• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Adem Kaya
ademkaya08_@hotmail.com
TÜRKİYE’DE EĞİTİM SİSTEMİ
24/02/2016
  Bir toplumun, bir milletin varmak istediği hedefi ya da varmak istediği noktayı gerçekleştirecek olan o toplumun insanlarıdır. O toplumun beyin gücüdür. Bunu şekillendirecek tek faktör eğitim faktörüdür. Dolayısıyla siz nasıl bir düzen, nasıl bir sistem düşünüyorsanız( Demokrasi, Teokrasi Diktatörlük vs.) ona uygun eğitim tasarlayıp oluşturmalısınız ki hedefinize ulaşabilesiniz.
     Ülkemizde eğitim sistemlerinin belirlenmesinde hep bu bakış açısı hakim oldu. Osmanlıda eğitim öğretim işlerine Evkaf ve Şeriye Kurumu bakardı. Bir düzen bir disiplin yoktu. Eğitim programını herkes kafasına göre seçebilir, istediği konuları işleyebilirdi. Kısaca çok başlılık vardı. Okullaşma oranı çok düşüktü. Halkın%8,1 okuryazardı.( Eğitim öğretim Arap harfleriyle yapılırdı.) Namık Doymuş 130 Yıllık Zorlu Yürüyüş adlı kitabında “1858 yılında43olan ilkokul sayısı1867 yılında108e çıkartıldı Öğretim sıralaması ilkokulun ilk yılları, sonraki yılları ortaokul, lise üniversite şeklinde belirlendi ve her vilayet merkezinde bir lisenin açılması hedeflendi. 1870 yılında Kız Öğretmen Okulu ve Üniversite (Darü’l Fünun) şimdiki İstanbul Üniversitesi açıldı.1875te askeri liseler açıldı.”Sayfa151.

Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte okuma yazma seferberliği başlatıldı. 3-Mart 1924te Tevhidi Tedrisat kanunu çıkartılarak öğretimdeki çok başlılık giderildi Milli Eğitim Bakanlığına bağlanarak devlet denetimi altına alındı. 1935te İsmail Hakkı Tonguç İlköğretim genel müdürlüğüne vekâleten atandı. İsmail Hakkı Tonguç’un en büyük hedefi Türk köylüsünü cehaletten kurtarmak aydınlanmasını sağlamaktı. Bu amacı en iyi şekilde gerçekleştirecek olan köylü çocukları olduğunu düşünerek Askerliğini çavuş onbaşı olarak yapan köy çocuklarını Kısa bir kurstan sonra Köylere eğitmen olarak atadı.

1937de Eskişehir Çifteler, İzmir Kızıl Çullu Köy enstitüleri daha sonra Kastamonu Gölköy, Kırklareli Kepir tepe köy enstitüleri açıldı. Birbirini takip eden yıllarda yenilerinin açılışı devam etti. 1940 yılında Hasan Ali Yücel Milli Eğitim Bakanı olunca 17 Nisan 1940ta Köy Enstitüleri kanunu kabul edildi. Okulların sayısı artırıldı okuma yazma oranı hızla yükseldi. 17 Nisan 1949 da Din kültürü dersleri seçmeli ders olarak programa alındı. Tam bağımsız Laik ve demokratik birey yetiştirmeyi amaçlayan ve tamamen yerli (milli) olan köy enstitüleri 27 Ocak 1954te kapatıldı. Din kültürü dersleri 1954yılında ilkokullarda haftada iki saat olmak üzere zorunlu orta dereceli okullarda seçmeli ders olarak kabul edildi.

Osmanlı döneminde Daru’l Fünun’a bağlı (Şimdiki İstanbul Üniversitesi) bir imam hatip okulu benzeri bir okul vardı. Medresede eğitime devam ediyordu. Cumhuriyet kurulunca bu okullar M.E. B lığına bağlandı ve adı da İmam Hatip Lisesi oldu Ancak öğrenci yokluğu nedeniyle kapatıldı.21Mayıs 1948 de 10 aylık İmam Hatip yetiştirme kursu olarak açıldı. 17 Ekim 1951 de İmam Hatip Okulu olarak eğitime başladı. İlkokullar önce üç yıl daha sonra beş yıl olarak öğretim yaptı.

