• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Köksal BAYRAKTAR
koksal@hotmail.fr
İNSAN OLMAK
09/02/2014
           Çalışmış ,okumuş,devlet memuru olmuştu.Zar zorda olsa geçinip gidiyordu.Her ay başı maaşını  tıkır tıkır alıyordu.Çalıştığı buroda,bitişiğinde  çalışan yüzlerce iş arkadaşı vardı. Çoğu kendisi gibiydi.Çalışır .İşine gider gelirdi.Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmazdı  Karsniya'li Niyazi.Evli ve birisi iki aylık olan iki  çocuğu vardı.Karısı  ev hanımıydı.Çalışmıyordu.
             Birgün.Yanıbaşında çalışan iş arkadaşı  Ali'yi  devlet babanın adamları ansızın apar topar aldı götürdüler.Duyduki adam çok fena işler yapmış. Katırcının katırlarını ürkütmüş.başka birçoook şeylerde yapmış yine.Halbuki   o adamla  ailece tanışıyorlardı.Maaşları yetişmediği zaman birbirlerinden ödünç alır verirlerdi. Maaşlarını yetersizliğinden yakınır ,herkese yardım etmek isterdi.Sendikada  da görevliydi.Zaman zaman da  insan hakları,demokrasi  falan der haksızlıklara karşı hep tavır alırdı. Kaçsefer söylemiş, uyarmıştı komşusunu.''Yahu aklını başına topla Niyazi.Ya şehit olursun bir gün ya gazi.Sen mi kurtaracaksın memleketi?Bak başına bir iş getirirler senin''.İşte gelmişti .İşine daha sıkı sarıldı Niyazi.Ses etmedi. Birkaç gün geçti geçmedi   yan masadaki  Veli'yi de der-dest adip aldı götürdüler. Duyduki oda birinin tavuğuna kiş demiş. Niyazi   ''Demeyeydi yahu. Onamı kalmış yani  birinin tavuğuna kiş  demek.Gerçi  o tavuklar komşunun bahçesini delik deşik  ediyor,eşiniyorlardı.Ama neyse canım.Bana ne.''diye düşünerek içine giren korkuları atmaya ,rahatlamaya çalıştı.Bana dokunmayan   yılan bin yaşasın.
              Ardı arkası gelmedi götürmelerin.Zanarsın sırası gelen gidiyor.Bütün arkadaşları gitti. Birgün de bizim Niyazi'ye geldiler.Aldılar. Götürüyorlar.''Ama ben suçsuzum diyordu  Niyazi.Anlatamıyordu bir türlü gelenlere.Onlar biz emir kuluyuz.Sen derdiniMARKO paşaya anlat dediler.Aldı attılar arabanın içine.Niyazi hala çevresinden medet umuyordu. Birisi çıkıp söylesin suçsuz olduğunu.Hayır. Kimsenin umurunda değildi Niyazi.Nihayet arabaya attılar .Oradan geçen orta yaşlı bir kadınla göz göze geldi .Hah bu kadın şimdi bağıracak avazı çıktığı kadar. ''Bu adam suçsuz.Bırakın onu.Evinde karısı ve iki çocuğu var.Onlar akşama ekmek bekliyor........
               Heyhat.Kadın gözlerini kaçırarak arkasını döndü.Hızlı adımlarla oradan uzaklaştı.Niyazi umutsuzluğa kapıldı.Dünyanın başına yıkıldığını zannetti. Yere yığıldı.Karısı ,çocukları onsuz ne yaparlardı.Ne yer  ,ne içerlerdi?Onsuz nefes bile alamazlardı.
                Sakinleşince diğer götürülen arkadaşlarını düşündü.Onlarında eşleri,çocukları vardı. Kim bilsin  ne zorluklar görüyorlar?Nasıl yaşıyorlar. Belki birkaçı orospu olmuştur bebelerine süt alabilmek için.Bu düşünce onu irkiltti.Belki kendi karısı da........... Of of .
                Ne hakla başkalarından yardım bekliyordu ki?Arkadaşları  birer birer götürülürken ses etmemişti,''bana dokunmayan yılan bin yaşasın ''demişti.Eh şimdi yılan işte onada dokunmuştu. Hem  götürülenlerin evine gidip geçmiş olsun bile diyememişti.Bir ihtiyaçları var mı yokmu,soramamıştı.Gerçiaklından geçirmiştide soramamıştı.Korkmuştu velhasılı.Şimdi  kimseden ne kendine nede   ailesine yardım beklemeye yüzü olmadığını düşünüyor kahroluyordu.
               Bizim niyazi EMPATİ yapmayı çok çok iyi öğren mişti ama çok   çoook  pahalı  birazda geç öğrenmişti.
                                                      &&&&&&&&&&&&&&&&
              Metin  GÖKTEPE.Bir gazeteciydi.Haber toplayıp gazetesine götürüyordu. Hepimiz gibi anası ,babası ,sevdikleri vardı.Bir gün polisler onu yakalayıp  götürdüler.Ertesi sabah bir parkta ölüsü bulundu.Anası ,babası ,sevdikleri yandı kavruldu.Üstelik devlet babanın  karakolunda öldürülmüş, parka atılmıştı. Devlet baba katilleri hep korudu.Mağdurları sürüm sürüm süründürdü. Mahkemelerini ilden ile nakletti. Ben hatırlamıyorum  Göktepe 'nin mahkemesinin kaç  il dolaştırıldığını, yıllar süren duruşmalarda  sonucun ne olduğunu.Katilin kim olduğuda şüpheli bence.Karakolda gazeteciyi döverek öldüren  polis mi?Yoksa o polisi koruyan devlet baba mı?
