Geleneksel Artvin Evleri
Evler bir arada sıkı sıkıya omuz omuzadır. Evlerin bu konumlanışı köy halkının da biri birine olan dostluk, komşuluk dayanışma, paylaşma içtenlik ve güven duygularını da geliştirmiş, olduğunu söylemek mümkündür. Köyümüzde ve Genelde Artvin köy evlerinde ahşap mimari egemendir. Geleneksel Artvin köy evleri iki katlıdır. Alt katta genelde kışlık iki oda ve ahır var. Bir giriş avlusunun bir tarafında iki kışlık oda, bir tarafında ise ahır bulunur. Alt kat, yani kışlık odalar arazinin meyilli olmasından dolayı bir veya iki cephesi genelde toprağa gömülüdür. Veya çok kalın bir taş duvarla çevrilidir. En az iki cephe taş duvardır. Kışın sıcak olmasını sağlar. Tavan, taban ve ara bölme genelde ahşaptır.Üst katta iki ve ya üç oda bir ambar ile bir geniş veya dar bir hol bulunur. Ambar ve odalar geçme ahşap tahtalardan yapılıdır. Bazı evlerde çakadura dediğimiz odalara da rastlamak mümkündür. Çakadura odanın dört yanı dikme kalaslarla oluşturulur. Kalasların iç ve dış cephelerine çıtalar çakılır, aralardaki boşluk da saman karıştırılmış çamurla doldurulur. Kuruduktan sonra iç ve dış sıva ve badanası yapılır. Tabanı ve tavanı yine geçme tahtalarla döşenir. Mutfak odası: Hem mutfak hem de oturma odası olarak kullanılan odalarda İki tahta sedir vardır. Hem koltuk hem de karyola yerine kullanılır bu sedirler... Sedirlerde minderler, koyun postları ve duvara yaslandırılmış, çoğunlukla içi otla doldurulmuş (kilim halı dokuma) duvar yastıkları bulunurdu. Bu oturma düzeni durumuydu. Yatma zamanı gelince de minderler ve postlar toplanır, aynı sedire yataklar serilirdi. Yataklar; yataklık ya da yüklük denilen bölmelerde saklanırdı. Yörede hayvancılık temel geçim kaynaklarından biri olduğu için yataklar çoğunlukla yün yatak olurdu. Yaz kış aynı yataklarda, aynı odalarda yatılırdı. Mutfak Odasının ağaçtan arındırılmış olan topraklı özel bölümü vardır. Ocak dediğimiz bu bölümde doğrudan odun ateşi yakılarak pilakide ekmek pişirilir. Güveç, “kuşhana”, tava gibi araçlarla da yemekler pişirilirdi. Bakraçlarla ise yukarıdan zincirle asılı olarak patates, kabak, mısır gibi yiyecekler pişirilirdi. Ocakta devamlı köz ve ocak güğümü denilen güğümlerde devamlı sıcak su bulunurdu. Çaynik ile çaylar da burada veya formalı sobanın üzerinde demlenirdi. Yine aynı odada orta yerde formalı soba olurdu. Bu soba hem evi ısıtır, hem de ara gözde ekmek pişirilirdi. Üzerinde ise güğümlerle su ısıtılır, demliklerle çay, tencere tava ile yemekler yapılırdı. Bu odaların dar bir cephesi tavandan tabana kadar raflarla kaplı olurdu. Bu raflar evlerin mutfak dolabı idi. Biz yerel dilde bu raflara “terek” denir. Tas, tabak, tarpoş bu tereklere dizilirdi. Kaşıklar için “kaşıklık” ya da kaşık kabı denilen küçük dikdörtgeni andıran bir tahta veya sepet kap bulunurdu her evde. O sepette tereğe yakın bir yerde asılırdı. Sofradan kalan ekmekler ise bir külekle yüksekçe bir yere asılırdı. Kediler yemesin diye. Birde yemek öncesi el yıkamak ve büyüklerin aptes alması için her evde bir leğen, bir aptes güğümü olurdu. Aydınlanma aracı ise 5 numara, 7 numara lambalar, daha sonraları lüks lambaları idi. Yatmadan önce ahıra hayvanlara bakmak için çıra ile ya da idare lambası denilen lamba ile gidilirdi.Misafir Odası: Bu odanın kapı giriş ve pencere cepheleri hariç diğer iki cephesi, sedirleri ve tabanı yerel tezgâhlarda dokunan kilimlerle kaplı olurdu. Tüm kilimlerin