Çok partili hayata geçtikten sonra her gelen Milli Eğitim Bakanı kendi siyasi tercihine göre yeni bir sistem yeni bir proje getirdi. O kadar ki yazboz tahtasına çevirdiler. Öğrencilerin başı döndü. Veliler şaşırdı. Ama işin doğrusu bu sistemler öğrenci odaklı değildi, karar mekanizmalarında eğitimciler yoktu. Yapılanların tümü siyasi mülahazalarla yapılıyordu. Araştırmacı, veri tabanına dayalı bilimsel bir sistem yerine bilgi edinmeye, ezbercilğe dayalı sistemlerdi. Bu sistemler akıl yürütme (muhakeme etme) problem çözme eleştirel ve analitik düşünme becerisi kazandıran sistemler değillerdi.

4 yılda bir eğitim şuraları toplanarak eğitim öğretim hizmetlerinin verimli, başarılı olması için Milli Eğitim Bakanlığına tavsiye kararları alır. Ancak şuraya katılanları bakanlık seçer. Son şura toplantısında(2-5 Aralık 2014) alınan kararlardan bazıları şunlar

Değerler eğitimine yer verilmesi(,Peygamberin hayatı) Kültürümüze ait masal ve hikayelere yer verilmesi(,Dini içerikli hikaye masallar) 1,2,3. Sınıflarda din kültürü ve ahlak bilgisi dersi okutulması Orta öğretimde hafızlık için ara verilme süresinin iki yıla çıkartılması Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürkçülük kitabının yeniden yazılması Otelcilik ve Turizm meslek liselerinde okutulan Alkolü içecek ve kokteyl hazırlama programının kaldırılması Kutlu Doğum Haftasının belirli gün ve haftalar içinde yer alması Kamu personelinin Cuma günkü öğle tatilinin iki saata çıkartılması. Vs. vs. Bu kararları alanların eğitimci olduklarını düşünmek bile istemem. Gençlerimizin üniversite giriş sınavlarında fen ve matematik dallarında başarı oranları%12-13 dolaylarında binlercesi sıfır çekerken alınan tavsiye kararlar ve uygulamaları bunlar.

Ülkemizin de üyesi olduğu OECD (Organisation for Economic Co Operation Development) Kalkınma için Bölgesel İş Birliği Teşkilatı, üye ülkelerde üçer yıllık dönemlerde 15 yaşındaki öğrenciler arasında ortak sınav yapar. Kısaca PISA denen bu program Öğrencilerin bilgi ve becerilerini değerlendirir. Bu sınavda bizim öğrencilerimiz hep sonuncu olur. Son yapılan 2012 yılı sınavlarında 65 ülke içinde44. Sıradayız. Yine PISA verilerine göre ileri seviyede yaratıcılığa sahip gençlerimizin oranı %2,2 OECD ortalaması %11,4 Güney Kore %28. Bilgiye ulaşma özgürlüğünde 180 ülke içinde 154. Sıradayız. Aynı amaçla Dünya Bankasının geliştirdiği TIMSS Ölçme Değerlendirme sistemi de PISA verileriyle bire bir örtüşmekte yani 65 ülke içinde 44.yüz. (TIMSS düzenli olarak4 yıllık dönemlerde gerçekleştirilen uluslararası matematik ve fen eğilimleri araştırması 4. Ve8. Sınıf düzeyindeki öğrencilerin matematik ve fen bilimleri alnında kazandıkları bilgi ve becerilerin değerlendirilmesine yönelik bir tarama araştırmasıdır. Amaç: Eğitimin yükseltilmesi için üye ülkelere veri tabanı oluşturmak.)

