Acuza: Bağıran, çağıran kavgacı kadın, kız…
Ağartı: Süt ürünlerinin tümü
Ağ Göl: Bilbilan Yaylası eteklerindeki krater göllerinden biri.
Ağırlık:Yayla inmeden önce alınan yükte ağır olanlar.
Akri demiri: Kara değirmen düzeneğinde bir parça
Alamelik: Kırmızı beyaz tonda kiraz.
Ate Sultan: Kapıköylü bir kadın halk ozanı.
Ayvan: Ahşap mimaride balkon
B
Baca: Bizim köydeki anlamı çatı.
Baga: Ahırda hayvanların bağlandığı ve yem yedikleri duvara sabitleştirilmiş uzun tekne.
Beden:Evin bacasının çıktığı tarafı çok fazla kullanılmayan cephesi.
Bedevra: Çatı kaplamak için iğne yapraklı ağaçlardan ince, uzun olarak yapılan tahtacık.
Bera: Koyunların sağıldığı yer.
Bilbilan: Artvin ve Ardahan köylerinin çıktığı büyük yayla.
Binbal: Artvin yöresinde kara kiraza verilen ad.
Bişi, pişi: Kızgın yağda pişirilen pide şeklinde ekmek.
Bondruk: Boyunduruk.
Bostan: Genelde evin yakınlarında sebzelik için ayrılan bahçe.
C
Cağ: Döner kebap şişi.
Cerek: Uzunca sırık.
Cecim, cicim: Yün iplikten kuy denilen tezgahta ensiz olarak dokunduktan sonra istenilen uzunlukta Parçalara kesilip bütünleştirilen değişik amaçlarla kullanılan ince dokumalı kilim.
Comart: Koşu öküzlerine verilen adlardan biri. Altun, Maral Kral Cığal Zorba gibi
Ç
Çağ çağ: Düzenekte taş üstünde bir parça.
Çağa: Yakmaya hazır hale getirilip evin uygun yerine yığılan odun.
Çadi: Mısır ekmeği.
Çakala: Açık alanlarda yakılan büyük ateş.
Çançik:Ağaç kapların kulplarını tutturmaya yarayan ağaç perçin.
Çaynik: Demlik.
Çermuk: Ilıca, kaplıca.
Çiçhol: İpe dizilerek kurutulan armut elma.
Çiçmat:Yöre dilinde tere.
Çitina: Ahşap evlerde iki tahta arasında ki aralık.
Çiçkar: Ağıl ve bahçe çeperi.
Çopur çorap: Sıcak tutma özelliği yoğun olan yün çorap.
Çolakap: Tırpanla biçilen otların toprak üzerinde kalan kısmı.
Çuma: Makineye vurulan sütün kaymaktan ayrılarak biriktirilen bölümü.
D
Daraba: Ahşap evlerde tahta duvar.
Dana damı: Buzağılar için yapılan çatısı toprak küçük ahır.
E
Ehlidil: Ozanlık yeteneği olan doğaçlama ve güzel konuşabilen.
Evi barkı tortop etmek: Evden çıkarken her tarafı toparlamak…
F
Finikmek: Koşuşturmak.
Formalı: Hem ısınmak hem de ekmek ve yemek pişirmek için kullanılan çok amaçlı yöreye özgü soba, kuzine
Furunç: Kış için fırınlarda kurutulan armut kurusu
G
Geci: Köpeğe yal verilen ağaç tekne.
Gergi: Kağnı arabasıyla yük taşırken hayvanlar dinlensin diye ağırlığı kaldırmaya yarayan hareketli parça.
Gevrek: Mısır ununun kaymak ile yoğrulup pile ki de pişirilmiş biçimi.
Geven: Dikenli otsu kökü uzun ve yağlı ot çalı…
Gorcola: Bez torbada süzülmüş kalıp haline gelmiş taze peynir.
Gürcü kolu: Ardanuç İlçesinde Irmaklar Bucağına bağlı on dört köyden oluşan yöre.
Ğ
Ğırğıl: Arpa ya da mısırın hayvanlar için kabaca öğütülmüş biçimi.
H
Harfana: Köylerde kış mevsimine özgü yemeli içmeli eğlence.
Hardama, hartama: Kiremit yerine kullanılan ince tahta, bedevra.
Haro: Ambarlarda tahıl un vb konulduğu bölümlerden her biri
Hızek: Bütün parçaları ağaçtan yapılan taşıma aracı.
His: İs
Hopo: Bostanları sulamak için suyun biriktirildiği küçük kuyu.