                 Biz ne yaptık?Metin'in  anasının  yada babasının yerine koyup oğlumuzu  da onun yerine koyup,ne duyacağımızı kafamızın içinden geçirebildik   mi?Zannet mem.Toplumsal olarak  HAYIR.
                SIVAS' ta    MADIMAK  otelinde   .Onbinlerce insan   tekbir getirerek İNSAN YAKMAK   için hareketlendiğinde ,o otelde  çalışanların yada misafir olanların kendilerinin ana,baba yada  sevdikleri olduğunu düşünebilselerdi,yakabilirler miydi?İnsanlık suçu işliyenleri yakalamayan,gerektiği gibi yargılamayanlar  ?İçerde yakılanların yada onların ana babası yada  kendilerinin yerine koyup birkaç saniye gözlerini kapatıp düşünebilselerdi bu insanlıkcanavarlarını hakettikleri cezayı vermezlermiydi.Zaman aşımı süresi dolduğunda   insanlık suçlarında zaman aşımı olmasın diyenlere   Dönemin muktedirleri  ''Ne olacak   yargılanamayan İNSANLIK SUÇU işleyen   5 kişi  kalmış zaten. Ne olacak?Önemli değil''diyenler,Madımak'ta yakılanların yerine  kendi baba,ana yada sevdiklerini koyarak gözlerinin önünde şöyle bir canlandırabilselerdi bu kadar adaletsiz ve haksızlık yapabilirler miydi?
                    Eskişehirde,sokak ortasında. Ellerinde sopalar,devlet baba(Nasıl babaysa) polisleri,
mahallenin esnaflarından birkaçı .Gecenin  loş ışıklarında beliren film şeridi .Kareye kaçan bir genç
takılıyor.Eli sopalılar tuz yalamaya dökülen davar misali yada  cangılın ortasında yavru ceylanı parçalamaya davranan sırtlanlar gibi saldırıyorlar.Baba harmanı.Vuran vurana.8-10 kişi elleri sopalı.Polisler.Yetmiyormuş gibi mahallenin esnafından kimseler.Elinde hiçbir şeyi olmayan darbelere karşı elleriyle başını korumaya çalışan bir insan.Ölümcül ediyorlar adamı. Ali İsmail Korkmaz bu.Üniversite öğrencisi.Onu öldü zanneden canavarlar bırakıp uzaklaşınca dotor zannettiği birisine sığınınca   bir çapulcu eksik olsun diyerek onu ölümün kollarına bırakan doktor bozuntusu değil insan bozuntusu.   Metin Göktepe hikayesine döndürülen yargılama  hikayesi.Devlet  katillerini koruyor. Kaç sefer kamera kayıtları siliniyor.Yeniden bulunuyor.İnkar edilemeyince   zoraki  yargılama başlıyor. Katiller (Bence  o eli sopalılara katil demek bile hafif kalıyor) işinde gücünde .Mağdurlar süründürülüyor.
                 Metin Gök tepe'nin yerine ,İ.Korkmaz'ın yerine,Madımak oteli'ne  kendi  oğlumu koydum.Gözlerimi kapadım. Midemden yukarı kabaran Bir şey boğazımı tıkadı. Nefes alamaz hale geldim.Gözlerim doldu. Cinnet geçirecek hale geldim.Gözlerimi açtım.Nefesimi zor aldım.
                   Kendimi Göktepe'yi öldüren polslerin yerine koydum,Eskişehir'de  A.İ.Korkmazı öldüren canavarların yerine koydum bir an.İnsan olduğumdan utandım.Yüzüm kızardı.Çabucak gözlerimi açtım.Etrafıma  baktım aceleyle.Kimse suçustu  gördü mü  diye.
                  Bütün bu düşünceleri yaşarken  bir hafta  uykularımı kaçtığını ,böyleleri(ben insan demiyorum) ile çağdaş olduğuma utanıyorum.
                 Feysbukta  paylaşılan çirkin bir  karikatür  var bu aralar paylaşılan.Benim de saygı duyduğum yıllardır   milletvekili olarak  çalışmış. Seçmenlerinin haklarını doğru bildiği yoda  savunmuş biri. Bu adam  ona oy veren onbinlerce  seçmenin temsilcisi.Bir eş.Çocukları olan bir baba.  Karikatürde köpek yapılmış, tasma takılmış.Zinziri birisinin eline verilmiş.İğrendim yapılan espiriden.Onu gören  eşinin yada çocuklarının ne kadar üzüleceğini düşündüm.Gözlerimi yumdum.
Bu espiri (EŞŞEKÇE) nin benim babama yapıldığını düşündüm   bir an.Ne kadar çirkin ,seviyesiz bir  şey olduğunu düşündüm. Altına  yorum yazdım. Ne yazmış olacağımı tahmin edersiniz.Böyle birşeyi yapanın,yada paylaşanın   paylaşmadan önce   kendi babasına böyle bir çirkeflik yapıldığını düşünerek  duygularını  tartmasını önerdim.Cevap veren  kimse benim çok yakınım,sevdiğim ,saydığım,babama yakıştıramayacağım bir şeyi ona da yakıştıramayacağım bir kimsenin oğlu.Verdiğ cevap tiksindiriciydi.''Babamı karıştırma  bu işe.......... Ona köpek yakıştımasında bile köpeğe hakaret olur..''   
                  Empati yapabilmek bence insan olmanın  olmazsa olmazıdır.İnsan olmak=Empati yapabilmek.  Çuvaldızı başkasına  batırabilmek için,iğneyi kendine batırabilmek.