uzatması ve geçmesi yünden, boyaları ise kök boya dediğimiz yerel bitkilerden sağlanırdı. Desenlerin tümü geleneksel motiflerden desenlerden oluşurdu. Hele son zamanlarda hemen her misafir odasında bir camili kilim olurdu. Bu odalar dikine soba dediğimiz sobalarla ısıtılırdı.Ambar: Evin tahılı, “buğdayı, mısırı, kışlık unun yağı, peyniri, diğer tüm ağartısı ve yiyeceklerinin, tahıl ürünlerinin depolandığı özel bölümlere ayrılmış penceresiz, giriş kapısı da diğer odalardan farklı bir bölümdü. Yani evin hazinesi… Ambardaki tahıllar ve unların konduğu bölümlere yerel dilde “haro” derdik.Ayvan: Evin üç cephesinde çıkma ikinci katlara girişi ve ikinci kat etrafında dolaşımı rahatlatan, dışa açık, etrafı bel hizasına kadar kalın çıtalarla çevrili aynı zamanda evin görünümünü de güzelleştiren açık koridor.Köşk: Balkonda “ayvan” üzerinde oturmalık için yapılan çıkıntı şeklinde 5 -6 kişinin oturabileceği yanları açık odacık. Tuvaletler: Evlerin tuvaleti ise yine ayvandan ahır ardı denilen hayvanların gübreliğine ahşaptan asma şeklinde kurulurdu. İniş bölümüne açılıp kapanabilen bir kapak ve tuvalete inen bir merdivenden ibaretti.Harman, Merek: “Samanlık”: Hayvanların ot, saman gibi kışlık yiyeceklerinin depolandığı, yuvarlak odunlardan yapılan ek bina veya bölümdür. Önünde “karapan” denen kuruluk bulunurdu. Her evin önünde ya da yakınında mutlaka bir samanlık olmalıydı. Başka türlüsü düşünülemez bile… Ahır: Evin giriş katında çok kalın yuvarlak ağaçlardan örme yöntemi ile yapılan bölümdür. Üstü toprakla örtülüdür. Ahır iki ana bölümden oluşur. Biri büyükbaş hayvanlar için ahır diğer bölüm ise küçükbaş hayvanların konulduğu “kom” dur. Ahırın iki tarafına uzatılan baga” lar vardır. Hayvanlar bu bagalara çiçhol, veya zincir ve kirkallarla bağlanır aynı zamanda ot saman gibi yiyeceklerini de bu bagalardan yerlerdi. Taban döşeme dediğimiz. Yuvarlak odunlarla daşenirdi. Hayvanlar kışın üşümesin ve temizlenmesi kolay olsun diye. Orta yerde temizlik için “sanashal dediğimiz bir kanal vardı. Burada biriken pislik kömzek denilen gözeden dışarı atılırdı. At için bir kenarda daha yüksekte bir yemlik, bir başka köşede de buzağılar için “dana damı” denilen bir özel bölme bulunurdu.Çatı Tasarımı: Evin yapılışı bitip sıra çatı tasarımına gelince önce lurs denilen evin bir baştan öbür başa uzatılan uzun ve kalın ağaç iki uçta pekiştirilirdi. Sonra, kol denilen seyrek dökme ağaçlar, lurstan oluk eğimine doğru seyrekçe, iki tarafa yerleştirilir. Onların üzerine de sıkca cerek dökülüp, pedevre ile örtülerek evin çatı tasarımı da tamamlanırdı. Eski evlere en ilginç görüntü veren yöreye özgü bir görünüm kazandıran da pedavralar üzerine dizilen taşlardı… Pedevre üstünde taşlar sıralı. / Görünüşün ne kadarda buralı / Lurs egilmiş koşatların yaralı / Seni kimler neden terk etmiş evim? Artvin’deki köy evlerinin yapı malzemelerinin yüzde seksen, doksanı ahşap, geri kalanı taştır. Her evin bir cephesi bacaların çıkarıldığı ve beden dediğimiz genelde atıl durumda olan cephedir. O cephe tenha olduğu için arısı olan aileler arı kovanlarını koyar veya; yarılmış, sobada yanmaya hazır hale getirilmiş, “çaha” dediğimiz odunlar yığılırdı. Diğer üç cephe ise ayvanlarla çevrili olurdu. Marangozun ev yapımında kullandığı aletler: Balta, Otur baltası gelberi, Hızar, bıçkı, burgu, el demiri, keser, rende küstere, çırpı çanak, yoşa, çekül…
Necat BAYRAKTAR
Yorumlar -
Yorum Yaz