• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Adem Kaya
ademkaya08_@hotmail.com
YENİ ANAYASA LAİKLİK TARTİŞMALARI VE OSMANLICILIK
23/05/2016
  Bu yıl bir mayıs bayramı (2016) yeni anayasa ve Laiklik tartışmaları altında kutlandı. Hak-İş Sakarya’da dua ile kutlarken Memur-Sen Kahramanmaraş, Türk-İş Konya’da Kuran okutarak kutladılar. Hükümetin Meclise sunduğu kiralık işçi yasasından hiç söz etmediler.

   Meclis Başkanı İsmail Kahraman “Anayasadan Laiklik ilkesi çıkarılsın, dindar anayasa yapılsın” dedi. Laik kesimde kıyamet koptu. İnsanın günaydın diyesi geliyor. Acaba bazı şeyleri yeni yeni anlamaya mı başlıyoruz? 4+4+4le eğitim kurumları İmam Hatipleştirildi, değerler eğitimi adı altındadin eğitimi ana sınıflarına indi, okullarda laboratuvarlar kapanıp mescit açıldı, 3-4 yaşındaki çocuklar türbanlanıp takkelenip toplu namaza götürüldü, eğitim öğretim yandaş vakıflara havale edildi kimsenin gıkı çıkmadı. İktidarın en tepesindeki kişi “Demokrasi amaç değil araçtır”dedi,”Elhamdülillah şeriatçıyım” dedi, duyulmadı. Ne zaman ki Rejimin dinsel bir karaktere yaslandırılması tartışmaya açıldı, oğlan bizim kız bizim diyerek güçler birliği vurgulandı (Yasama, Yürütme Yargının tek elde toplandığı kastedildi) o zaman uyandık. Hani Aziz Nesin’in fıkrası var ya.

    Yaşlı bir adam genç ve oldukça güzel bir bayanla evlenir. Gel zaman git zaman bir gün komşusu yaşlı adamı ziyaret ederek karısını genç ve yakışıklı biriyle gördüğünü söyler. Yaşlı dur bakalım nolacak der. Komşu birlikte adamın evine gittiler der. Yaşlı dur bakalım nolacak der. Komşu evde soyundular der. Yaşlı dur bakalım nolacak der. Komşu yatak odasına gittiler der. Yaşlı dur bakalım nolacak der. Komşu dayanamaz Ellinkörü olacak der. Bizimkisi o hesap.

   Aslında bu günkü anayasamızda laiklik ilkesi var. Ama uygulama yok. En demokratik en laik anayasa hazırlansa uygulanmadıktan sonra neye yarar. Laiklik dini özgürlükleri kısıtlamaz. Laiklik Ruhban sınıfının ya da Siyasi İslam’a yönelmişbir takım kimselerin devleti ve toplumu şekillendirmesini önler. İnançlara eşit davranır. İmmanuel Kant laikliği şöyle tanımlar “Aklını kullanma, vesayetten kurtulma, özgürleşmedir” Charles Freeman ise “İnanç yükseldi akıl gerilemeye, insanın zihni kapatılmaya, dünyası karartılmaya başlandı” diyor. Hristiyanlık Batıda devlet dini olunca var olan bütün bilgilerin kutsal kitaplarda olduğu Akademisyenlerin görevi bu bilgilerigün yüzüne çıkartmak olduğu kabul edildi. Batı yaklaşık seki yüz yıl cehaletin kucağında bocaladı. Mezhep kavgalarıyla bir birlerini boğazladı. Eski Yunan medeniyetinin gerisine düştü.

   Doğuda güçlenen Osmanlı İmparatorluğunun Avrupa içlerine girmesi Moğol istilaları Hristiyan âlemini silkeledi. Kapitalizmin de boy göstermesiyle yeni dönem başladı. Akılcı düşüncenin, mantığın ve felsefenin batı dünyasıyla yeniden buluşmasıKrala ve ruhban sınıfına savaşın kapısını açtı. Rönesans ve reformla Aydınlanma çağı başladı. Avrupa’da bu gelişmeler olurken bu defa İslam Alemi İmam Gazali ve Eşarilik akımıyla Aklı bilimi reddetti. Şeriatın karanlık örtüsüne büründü.