Eğitimde çağ atlattığını iddia eden hükümetin getirdiği nokta bu. Diğer milletler uzay araştırmalarına hız verip marsta jüpiterde araştırmalar yaparken biz enerjimizi türban ve okullarda mescit açılması tartışmalarıyla geçirdik. Ama hakkını yememek lazım İmam Hatip liselerinin sayısını artırıp öğrenci sayısını yükseltti. Eğitime genel bütçeden ayrılan pay yeterli olmayıp AR GE çalışmaları (Araştırma Geliştirme) yeterince yapılamamaktadır. Üniversiteler bilim yuvası olmaktan uzaklaştırılıp siyaset kurumunun arenasına dönüştürüldü. Özerk olması gerekirken Bağımlı hale getirildi. Dünya üniversiteleri arasında ilk yüz arasına giren tek üniversitemiz Orta Doğu Teknik Üniversitesi OTTÜ Bu günlerde tartışmanın ortasında kaldı. Çünkü biraz öğrenci odaklı ve siyasi erkten bağımsız hareket edebiliyor.

4Şubat 2016 Perşembe günü Yeniyüzyıl gazetesinde yayınlanan bir araştırma sonucunu sizlerle paylaşacağım

2014-2015yılı Ankara’daki okullarda rehberlik ve mali süreçler açısından, 145 müfettiş tarafından inceleme denetleme yapıldı. İncelenen okullar: 90 Anadolu Lisesi, 115 dersane, 22 Fen Lisesi, 13 Anadolu imam hatip lisesi, 23 İmam hatip ortaokulu, 187 İlkokul 76 Meslek Lisesi, 168 Anaokulu, 176 Sürücü Kursu 148 Özel Eğitim ve Rehberlik merkezi, 102 ortaokul incelenmiş, sonuçlar şöyle özetlenmiş.

1-Sınavlarda analiz, sentez becerilerini ölçecek farklı soru tipleri yok.

2-Öğrenci başarısının ölçülmesinde geçerliliği düşük sınavlar yapılıyor.

3-Sınavlardan sonra soru ve öğrenci başarı analizi yapılmıyor.

4-Öğretmenler derste müfredattan kaldırılmış konuları işliyor.

5- Okullarda Talim Terbiye Kurulu onayı olmayan dersler okutuluyor.

6-Özel okullarda öğretmenler notları TEOG’da yüksek puan için şişirmiş.(Temel öğretimden orta öğretime geçiş.)

7-Okul kütüphaneleri öğrencilere açılmıyor.

8-Labaratuvarlar yok olanlar da kullanılamaz durumda.

9-Seçmeli dersleri öğrenciler değil öğretmenler seçiyor.

10-Yangın tüpleri bozuk vanalar çalışmıyor, yangın merdivenleri acil çıkış kapıları kilitli.

11-Elektirik panoları yangın tehlikesi içeriyor

12 Tuvaletler kabinlerle birbirinden ayrılmamış.

13- Kantin yemekhane ve servis çalışanları denetlenemiyor, sabıka kayıtları yok. Vs.

Yine 8 Şubat 2016günü Vahdet Gazetesinde bir araştırma yayınlandı. Stratejik Araştırmalar merkezi uzmanı Talip Erguvan, Milli Eğitim Bakanlığı Yetkilisiyle yaptığı görüşmenin sonucunu şöyle açıklamış.

1-Okul çağına geldiği halde hiç okula başlamamış çocuk sayısı 130 bin civarında

2-Ortaokul ya da liseyi yarıda bırakan öğrenci sayısı yıllık ortalama 400 bin

3-Son dönemde Terör nedeniyle okuluna gidemeyen öğrenci sayısı 183 bin

4-6 bin sahte diplomalı açık öğretim liseli tespit edildi. Sahte Diplomalı öğretmen ve Yöneticiler var.

5-Öğretmen dağılımında eşitsizlik var. Örneğin Ankara’da 25 norm kadrolu okulda 60 kişi var, Doğuda öğretmen eksiği var.

6-Meslek liselerinde öğretmen açığı var.

7-Okullarda Laboratuvar yok.

8-180 bin okul depreme dayanıksız.

9-Eğitim Sendikaları işlevlerini kaybetmiş durumda, Sendikalar Müdür ve öğretmen atama Tayın mekanizmalarına dönüşmüş.

