• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
                     Sobada yanan  çam odunlarının  çatısı ve mis gibi çıra kokusu ile uyandım.Daha  şafak sökmemişti.Ev iyice ısınınca babamı çağırdı annem."Kalk herif bugün namaz kılmak niyetin varsa.Köksal'da yolcudur bugün. Akşamdan biraz hamur yoğurdum. Son bir defa daha sıcak sıcak  yesin oğlan." Bu cümle tamamlanmadan sesinin titrediğini fark ediyorum.Peştamalının ucuyla gözünde biriken gözyaşlarını  rahatça siliyor,kimsenin görmediğini zannederek.Babam  yatağından doğrulup üstünü giyiniyor.Anemin ocak başına koyduğu leğenin başına geçiyor. Abdestini alıp namaza duruyor.
                 Yarı sesli  kamet getirişini,namaza niyetlenişini duyuyorum.Ettehiyata oturup selam verişini  izliyorum yataktan. Hemen  selamın ardından Eğuzubilahi
 çekerek " Allahula................. diye hayli uzun bir sureyi  ezbere okuyor.Tüm kalbi ,beyni sesine en yanık  havasını vererek okuyor.Banada ne olduğunu anlamadığım bir huzur veriyordu.Nihayet tüm aile kalkıyoruz yataktan. Ablalarım evi yatakları topluyorlar.Sofra hazır. Annem bişi   pişirmiş, çayı demlemiş. Sabah kahvaltısı yapıyoruz. Annem hala ocak başında bişi pişiriyor. Herkese teker teker tavadan çıkan sıcak bişi ikram ediyor. Kapı çalınıyor. Açıyoruz  ifaket nene;gözleri yaşlı burnunun ucu ve yanakları soğuktan kıp kırmızı. 
              "Nebo Baci Necat çıktı.Babamgile Allaha ısmarladık diyecek, acela edin  hava çok soğuk , yolda bekletmiyelim. "Ifaket baci  allahıni seversen iki lokma al sıcak sıcak " diyor.Tavadan çıkardığı sıcak bişiyi uzatıyor."Kusura bakma  Nebo bacı ben bizim evde bile yiyemedim. Hiç iştahım yok." derken leçeginin ucuyla gözlerinden  çıkan iki damla gözyaşını siliyordu.
 Evden çıktık. Komşular  evlerinin önüne çıkmış bizi uğurlamaya.Büyüklerin ellerini, diğerleri ile sarılarak öpüşüyoruz. Necat  İbrahim dede Nigar nene tüm  ev halkı kapının önünde. Herkesle vedalaşıp yola devam ediyoruz. Yaşlılar evlerine giriyor.Genç olanlar  Sıddık amcaların mereğin arkasına kadar geliyorlar. Muharrem Demirci, Lutfi amca Saniye nene  orada bizi bekliyorlar. Orada  görüşerek dualarla uğurlanıyoruz.
                   Trabzon öğretmen okulunda okurken karne tatilini  geçirmek üzere üçümüz beraber yine köye  gelmiştik. Şimdi şubat yarıyıl tatili bitti.Okula dönuyoruz.Kar çok yağmıştı o yıl.Uzun çayırdan yayan yolu bile yoktu.Samskara indik.Araba yolu kapalıydı.Yayan Anagert'ten dolaşarak tek mezarı çayırlarına çıktık.Çayırların ortasındaki pınarın başında çıkılarımızı açarak ayaküstü bir şeyler atıştırdık. Tekmezarı tam tepeye çıkılacak  dik bir yokuş vardı.Yukardan inenler dik olarak inmiş büyük basamaklar oluşmuştu kardan. Yukarıya doğru çıkmak hayli zor oldu.Zaman zaman bir yardımlaşarak zirveye vardık.Bica'ya  doğru indiğimizde yürüyüş daha zorlaştı.Hava ısındığı için yollardaki karlar  gevşemiş,batıyorduk.Herkes
 dizlerimize kadar ıslanmıştık.Bica'dan aşağı çamur deryasına düştük.Nihayet  Basa  masalahet'in  yamaçlarından Ardanuç'a doğru yaklaştık.Hepimiz bitmiştik yorgunluktan.Yürümüyor ayaklarımızı sürüyorduk adeta.Ardanuç, tarihi  Gevhernik kalesi önümüzde   beyaz yorganını örtünmüş.Siyah görülen   Ardanuç'tan çıkıp kıvrılarak Naldöken'e tırmanan  şoseye bakıyor herkes. Cehennem Deresinin ordan bir taksi  aşifte kıvraklığı ile tekerleri  dönerek değil adeta kayarak geliyor yol boyunca.içimden düşünüyorum.Dünyanın en mutlu insanı olmalı o arabanın içindeki adam.Pencereleri kapatmıştır  muhakkak, rüzgar göğsünden  girip iliklerine kadar işlemiyordur.Ayakları da ıslak değildir dizlerine kadar.Yumuşak koltuğunda otururken rahat rahat bitkin olması söz konusu olamaz.Valizini bagajına koymuştur, omuzlarıda ağırmıyordur. 
