• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Necat BAYRAKTAR
necatbayraktar@hotmail.com
Örgütlü Hayata Örnek Bir Bakış:
01/04/2011

            Örgüt: Ortak bir amaç hatta amacı gerçekleştirme uğruna bir araya gelmiş kişilerin oluşturduğu tüzel kişiliktir. Örgüt sözcüğü egemen zihniyetlerce tehlikeli olarak gösterildiği için dernek veya vakıf gibi isimlerle bir araya gelişler daha olumluymuş gibi durur.
       Bu girişten anlaşılacağı gibi dernekçilik bir örgütsel faaliyettir. Bu tür faaliyetlerin toplumsal hayat bakımından yararları tartışılmaz bile… Ancak örgütsel yapıları küçülttükçe amaçları hedefleri de küçülür. Yine de bu tür toplu faaliyetlerin amaçlarının doğru saptanması gerekir. Tespit edilen amaçların gerçekçi olması hangi ağırlığı hangi terazinin çekebileceğini iyi belirlemeliyiz. Bu da yetmez. Amaca uygun araçlar kullanılmalıdır. Örneğin balta ile erişte doğranmaz.  Polemikten uzak toparlayıcı bir dil kullanmak toparlayıcı davranışlarda bulunmak da örgütlü faaliyetlerin vazgeçilmezlerindendir. Bunlar ve bunlar gibi önemli ayrıntılar unutulursa veya görülemezse eleştiriler suçlama olarak kabul edilirse o faaliyetler yolun bir yerinde kaza yapar. Veya bir duvara çarpabilir. Sonrada yapılan yanlışlara ve yetersizliklere suçlu aranır.
Meslek hayatımın tümünü örgütlü hayat içinde geçiren bir insan olarak bu hayattan bana kalan birikimlerin belki çok küçük bir özetini kaleme almak ihtiyacı duydum.
          Öğretmenliğimin ikinci ve üçüncü 1969-70 yıllarında Samsun Havza Kirenli Köyünde bir kalkındırma derneği kurmanın öncülüğünü yaptım. Kuruluş işlemlerinin tümü elimden geçti. Sanıyorum o dernek aracılığı ile 11 kişi yurt dışına gitti. Şu anda ünlü olan Eşber Yağmurdereli derneğin hukuk işleri ile ilgileniyordu. Ondan önemli şeyler öğrendim.
           Altmış dokuz ünlü T Ö S Boykotuna katıldım. Sonra T Ö B –DER Lİ oldum. TÖB-DER faaliyetleri de demokrasi adına doğru faaliyetlerdi. Ama yönetenlerin hoşuna gitmediği için sürekli kötüleniyor baskı altında tutuluyordu. Nihayet o faaliyetlerden dolayı da meslekten geçici olarak ihraç edildik. Benimde içlerinde bulunduğum birçok öğretmen büyük bedeller ödedi. Açığa alındığımda tek maaşlı olduğum için geçimim zorlaştı. Bir ay Rize’de üç tekerlekli *el* Pazar arabası ile sebze satarak geçimimi sağladım. Hiç kimseye dert yanmadık. Hatta sürülmeye bile üzüntüsüz hazırdık. Mesleğimize döndükten sonra çoğumuz sürüldük. Benim sürgünüm de Sakarya iline çıktı. Orada da iki yıl süreyle tekrar soruşturmalar geçirdim. O soruşturmalar bitince EĞİT-DER İ kurma faaliyetleri başladı. Buraya kadar aktif bir üye olarak yürüttüğüm çalışmaları artık öncülerinden biri olarak üstlendim. Eğitder’in sendikal haklar komisyonunda görev aldım. Eğitder görevini başarı ile tamamlayınca EĞİT-SEN eğitim ve bilim emekçileri adında bir sendika kuruldu. İlk başkanı ilköğretim müfettişi olan bir arkadaş emekli olunca şube başkanı ben oldum. Okullarda televizyonlarda mahallelerde suçlanıyorduk. Sermayenin yanındaki kaynaklar ve onların etkisinde olanlar bizi PKK LI veya terörist diye suçluyordu. Bu ahlak dışı bir suçlamaydı. Çünkü ne PKK’YA karşı ne de teröristliğe karşı sempatimiz vardı. Devletin resmi dairelerinde çalışan memurlarıydık. Ama örgütlü hayat sistemin hoşuna gitmiyordu. Ancak biz yaptığımız işin doğrularına yaptığımız eylemlerin amaca uygunluğuna inanıyorduk.

