmez ama evetçilerin katkısıyla kabul edilmişti.
MİLLİ İRADE - 26/01/2015
Başbakan seçim gezilerinde sürekli milli iradeden bahsediyor ve sandığı gösteriuor. Aynı şeyi parti kapatma davasında da yapıyordu
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam49
Toplam Ziyaret332943
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar32.477332.6074
Euro34.596434.7351