Suları gürül, gürül
Ormanları gür
Havası çam ağaçlarından süzülmüş
Topraklarında can biterdi Anadolu'nun...

Örenler tanığıydı acıların
Hükümdar buyrukları yürür
İsyan yasaları işler
Yemen Türküleri söylenirdi kör savaşlardan sonra

İnsanlar göz bağına kelepçeli
Diz çökmüştü yazgısının önünde
Ağızlar şükür duasında
Bakışları ekmeğe aç, bilgiye çarığa muhtaçtı bebeleri

Karıncalar gibi daldılar toprağa
Temellerinden girip, çatılarından çıktılar okullarının
Tüneller açtılar karanlıklardan aydınlıklara

Minik elleri ile Boz Urbalı Çocuklar
Yirmi bir anıt yarattılar
Yirmi bir anıt yirmi bir güneş gibi doğdu boz kırda
Köyler dolusu yıldızlar yağdı her birinden

Ortaklardan, Hasan Oğlan'a
Beşikdüzü'nden, Akça Dağ ‘a el sallandı.
Yola çıktılar Savaştepe'den

Zamanları yoktu terlerini silmeye.
Bayramlarda bile bayramlar için çalıştılar
Işığa alıştılar

Bahçelere, bahçıvan
Sınıflara öğretmence girdiler
Yaşamın her alanına yöneldiler
Arılar gibi doldular kara kovanlarına köylerin

Ayağını daha bir canlı vurdu toprağa
Daha bir bilinçle vurdu delikanlısı
Halaylarda, horonlarda bel bükmesi diz kırması değişti

Bozuldu kısa ezberleri
Mehmet'in sözcükleri çoğaldı.
Hak dedi, hukuk dedi, adını işitti bilimin.

Yorumlar gibi oldu fermanını padişahın.
Güzel günlere göz kırptı çocuklar
Demokrasi istedi.
Romanları, öyküleri ırmaklar gibi aktı.
Türküleri coştu, şiirleri gürledi.

"Güzel günler göreceğiz çocuklar
Güzel günler göreceğiz " dedi ozanları
Yirmi bir okul,
Yirmi bir güneş gibi doğdu bozkırda
Köyler dolusu yıldızlar yağdı her birinden


Gözleri kamaştı yarasaların
Karanlık korktu telaşlandı
Örttü kara örtüsünü yıldızların üstüne

Bilmez ki karanlıklar
Tohumlar
Kara toprakta filiz verir
Güneşe, güneşe doğru yükselir, yükselir, yükselir...

Necat BAYRAKTAR

Not:
Bu şiir 1994 yılında Sakarya Eğitim-Sen Şubesinin, konusu; Köy Enstitüleri olan şiir yarışmasında birinci seçilmiştir.

 DİĞER ŞİİR VE YAZILARI İÇİN BURAYI TIKLAYINIZ