                       Muharrem  Demirci "Bence dünyanın en mutlu insani su   taksideki adamdir." demesiyle daldığım hayalden uyanmıştım. Herkes aynı şeyi düşünüyordu.Bu meseleyi konuşarak şoseye çıktık.   Araba geldi . Yanımızda durdu selamlaştık.
                       -Nereye gençler böyle? Cevabı amcaoğlu Necat verdi hepimiz adına.
                       -Biz Trabzon da okuyoruz.Bu akşam Ardanuç'ta misafir olmayı düşünüyoruz  akrabaların yanında.Yarın  belediye otobüsü ile Artvin'e gideceğiz.
 Oradanda Trabzon'a.
                       -EEE bugün ben sizi götürsem gelir misiniz Artvin'e?Herkes çok yorgundu. Konuşacak   hal bile kalmamıştı. Hepimiz Necata baktık. Hazır başlamşken
devam et dercesine. Necat devam etti konuşmasına:
                       -Bak ağabey,biz öğrenciyiz, az bir okul harçlığımız var hepimizin cebinde. Onuda  taksilere binerek harcayamayız. Hepimiz onaylamıştık  baş işaretimizle. Adam:
                       -Be sizi belediye otobüsü fiyatına götüreceğim.Artvin’den yolcu getirdim.Boş dönüyorum. Araba bir arkadaşın. Birkaç litre benzin parası çıkarsa
hem sizde   böylece  Artvin’e gitmiş olursunuz. Belediye otobüsü    150 kuruş tu o zaman Ardanuç'tan Artvin'e gitmek. Kabul ettik hemen.Elimizdeki çantalarımızı bagaja koyduktan sonra taksiye bindik. OOOOOOOOOOhhh. Dünya varmış. Her tarafımız hışır olmuş.Rahat ettik.Bir süre sonra camlar buğulandı.Üst başımız kurumaya başlamıştı.  Konuşarak Artvin’e vardık .Hepimiz çok mutluyduk.
                 Artvin'de köylülerimizi  bulduk.Hüseyin Akpınar, Hilmi Aslan(Helim)  beraber bir ev  ( yada bir evde bir oda) kiralamışlar beraber kalıyorlardı.Akşam yemeğine bir şeyler hazırladılar   beraber yedik.Sinemaya gittik  hep beraber o akşam.Sinema çıkısı bütün yorgunluğumuzu bile unutmuştuk. Ben Hüseyinle ayni yatakta yattım.Muharrem köylüm Helim’in yatağını paylaştı. Amcamoğlu Necat  Bacanağım İsmail Akpınar (dayısı) ile değirmen Palas'a gittiler yatmak için.Yattıktan sonra bir süre de yatakta sohbet ettik. Sonrada derin  ve huzurlu  bir uykuya yattığımızı anımsıyorum.
                          Koksal Bayraktar   31 -03-2009
                 CHAVANOZ- FRASA                 
                            DİĞER YAZILARI İÇİN TIKLAYINIZ


1 Yorum - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam99
Toplam Ziyaret378895
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar39.651439.8103
Euro46.689546.8766