• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
             Trabzon'da öğrencilik yıllarıydı. Yatılı olarak okumaktayım. Her türlü yeme,içme, giyim ,kuşam okul tarafındanb karşılanmaktaydı.Çok uzun zaman parasız idare edebilirdik. Okulaki arkadaşlarımızla da dayanışmamız çok iyi idi. Bazan çok acil para ihtiyacı olurdu. Öğretmenimiz yazılı yapacak, eğer cebimizde 25 kuruş yoksa hemen etrafa göz atar bir yakın tanıdık aranır ,bulunamazsa acela sınıf yada bahçede hızlı bir tur atılır. Muhakkak bir tanıdık bulunur.Çünkü ‘'Turhallı hepimiz bir halli.''Pek kimse bir yerlere gidemezdi. İlk rasladığımıza '25 kuruşun var mı ? Yazılı olacağızda.' Varsa para verili, yoksa ‘param yok ama kağı vereyim deyip alttaki dolaplara yönelinirdi.
            Çok azda olsa bazan yazlık sinemaya giderdik. 125 kuruştu bilet.Pek boş vaktimiz olmazdı. Ders saatleri dışında okul kütüphanesinde kitap okurduk. Adem Kaya ile beraber olurduk çoğunlukla. Daha sonra şehir kütüphanesinede gitmeye başladık. Orada kitap okuyor, ayrılırken iade ediyorduk. Duvarda bir yazı gördük .25 er lira kasaya bırakırsak evimize kitap götürebilirdik.Bende 50 lira vardı. İkimizin adına bu parayı yatırıp kitap almak için müdüriyete müracaat ettik Adem'le(Şimdiki deyimi ile Adem Baba ).Müdür çok iyi birisi idi. Bizi çok iyi karşıladı. ‘ Çocuklar ben sizi çoktandır izliyorum. Okumayı bu kadar seven kimse kitaplara zarar vermez.İstediğiniz kitabı alıp evinize götürebilirsiniz. Sizin para yatırmanıza gerek yok.Okurluğumuzun övülmesi bizi çok sevindirmişti. Ayrıca uzun bir yolu hergün yürümektende kurtulduğumuz için daha çok sevinmiştik.
Yine bir hafta sonu tatili.Okulun önünde küçük bir havuz ve içindeki balıklara dalmışım.Bakıyorum.Kendim Trabzon'da kafam köyde.Zeki ,İsmail(Demirci) ;ben karagöle gitmişiz.Hiçbirimiz balık nasıl tutulur bilmiyoruz. Kancalarımızı yemle beraber atıyoruz. Su çok berrak. Hem balığı hemde attığımız oltayı görebiliyoruz. Balıklar geliyor ;yaklaşıyor.Bazan dokunuyorlar .Yemi yutmadan kaçıp gidiyorlar. Sadece İsmail'in oltasına bir balık takılıyor.
               Necat'ın omuzumdan çekmesi ile hayalimden uyanıyorum. ‘Çok dalmışsın amcaoğlu.Ne kadar seslendim duymadın. Süleyman dede Numune hastahanesinde hasta yatıyormuş. Müsaitsen ziyaretine gidelim diye düşünüyorum.' Müsaitim emmoğlu . Tabii hemen gidebiliriz.'
Okul kapısından çıkarak sola doğru dönüp meşhur Mahmut Bankın önünde durduk.Eeee . Hasataya eli boş gidecek değildik.
                 Okulun yakınında küçücük bakkalın sahibiydi. Herkes ona Mahmut Bank diye hitap eder.Çok hatırlı , her derde deva biridir. Yazılı imtihan var diyelim. Dolaştın,25 kuruş borç verecek birini bulamadın. Doğru Mahmut Banka. Raftan 5 kağı alırsın. ‘Mahmut Bank yaz 25 krş kağıt aldım.'Mamut bakkal tazar.Yandan başka bir ses gelir.Yarım atom yaz bana. Öteki ‘bana tam atom 50 krş yaz. Bir simit otadan kırılarak arasına iki lokum konursa buna yarım atom, iki simit arasına dört lokum olursa buna tam atom denirdi.Başka biri ‘Mahmut abi dört bafrakoş ama deftere yazacaksın. Çok kesiğim bu ara.' Tam paket parası olmayanlar perakende açık sıgara alır. Aslında sıgaranın veresiyesi yoktur .Oflaya puflaya yinede yazar veresiye sıgarayı.
                  Bizde mahmut bakkaldan hediyelik alır deftere yazdırırdık. Paramız geldiğindede öderdik. Necat bana ‘Ne kadar paran var ‘ Ben cebime baktım ,olanıçıkardım. İki 25 krş vardı. ‘Bendede 75 krş var.Diyorumki ikimizin parasını birleştirip ne kadar gelirse muz alalım.Bizde birer tane yiyelim.Tadına bakmış oluruz.İkimizde o güne kadar hiç muz yememiştik. Banada çok ilginç geldi. Sermayemizi birleştirdik.Hastahanenin yolunu tuttuk. Zağanos Köprüsü civarında bir manavda bulduk muzu. Kabukları beklemeden kararmış muzlardan 125 kuruşluk tartmasını istedik. Adam birkaç tane muz koydu terazinin kefesine. Tamam mı dercesine bize doğru baktı. Necat kulağıma doğru eğilerek ‘Çok az geldi emmo. Biz birer tane yesek hastaya bir şey kalmayacak. Az bir şey götürsekte ayıp olur. En iyisi biz muzdan vaz geçelim.'

        Muzdan vaz geçtik . Muzun tadına bakmayı yine ertelemek durumunda kalmıştık. Bir iki kilo elma alarak ziyaretimizi yaptık.

                         Okulu bitirip öğretmen olarak Silifkede öğretmen olarak çalışmaya başlamıştım. Eniştem Selahattin Erdemli'de polis olarak çalışmakta idi. O nlara sık sık giderken çok eskiden Şavşat'ın bir köyünden göçmüş bir aile ile tanışmıştım. Yaşıtım oğulları Hüseyin'le Erdemli'de geziyoruz. Bir bakkalın önünden geçerken birşeyler alalım diye içeri girdik. Ben elma almayı teklif ettim. Hüseyin ‘elmayı her yerde buluruz. Burda muz alalım.' Bakkala bir kilo muz tartmasını söyledi. Ben bir sıgara yaktım. Muz nasıl yenir bilmiyordum. Zaman kazanmak istiyordum. Hüseyin bir muzu soydu ısırarak yemeğe başladı. Bende sıgaramı atarak bir muz soyarak yemeğe başladım.

                Köksal Bayraktar
8 mayıs -2010-chavanoz-Fransa

 

 Diğer yazıları için burayı tıklayınız 


1 Yorum - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam99
Toplam Ziyaret378895
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar39.651439.8103
Euro46.689546.8766