Hozan: Verimsiz arazi tarla ya da çayır…
İ
İhu: Halk danslarında coşkuyu ifade eden bağırma biçimi, nara.
İlişil: Geçen yıldan bir önceki yıl.
İlistir: Süzgü.
İşkaf: Küçük dolap.
İşhan Eriği: Yörenin en lezzetli erik çeşidi
İstikan: Çay bardağı…
K
Karapan: Samanlıkların önündeki örtülü alan.
Kadana: Tasma.
Kafkasör: Çok uzun bir geçmişi olan Türkiye’nin en ünlü boğa güreşlerinin yapıldığı festival yeri.
Kapilo: İnce tahtadan yapılmış su kabı.
Kara çadır: Kıldan yapılmış çok büyük çadır.
Kara göl: Yalnızçam Dağlarında bir krater gölü.
Karışhal: Dolu.
Kakaç: Çok kalın ve yüksek kurumuş ot, odunsu bitkinin kurusu.
Katrovan: Otlakta bir mevki
Kayın sakızı: Soyulup temizlenen kayın ağacı kabuğunun tereyağı ile bir işlemden geçirildikten sonra elde edilen sakız.
Kalif: Çobanların yazın koyun beklerken yattıkları bir iki kişilik baraka.
Kaygana:Yağda yumurta…
Kelef: Büyük iplik çilesi
Kere: Baca ağzının kenarına konulan taş.
Kersan: Büyük hamur teknesi.
Kirçon: Hayvanların yiyeceklerinden arta kalan kısım.
Kışla: İlk çıkılan yayla.
Kirkal: Hayvanları bağlamak için bir tarafı açılabilen ağaç halka…
Kort: Yeşillik, çimenlik…
Koh: Kalifin bir başka adı.
Konçik: Küçük çıra kütüğü.
Kolopa: Küçük ağaç kap.
Kom: Hayvanların bağlamadan salındıkları ahır…
Kora: Tırpanda elcek.
Kopo: Ahşaptan yapılmış taşıma araçlarının iskeletinden bir parça.
Koşat: Tavan altı ağacı.
Kukul: Küçük, torun. Baharda meyve ağaçlarında oluşan tomurcuk…
Kuy: Yün iplikten cicim ve değişik şalların örüldüğü tezgah.
Kuşluk vakti: Koyunların sağım vakti.
Kutul: BİLBİLAN Yaylası yolunda dinlenme yeri
Kuşhana: Tencere.
Kuymak: Mısır unu ve kaymak karışımından tavada yapılan yiyecek.
Küstere: Rendeden daha büyük aynı işi gören marangoz aleti, planya...
Kürdevan: Ardanuç’un en yüksek dağı.
Külek: Eskiden daha çok yaylacılıkta kullanılan ağaç kap.
Kücü: Dokuma tezgâhının en önemli parçalarından biri. Kücü- tarak...
L
Lazut: Mısır
Lelevun: Perişan etmek
Lurs: Ahşap ev çatılarının oluşmasında kullanılan orta ağaç.
M
Makar: Düğün alayı.
Masat: Biley taşı.
Masatlamak: Bilemek.
Maran: Kağnı tekerinin dışına geçirilen demir kasnak.
Mavlitora: Dağ üzümü.
Merek: Samanlık.
Midgül: Buğdayın değirmende öğütülerek kışlık unun hazırlanması.
N
Nacak: Küçük balta…
Nat: Tırpan sapı.
Napızar: Verimli tarla.
Natusul: Bez parçasının yakılması.
Nego: Toplandıktan sonra onlarca yıl kokusu tükenmeyen sarıçiçek.
Neker: Meşe ağacının yaprağı.
Nikor: Alnında beyazlık olan hayvanlara denir.
O
Od görmemiş: Petekten ayrılmamış bal.
P
Panta: Küçük taneli yabani armut.
Pancar: Yaprağından taze ya da kurutularak sütlü çorba yapılan genelde yaylalarda toplanan ot.
Pancarcı: Geleneksel yayla şenliklerine verilen ad. Pancar toplama bu şenliklerin içindeki etkinliklerinden biridir Pancarcı adı da bu etkinlikten gelmektedir.
Papa: Mısır unu pastası
Pestil: Daha çok üzüm ve dut suyundan yapılan yufka şeklinde kurutulan yiyecek.
Peşhun: Alçak ayaklı yer sofrası.
Pin: Kümes.
Pikallık: Yassı taş ocağı.
Pileki: Isıtılarak içinde ekmek pişirilen toprak kap.