                   Bizi suçlayan insanlara bile kızmıyorduk. Onların kullandığı suçlama dilini kullanmıyorduk. Çünkü biz bir başarı gösterirsek onların bir gün mutlaka bizimle buluşacaklarına inanıyorduk.
Sonra aynı doğrultuda kurulan EĞİTİM-İŞ adındaki sendika ile birleşmeyi kararlaştırdık. Birleşme komisyonunun içinde yer aldım. İlk büyük eylemimiz bu süreçte gerçekleşti. Sakarya ‘da beş bin kişilik bir miting ve 119 kişinin doğrudan iş bırakması ve yüzlerce kişinin de vizite ile iş bırakması gerçekleşti. Bizi suçlayan birçok öğretmen arkadaşımız bu eylemde bizimle beraberdi. Ya iş bıraktılar ya da vizite eylemine katıldılar. Onlarla kucaklaştık. Birlikte mutlu olduk. Elbette herkesle hayat güllük gülistanlık da değildi. EĞİTİM-SEN İN doksan beş Türkiye kurucusundan bir olmam hayatımda ki en büyük gurur kaynaklarımdan biridir. Amaç araç ve söylemlerimizin doğruluğuna inandığımız için Ankara seferlerine başlamamız gerektiğini düşündük. Böylece daha büyük kitlelere sesimizi duyuracağımızı saptamıştık. İlk Ankara seferinde 120 bin kişi ile Kızılay Meydanında sabahladık. Doksan beş kişi ile kurduğumuz örgüt yani EĞİTİM-SEN ilk üç yıl içinde 120 bin kişiye ulaştı. Bu süreçte dört maaş kesimi cezası aldım. Bir kere terör şubesinde sekiz kez karakolda sorgulandım.
                        Yüz yirmi bin kişiye ulaşıncaya kadar Ankara mitinglerinde yediğimiz polis coplarının acısını bizi suçlayan insanlarla o sayıya ulaşmamızla ve onların bizimle o mitinglere gelmesi ile çoktan unutmuştuk bile… Ondan daha önemlisi ise meşru mücadelemizin yasal Fstatü kazanmasıyla unutmuştuk. Sendika aidatlarımızı bile bizi suçlayan devlet ödemeye başladı. Başarmanın haklı gururunu yaşadık.
                  İnsan emeği ile insan yüreği ile yaratılan örgütlülükler gönüllü olmaya dayanır. Eleştirilerden dersler çıkarmasaydık, amaçları araçları ve söylemi doğru saptamasaydık, gönüllü olmasaydık bu gün hala her şeye rağmen ülkenin en dinamik örgütü olan EĞİTİM-SEN İ yaratamazdık. Birde altı yıl il başkanlığını yaptığım 10 yıllık bir siyasi parti hayatım ve oradan da çıkardığım dersler var. Bitmedi. Orası bana kalsın. Şimdilik bu kadar yeter. 28.03.11



2382 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Köşe Yazıları     01/04/2011 23:58

Sayın karsniya.com üyeleri; Necat BAYRAKTAR'ın yazı ve şiirlerini yayınlamamıza ihtiyacı yok.O'nun eserlerini onlarca sitede bulabilirsiniz. O sitelerde böyle bir köy sites değil. En yakın örnek Ardanuç'un en çok hit alan sitesi www.atabari.net'dir. Orada da köşe yazarıdır. Ayrıca tıpkı bu yazısı gibi, tıpkı burada yazan diğer köşe yazarları gibi,tıpkı benim en son gönderdiğim dernek toplantısı fotoğrafların "TOPLANTI RESİMLERİ" bölümünde bile yayınlanmamıştır.O halde "derneğe birşey göndermiyorlar" sözünün iddia edilmesinin takdiri size aittir.
Şener AKPINAR

Yazarın diğer yazıları

KÜRDEVAN - 19/12/2018
Umut tarlasına tohum ekerken Yoksulluğun bileğini bükerken Yeni hedeflere kürek çekerken Türlü yola düşünceye başvurduk Hayal dünyamızı yeniden kurduk
Diyorum - 25/02/2017
Siyaset yapanın koluna sazı Almasına artık hayır diyorum Beş asır öncenin - davullarını Çalmasına artık hayır diyorum
Algı yönetimi: Ne demektir? - 16/01/2017
Ülkemizde son bir yıl içinde çok kullanılan bir kavram... Peki nedir algı yönetimi? Toplumun algılarını özellikle siyasette kontrol etme istenilen doğrultuda yönlendirmektir.
Burası Türkiye Yıl: 2014 - 16/05/2016
4 Bin çocuk için taciz davası açıldı. Her ay 650 çocuk için adli tıpa taciz davası geliyor. Zorla evlendirilen kız çocuk sayısı: 31 bin 337
EFKÂR TEPESİ - 21/02/2016
İstemem ne küpe ne altın zincir Su altında ağlar beyaz bir incir Cerattepe gitse yüreğim sancır Dere sesi /dalga sesi / çay sesi Selam memleketim Efkâr Tepesi
Bir Kuş - 01/01/2016
bir ben varım bir de turna yanımda Bir kuş bakışındayım dostum Rüzgârlara karıştı ıslıklarım Zaman mı önümde benim Ben mi arkasındayım zamanın bilmiyorum
Zehirli Dil - 30/10/2015
Ezop ve Dil başlıklı bir yaşanmış öykü olduğunu okuduk. Sanıyorum çok kimse bilir. Onu burada anlatmayacağım.
Haddini Bilmek: - 12/08/2015
Özellikle siyasilerin ağzından bu günlerde sık, sık duyduğumuz ‘’haddini Bilmek’’ deyimi dilimizde çok kullanılan deyimlerden biridir.
Gezinin İkinci Yıl Dönümü: - 31/05/2015
Toplumsal Tarihimize “GEZİ OLAYLARI” olarak geçen eylemlerin ikinci yılındayız. Herkesin bildiği gibi… İstanbul da Gezi Parkının bulunduğu alana AVM yapılması amacıyla başlayan hükümet girişimine o çevrede yaşayan insanların karşı çıkışıyla başlayan
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam14
Toplam Ziyaret333122
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406