Ardanuç köylerinin sonu karsniya,
Hani orda elma , armut olmaz derler ya,
Köyümü zegan olarak bilirdi ya,
İşte ben zegan köyümü özledim.

Karsniyadır benim köyüm,
Molla Hurşut Gilden soyum,
Hilmi Kurt'tur benim dayım,
İşte dayımı özledim.

İlk baharda kışlasını,
Çobanını çiftçisini,
Derenin çağlayan sesini,
İçtenlikle ben özledim.

Yazın çayır biçmesini,
Zoğ altı bırakıp geçmesini,
Çayırda çay içmesini,
Samimiyetle özledim.

Husikananın taşını,
Kokolasının başını,
Annemin purşuk aşını,
Hakikaten çok özledim.

Koyununu kuzusunu,
Yasağında kuş sesini,
Büyük düzün deresini,
İçtenlikle ben özledim.

Ziyaretin tepesinde yatmayı,
Panteba yan begi gitmeyi,
Patosa ekin atmayı,
Samimiyetle ben özledim.

Yasakta odun hazır etmeyi,
Yan gelip ormanda yatmayı,
İzzet amcaya laf atmayı,
Samimiyim çok özledim.

Cavit eminin napuzarını,
Mereğin ahırın kapılarını,
Ahşaptan olan yapılarını,
Hakikaten çok özledim.

Gorizilerin sarolunu,
Bostan çıkan marulunu,
O yosmayı o maralı,
Hakikaten çok özledim.

Karsniya'nın sağında kohların taşı,
Köydeki gençlerin yoktur ki işi,
Önderlik yapacak lazım bir kişi,
Ben gençlerimi özledim.

Sedatın at arabasını,
Kayabek amcanın harabesini,
Benim evimin darabasını,
hakikaten çok özledim.

Güllü yengenin bağırmasını,
Altun ninenin çığırmasını,
Atabeg amcanın darılmasını,
Hakikaten çok özledim.

Bahattin dayımın çalışkanlığını,
Temel amcanın adamlığını,
Harmanın o sahanlığını,
Samimiyetle özledim.

Çeltide oturup konuşmasını ,
Halkının bir ağızdan coşmasını,
Zikrettin amcanın küfürlü konuşmasını,
Hakikaten çok özledim.

Beyazın siperin boğuşmasını,
Demir kır atımın koşmasını,
Davul zurna sesiyle çoşmasını,
Hakikaten çok özledim.

Yakup eminin yağlı tor atını,
Rıza dedenin öğretmen Murat'ını,
Babamın birinci olan kır atını,
Samimiyetle özledim.

Yazın yukarki dağa gitmesini,
Makinede saf kaymak içmesini,
Pusta dumanda yitmesini,
Hakikaten çok özledim.

Nazım dedenin teşisini,
Fadime bibinin bişisini,
Karsniyanın kişisini,
Hakikaten çok özledim.

Fariz küçüğün yardımını,
Cevat küçüğün armudunu,
Haram tavukların budunu,
Hakikaten çok özledim.

Çiçek ninenin tavuk savaşına,
Alim amcanın boyun tutuşuna,
Metin abinin topa vuruşuna,
Hasret kaldım ben bursada.

Nebi amcanın boyunu,
Musluğun buzluğunun suyunu,
Cemal amcanın o ters huyunu,
Samimiyim ki çok özledim.

Taş başının çayırlarını,
Didğalenin bayırını,
Binnaz ablanın hayırlarını,
Hakikaten çok özledim.

Hamza çavuşun eğri bacağı,
Çok severdi kürdevanın kaçağı,
Meşur bizde Tanzot bıçağı,
Ben topraklarımı özledim.

Nebo bibinin o tatlı dilini,
Derenin son bahardaki selini,
İp ağarşaktaki yünün telini,
Ben insanlarımı özledim.

Kirkal Cincaket ve bir de bağa,
Köyde derlerdi Ademe ağa,
Kendinin olmasada giderdi bağa,
Ben işte bunları özledim.

Şağobil, Yankiya ve bi de Barevan,
Tam karşında vardır kürdevan,
Son baharda köyden gidiyor kervan,
İşte memleketimi özledim.

Zeli kohebin pikal taşını,
Hacı Muzafferin çatık kaşını,
Karsniyanın o soğuk kışını,
Hakikaten çok özledim.

Baliş ibonun meşhur lafını,
Çermikteki acı suyun safını,
Emriye hanımın tuhaflığını,
İşte ben bu insanları özledim.

İşini bırakıp namaza gider,
Ezan okuyup kameti eder,
Yılmazı evinde huzursuz eder,
İş te ben babamı özledim.

Polo eminin yengeç lafını,
Refik amcanın tatlı lafını,
Yasaktan toplanan köknar havsını,
İşte ben bu kişileri özledim.

Köyün alt başında ate Necati,
Ustaydı ama yoktu haceti,
Onun o omuzu yırtık ceketi,
İşte ben okulumu özledim.

Kışın merekte sepet tepmeyi,
Akşam olunca harfana yapmayı,
Soğukta kışta petobana gitmeyi,
İşte ben bu hayatı özledim.

Şaban amca yapar araba kayışı,
Mümüne yengenin hasır sayışı,
Nacizane NURCAN'ın dilinden dinle deyişi,
İşte ben bu masumları özledim.