Adem Kaya



999 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

yorum hk.     24/03/2016 14:33

Yazının 1. paragrafı teknik bir nedenden dolayı eksik çıkmıştır.Okuyucularımızın bu eki birinci paragraf yerine okumalarını ve eksiklık için hoş görülerine sığınıyoruz.Saygılarımla
Köksal BAYRAKTAR

eksiği tamamlama     24/03/2016 14:28

Bir toplumun, bir milletin varmak istediği hedefi ya da varmak istediği noktayı gerçekleştirecek olan o toplumun insanlarıdır. O toplumun beyin gücüdür. Bunu şekillendirecek tek faktör eğitim faktörüdür. Dolayısıyla siz nasıl bir düzen, nasıl bir sistem düşünüyorsanız( Demokrasi, Teokrasi Diktatörlük vs.) ona uygun eğitim tasarlayıp oluşturmalısınız ki hedefinize ulaşabilesiniz.
Köksal BAYRAKTAR

yazı ve konu hakkında     21/03/2016 11:56

Çok teşekkür ediyorum beni aydınlattığı için.Eğitimimizin çok bozulduğunu düşnüüyordumda bu kadar berbat olduğunu hayal bile edemiyordum.Doğrusu ürperdim ve ülkemizin geleceği için dehşete kapıldım.Bu çocuklarımızla hangi muassır medeniyeti yakalıyacağız.Gerçi o kadar çok televizyon kanalında dualar pazarlanıyor,Cüppeli hoca peygamberi rüyasında gördüren terliği 130 liraya satıyor.Hem bu terlikler birçok hastalıklardanda koruyormuş!!!!!.Ayrıca cehennemlikler için cehennem ateşinden koruyan KEFEN satıyormuş.Fiatını bilmiyorum.Eğer çok pahalı değilse birtane almayıda düşünüyorum.Gerçi ben cennetimi veresiye değil peşin yaşıyorum.Ama ne olur ne olmaz bir torpilimizde olsun CÜPPELİ'den !!!!!!!!.
Köksal BAYRAKTAR

Yazarın diğer yazıları

BAŞARISIZ DARBE GİRİŞİMİ - 23/08/2016
Ülkemiz tarihinde görülmemiş biçimde kanlı bir darbe girişimine sahne oldu. Sivil halk bombalandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalandı
YENİ ANAYASA LAİKLİK TARTİŞMALARI VE OSMANLICILIK - 23/05/2016
Bu yıl bir mayıs bayramı (2016) yeni anayasa ve Laiklik tartışmaları altında kutlandı. Hak-İş Sakarya’da dua ile kutlarken Memur-Sen Kahramanmaraş, Türk-İş Konya’da Kuran okutarak kutladılar.
İTAAT- BİAT VE ÖZGÜRLÜK - 16/04/2016
Şimdiki Cumhur Başkanı Recep Tayip Erdoğan Başbakanken “Taraf olmayan bertaraf olur” diyerek hükümete (Siyasi güce) taraf olunmasını, itaat edilmesini istedi. Aksi takdirde itaat etmeyenlerin yok edileceğini açıkça beyan etti.
IŞiD-DAİŞ TERÖR ÖRGÜTÜ - 09/01/2016
İşid terör örgütü bu gün dünyanın baş belası olmuştur. Nedir bu Işid? Nereden çıktı, kim koruyor, son hedefi nedir?
Aydınlanma - 28/11/2015
Aydınlanma konusu üzerinde çalışan sosyolog ve bilim adamları birkaç tanım üretmişler. Bazıları şunlar.
NEDEN C.H.P (CUMHURİYET HALK PARTİSİ). - 14/05/2015
Yazıma bir kıssa (temsil) ile başlamak istedim.
YENİ OSMANLICILIK - 22/04/2015
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Adalet Ve Kalkınma Partisi(A.K.P) sözcülerıyle Yandaş medya koro halinde Yeni Türkiye sloganıyla yatıp Yeni Türkiye sloganıyla kalkıyorlardı.
BAŞKANLIK SİSTEMİ - 21/03/2015
Yakın geçmişimizde yapılan anayasa referandumuyla cumhurbaşkanını halkın seçmesi, yetmez ama evetçilerin katkısıyla kabul edilmişti.
MİLLİ İRADE - 26/01/2015
Başbakan seçim gezilerinde sürekli milli iradeden bahsediyor ve sandığı gösteriuor. Aynı şeyi parti kapatma davasında da yapıyordu
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam93
Toplam Ziyaret332726
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar32.486832.6170
Euro34.601234.7398