   Gelelim İsmail Kahraman’ın çıkışına: Taner Timur “Siyasette genellikle ilkeler değil Kelbilik (Sinizm) hâkimdir. Bu yüzden önemli hamlelerden önce denekler kullanılır, kamuoyu yoklanır, ortamın hazır olup olmadığı test edilir. Eğer koşullar elverişli değilse girişim ertelenir. Ortalık yatıştırılmaya çalışılır, denekte feda edilir” diyor.Ancak İsmail Kahraman asla feda edilmedi. Yalnız da değil. Müslüman ülkelerin bu gün ki durumuna bakarak tartışmayı sürdürürsek, Din devleti bir hükümet şeklidir. Türkiye’nin bu gün geldiği sosyal kültürel gelişme düzeyinde böyle bir din devleti olabilir mi?

   İslam’ı siyasallaştırıp iktidara gelen bu siyasi parti mensuplarının tamamı laik eğitim veren okullardan mezun olmuş yaşamlarını da buna göre şekillendirmiş kişilerdir. Bu kişiler laikliğe karşı savaşırken kendi formasyonlarına karşıda savaşmış oluyorlar.

   Ahmet Davutoğlu Kocaeli Gençlik Çalıştayında şöyle diyordu.” Türkiye Üniversitelerinde yapılan batı klasiklerine dayalı öğretimi yetersiz buluyorum. Ders programlarında yer almayan doğu klasiklerini de okumak lazım.(Necip Fazıl, Said Nursi, Sezai Karakoç, Mehmet Akif, Nurettin topçu ve Nuri Pakdil) Ama bütün bu kitaplar bir kitabı anlamak içindir. O Kelamı Kadim’i hiç gönlünüzden, yüreğinizden, zihninizden eyleminizden eksik etmeyiniz.” İşte bu Cumhurbaşkanı’nın İmam Hatiplilere övdüğü medrese zihniyetidir.

    Bugün gelinen noktada herkes inançlarında özgürdür. Kimse kimseyi inançlarından dolayı kınayamaz. Ne var ki bu inanç dünya görüşü haline gelip başkalarının inancını ya da yaşam tarzını kontrol etmeye başlayınca susulacak, kabullenilecek susup oturulacak mı? İşte bu soru bizi dinde reform konusuna götürür.Neden Hristiyanlıkta olduğu gibi İslam’da reform olmuyor? Bakınız İslam Dininin üç birleşeniüçayağı vardır.   İtikat, İbadet ve Muamelat. Muamelat denen kısım Günlük yaşamı düzenler. Yasaları vardır. (Fıkıh) 1500 yıl evvelki yasalar. Bugün uygulanabilirliğini kaybetmiş yasalardır. (Diyanetin ve bazı din adamlarının verdiği fetvalara bakın) İtikat ve İbadetlere kimse bir şey demiyor. Sadece Muamelat kısmında reform yapmak gerek. Peygamber deveyle gidiyordu. Biz de deveyle mi gezelim?    1789 da Fransa’da kilisenin mallarına el konulmuş, birçok din adamı cezalandırılmış hatta din bir ara yasaklanmış ama kimse devrimi eleştirmemiş ve eleştirmiyor. Bizde bütün mağdurlar din adamları yada dincilerden çıkıyor.

    Gelelim bizdeki Osmanlı aşkına: Aslında Osmanlı Devletinin geri kalması Müslümanlıkla açıklanamaz. Bir dönem yetişen İslam âlimleri(İbn-i Farabi, İbn-i Sina, İbn-i Haldun, Muhiyyiddin Arabi İbn-i Rüşt, El Cabir. Vs.) Batıya ilham kaynağı olmuş; Ronesans ve reform hareketlerinin altyapısını oluşturmuşlardır. Ancak Osmanlı belli bir dönemden sonra saraya kapanmış, Fen bilimlerine felsefeye sırtını dönmüş İçtihat kapıları kapanmıştır diyerek İslam Dinini de dondurmuştur. Geri kalması sosyo ekonomik nedenlerdendir. 600yıllık Osmanlıda yetişmiş bir tek bilim adamı yoktur.