                                                                                            Köksal Bayraktar.



2724 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

İnsan olmak.     10/02/2014 10:37

Cellatlar bir gün gelmiş Koministleri götürmüşler kimse ses çıkarmamış, sosyalistleri götürmüşler kimse ses çıkarmamış,Sosyal Demokratları götürmüşler kimse ses çıkarmamış,Sonunda sıradan insanları alıp götürürken Ses çıkaracak kimse kalmamış.Aynen bugünkü gibi. Son bölümde okuduğum katledilen yiğitlerin acısını daha önceden Haberlerde okurken boğazım düğümlenirdi. Bir kez daha bu yazıyı okurken oluştu.Bu düğümler bir gün birleşerek sel olur herhalde. Teşşekürler Köksal abi böyle güzel yazılarınla bize birşeyler hatırlattığın için.
ayhan bayraktar

Yazarın diğer yazıları

Derelerin Kardeşliği - 20/02/2017
Bütün dünyada nasıl halkların kardeşliği gerçekse, derelerin kardeşliği de o kadar gerçektir.
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım, O ve Ben -2- - 11/01/2017
İlkokulu bitirdik.Diplomalarımızı aldık.6yıllık Susuz ilköğretmen okulu imtihanlarına yazıldık.Birgün önceden Unushev'de kızkardeşlerinde misafir olduk.Adakkale'de bir okulda imtihana girdik.Rifat Zeki ve ben beraber aynı yerde imtihana girdi
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım O ve BEN - 14/12/2016
Onunla en eski anım yukarki yaylada olmuştu.Yaylamız yoktu.Mallarımızı Anneannem Zahide nenem sağıyordu..Yazın köy çok sıcak diye anam Nuro dayımla yaylaya gönderdi.Atla dayımın kucağında yaylaya vardığımda koşarak beni karşıladı.
KÖLELİK VE İSLAM - 21/01/2016
Okul yaşamı boyunca din dersleri okudu bizim kuşağımız.Genellikle esirgeyen,bağışlayan,sevgi dolu din-i islam içerikli konular öğrendik.
MENEMEN NE MENEM - 26/12/2015
930 yılı 23 aralık tarihinde 24 yaşındaki genç asteğmen KUBİLAY MENEMEN de
AYYAŞ!! - 11/12/2015
'Ayyaş' bir sigara yaktı, bir kadeh rakı koydu, hava sıcak, çarptı tabii.. Kalktı Muş ve Van’ı Ruslardan temizledi. Bir kadeh daha vapurda sanıyor kendini hoopp Samsun’a gitti kafa. Amasya’da Erzurum’da Sivas’ta kongreler.
KÖYÜME HASRET - 03/11/2015
Gel gör ,köyümün çok hoştur yazı . Pancarcı giderdi gelini ,kızı Şimdi yüreklerde kalmıştır sızı Kaldı bizim yaylalar Kutlu köyüne.
YAŞAMA BAKIŞ - 21/03/2015
Aştım koskoca daağları Geçtim ovaları
İSLAMOFOBİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ-1- - 04/02/2015
Charli Ebdo baskını ile Medeniyetler çatışması ve İSLAMOFOBİ yeniden ısıtılarak toplumun önüne servis edildi.Temcit pilavı gibi ısıt ısıt ye.Tabii yersen.
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam108
Toplam Ziyaret333216
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406