• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda

Cami Kapısı


Köy kahvesi olmadığından yaz aylarında caminin önünde tahta çıtalarla çevrili, birkaç meyve ağacının gölgesinde otururduk. Duvar diplerine konumlanmış, en az on beş yirmi kişinin sığabileceği tahta oturaklar ağırlardı bizi. Yazın oturaklar yetmediğinde çimenler üzerinde oturanlar, ayaküstü takılanlarda olurdu. Kış aylarında ise caminin mescit denilen bölümünde toplanırdık. Mescitte uzun tahta kanepeler, bidondan bozma büyük bir soba, evlerden getirdiğimiz bolca odun bulunurdu.
Günlük hayatı konu alan sohbetler dikkate değerdi. Çünkü herkes başından geçen olayları anlatır, diğerleri de dikkatle dinler: "ben olsaydım şöyle yapardım" diyerek yorumunu dinletirdi. Herkesin bakış açısı farklı olurdu. Farklı yorumlar gençlerin hayata bakış açılarını zenginleştirirdi. Olaylara değişik yorumlar getirmelerine katkı sunardı.
Cami kapısının renkli simaları vardı. ALİ AĞA HASAN HOCA, Refik Aksakal, Polo Emi, Cemal Aydın, Halil Akpınar, Süreyya Bayraktar. Ama herkes de bir yerde Cami Kapısı kahramanı sayılırdı. Hepsinin tavrı tarzı, ilgi alanı değişikti. Çünkü herkesin renkli birkaç anısı mutlaka bulunurdu. C.Kapısı zenginliği de oradan kaynaklanırdı. Hiç kimse de anlatım zorluğu çekmezdi. Çünkü Cami kapısı söz dinleme söz söyleme yeri idi... İnsanları sosyalleştiriyordu.
Köyümüzün ve Artvin'in ünlü simalarından olan öğretmen ve iş adamı Hilmi Kurt " Cami Kapısı " için iki yıllık fakülte ayarındadır demişti. İnsanların ufkunun, genişlemesine katkı sunduğu için...
Tartışmalarda altmışlı yılların en net tavırlı kişisi "Ali Ağa" idi. "Ali Aksakal" Eğer tartışma uzarsa, karşı fikri savunanlara: "Ola siz yoğikan ben bu dünyada geziyerdım." diyerek tartışmaya son noktasını koyardı.
Bir tavizsiz tartışmacı da "Hasan Hoca" idi. Hasan Arslan. O da Amerikalıların aya çıkmasına asla inanmazdı. "Afferım diyem oradan bize kışlık odun toksunlar da biz de inanağ." derdi. Kesip atardı tartışmayı.
Çocukların okumaları, günlük hayat, siyaset, radyoda dinlenen haberler ve dini alan sohbetlerin diğer konularını oluştururdu...
Köyümüzün öğretmenlerinin ayrı bir yeri ve saygınlığı vardı. Geldiklerinde herkes "boyu barabar" ayağa kalkardı. Onların görüşleri çok önemsenirdi. Okumuş insanların ayrıcalığı vardı çevremizde... Öğretmenlerimiz de her konuda bilgili, yol gösterici idiler. Köy halkı ile ilişkileri çok iyi idi. Her halleri ile çocuklarının gelecekleri için canlı örneklerdi. O sohbetlerdeki nitelik, toplumsal hayatın her alanına yansırdı.
Uzun kış gecelerinde ise evlerdeki misafir odalarına taşırdık oturmaları. Hemen her evde bir odanın misafir odası olarak adlandırılması, konuk severliğinin bir simgesiydi halkımızın. Aynı zamanda bir arada yaşamaya verdiğimiz önemin.
Misafir odalarına taşıdığımız bu sohbetler de en az soba sıcağı kadar ısıtırdı içimizi...
Belki çok kimse farkında değildi ama Cami Kapısı toplumsal yakınlaşmayı sağlar, hem eğlendirirdi. Hem dinlendirir hem de Ufkunu açardı insanların...
Not:
(Bir zamanlar yukarıdaki anlattığım gibiydi Cami Kapısı. Şimdi artık yok.)

                              Necat BAYRAKTAR

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam23
Toplam Ziyaret330861
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516