Puçuko: Taze olarak toplanıp kabuğu ile birlikte kurtulan fasulye.
Ponçağ: Değişik renklerdeki renklerde ki yün ipliklerden yapılan püskül.
Potlika: Boş şişe.
Poçuk: Tırpanın toprağa değen dipçik kısmı.
Putur odun: Çürük odun.
R
Ruhsatiye: Kışlık odun taşımak için orman bölge müdürlüğünden alınan izin.
Ruka: tahta dan yufka açmak için
S
Sağule: Yaş ağaç dalı veya sürgününden bükülerek yapılan, zincir yerine kullanılmak için bükülmüş koşum düzeneğinin bir parçası…
Sant: Bükülmüş yaş ağaçtan yapılmış, zincir yerine kullanılan…
Samarti: Tarla sürerken kullanılan koşum düzeneğinin ağaç parçası.
Sahan: Yayvan yemek tabağı…
Sakri: Elde taşınabilen küçük sepet.
Sashavi: Su savurmaya elverişli uzun saplı tahta kürek.
Salbaga: Hayvanların bağlanmadan salındığı; ahırın bir bölümü…
Saraflamak: Kız beğenmek.
Savurmak: Tığ savurmak, buğdayı samandan ayırmak…
Sakreve: Yayla evlerine yakın düzlük.
Sarol: Yaban eriği.
Sarol ekşisi: Saroldan yapılan pestil.
Sarı yağ: Tereyağı
Sazak: Yün ipliğini bükme düzeneğinin parçalarından biri.
Seki: Peyke.
Sıka: Küçük kızak.
Sıngırlı: Soğuk su.
Sini: Büyük bakır tepsi…
Sinskal: Kıvılcım.
Siskule: Su.
Surutma: Kıza ayağı.
Ş
Şal: İnce eğrilmiş yün iplikten Kuy denilen tezgahlarda elde edilen kumaş.
Şal çokal: Şal kumaştan yapılan elbise.
Şedre: Büyük elek.
Şerşelek: Yükte hafif kap kacak.
Şirat: Peynir elde edilirken kalan su.
Şor: Acımsı.
Şoğobil: Otlakta mevki.
T
Tango: Büyük ses çıkaran çıngırak zil…
Tarpoş: Bakır sahanların kapağı.
Tamas: Kurutulmuş erik.
Tapan: Pulluk.
Taprak taprak: Soğuk, güneş ve rüzgar yanığı çatlağı yüz.
Teleharş: Çapı iki cm civarında içi boş kabuğu soyularak yenen ot.
Teli mila: Çelik çomak ile oynanan çoban oyunu.
Tengil tağ: Sadece değneklerle oynanan çoban oyunu.
Tepir, tepur: Tahtadan yapılan üzerinde yufka açılan sini.
Teşti: İçinde pekmez marmelat kaynatılan yayvan büyük bakır kap.
Terek: Raf.
Tığ makinesi: Buğdayı samandan ayıran çarkların bileşkesine dayalı kol gücü ile çevrilen makine.
Tığ: Saman yığını.
Tokaç: Kilim yün gibi ev eşyalarını yıkamada kullanılan sopa.
Tomarı: Bütünü.
Tozlu: Yaylada bir mevki.
Tuluk: Keçi derisinden yapılan peynir kabı.
Tutiya: Mor renkli kardelen.
Tutmaç aşı: Taze hamurdan yapılan yemek.
Tutkur: Dut kurusu.
U
Ura çekmek: İhu çekmek, nara.
V
Varçek: Koparılması oldukça zor olan bir çeşit ot.
Vala: Kına gecesi ya da düğünde gelinin başına örtülen kırmızı tülbent.
Y
Yaba: Tahta dirgen…
Yığılı: Yalınızçam Dağları üzerinde büyük yayla. Bilbilan’ ın devamı
Yönkiya: Bir yer adı.
Z
Zar: Gübre çekmek için örülmüş büyük sepet…
Zağar: Küçük köpek
Zeko: Mantar
Zıglık: Tekerlekleri dâhil bütün parçaları ağaçtan ilkel bir taşıma aracı.
Zilfiya: Yer adı.
Zırzop : Delidolu…
Zırzakoç: Biri kapı üzerinde biri soya üzerine tutturulmuş iki parçadan oluşan geçmeli kilit.
Zodlanmamış: Tamire ihtiyacı olan balta keser çapa gibi demir eşyalar için söylenir.
Zoğ: Çayır biçerken tırpanın ottan çıktığı yerde biriktirdiği şerit
Şeklindeki ot yığını…