    Osmanlı çöküş döneminde Islahat hareketlerine mecbur kalınca “Din ve geleneğimizi koruyarak batıdan bilim ve Fen’i alın” demiş. Ancak katı din anlayışını ve geleneklerini muhafaza ettiği için başarılı olamamıştır.

   Batı tanrının ilahi tebliğini Kutsal kitapların yanında doğada aradı, Bacon, Galileo ve izleyicileri bu yolu takip ederek din ve evren ilişkisini dengelediler sekülerleştiler. (Laikleştiler) İşte Osmanlının yapamadığı buydu. A.K.P.lilerin büyük âlim dedikleri Necip Fazıl “Biz felsefeyi dalaletin inkârın ve fikir kargaşalığının aldanışlar tablosu olarak görmekteyiz.” Diyor. Onun müritleri bu düşünceyi yaymaya çalışıyorlar.

   Bugün yaşadığımız siyasal ve sosyal sorunlara hiçbir çözüm perspektifi sunamayan Osmanlı kültürel mirasıyla hangi sorunu çözeceğiz? Bu anlayışla nasıl bir anayasa yapacaklar? Herşeye rağmen şeriat her şeye rağmen Osmanlı diyen bu anlayışla nereye gidebiliriz. Eğer Demokratlar bunlara dur diyemezse gideceğimiz yer bellidir. Osmanlının gittiği yer.

Adem Kaya



1004 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

BAŞARISIZ DARBE GİRİŞİMİ - 23/08/2016
Ülkemiz tarihinde görülmemiş biçimde kanlı bir darbe girişimine sahne oldu. Sivil halk bombalandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalandı
İTAAT- BİAT VE ÖZGÜRLÜK - 16/04/2016
Şimdiki Cumhur Başkanı Recep Tayip Erdoğan Başbakanken “Taraf olmayan bertaraf olur” diyerek hükümete (Siyasi güce) taraf olunmasını, itaat edilmesini istedi. Aksi takdirde itaat etmeyenlerin yok edileceğini açıkça beyan etti.
TÜRKİYE’DE EĞİTİM SİSTEMİ - 24/02/2016
Bir toplumun, bir milletin varmak istediği hedefi ya da varmak istediği noktayı gerçekleştirecek olan o toplumun insanlarıdır. O toplumun beyin gücüdür. Bunu şekillendirecek tek faktör eğitim faktörüdür. Dolayısıyla siz nasıl bir düzen, nasıl bir sis
IŞiD-DAİŞ TERÖR ÖRGÜTÜ - 09/01/2016
İşid terör örgütü bu gün dünyanın baş belası olmuştur. Nedir bu Işid? Nereden çıktı, kim koruyor, son hedefi nedir?
Aydınlanma - 28/11/2015
Aydınlanma konusu üzerinde çalışan sosyolog ve bilim adamları birkaç tanım üretmişler. Bazıları şunlar.
NEDEN C.H.P (CUMHURİYET HALK PARTİSİ). - 14/05/2015
Yazıma bir kıssa (temsil) ile başlamak istedim.
YENİ OSMANLICILIK - 22/04/2015
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Adalet Ve Kalkınma Partisi(A.K.P) sözcülerıyle Yandaş medya koro halinde Yeni Türkiye sloganıyla yatıp Yeni Türkiye sloganıyla kalkıyorlardı.
BAŞKANLIK SİSTEMİ - 21/03/2015
Yakın geçmişimizde yapılan anayasa referandumuyla cumhurbaşkanını halkın seçmesi, yetmez ama evetçilerin katkısıyla kabul edilmişti.
MİLLİ İRADE - 26/01/2015
Başbakan seçim gezilerinde sürekli milli iradeden bahsediyor ve sandığı gösteriuor. Aynı şeyi parti kapatma davasında da yapıyordu
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam54
Toplam Ziyaret331328
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339